1 Temmuz 2025 Salı

Ilgın ve Hazreti Mevlana Celaleddin-i Rumi

Ilgın ve Hazreti Mevlana Celaleddin-i Rumi 

Ilgın ve Hz. Mevlana ve Ilgın Kaplıcaları 📗📚📘
Günümüze ulaşan en önemli tarihi yazılı kaynaklar arasında olan ve menkıbelerden oluşan Menakıpnamelerin naklettiği rivayetlere göre Hz. Mevlana'nın Ilgın ziyareti ve dönüş yolu;
Anadolu Selçuklu Devleti devrinde gülistan olan Konyamızın manevi önderlerinden ve büyüklerinden olan Mevlâna Celâleddin-i Rumî Hazretleri her sene aile efradı talebeleri ve sevenleriyle birlikte Ilgın kaplıcasına topluca gelirlerdi. Ilıca'nın şifalı sıcak sulardan istifade ederlerdi. Bu adı ile müsemma Ab- Germ'de Kudretten ılınmış sıcak sular beldesinde binlerce senedir akan Ab-ı hayat kaynağı olup aynı zamanda içilebilen, insan vucut sıcaklığına denk olan ıççak suların aktığı kadim banyolarda hamamlarda havuzlarda 15, 20 günden ziyade kalır, ibadet eder, tefekkür eder, dinlenir, yunur, yıkanır, maddi ve manevi her türlü arınırlar derman bulurlarmış.
Derin ilimler mahsulü olan nice hikmetli İslâmi kıssa ve hikayeleri satırları daha sonra Mesnevi isimli eserinde yer alacak şekilde talebeleri tarafından burada kaleme almıştı.
Aslında bu yönüyle bir diyar-ı Mevlana'dır Ilgınımız. Mesnevî-i Şerif ya da Mesnevî-yi Manevî her yere sirayet etmiştir Ilgın'da.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin Ilgun ziyaretlerinde hayli zaman göreslediği nice Ilgın Evliyasından Veliyullahtan dostlarından ve yaranından olan Ilgınlı dostlarıyla kucaklaşılıp, şehir merkezinde hanelerde hep beraber sohbetler, zikir meclisleri ve Semâlar eylermiş.
Vakitler tamam olduğunda ise gayri Selçuklu Payitahtı Konya'ya dönüş yolunda geleceği vakti önceden bilen dostları, sevenleri ve dervişleri kendisini (Ruzbe hanı)'nda beklemeye başlardı. Karşılamada ise; ney ve kudüm çala çala, rubâî ve gazeller okuya okuya kendilerini Konya’ya getirirlermiş.
Lala Ruzbe (Horozlu) Hanı, Sultanların karşılandığı ve uğurlandığı Ruzbe ovasında bir kervansaraydır. Günümüzde şehir merkezi içinde kalan han, Konya'nın kuzeyinde, Konya-Ankara ve Konya-Aksaray yol ayrımının öncesinde yer alır. Halihazırda turistik bir tesis olarak kullanılmaktadır.
Menâkıb-ı Mevlânâ Celâluddin-i Rumî
Şeyh Ahmed Eflaki Menakıbü'l-Arifin - Ariflerin Menkıbeleri
Terceme-i Sevakıb (Tarikatname-i Mevlana)
Mevzu bahis Ilgın Kaplıcaları gibi bir şifa kaynağı olunca. Boşa söylememiş koca Kanuni Sultan Süleyman Han:
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi. Olmaya devlet cihânda bir “nefes” sıhhat gibi.
Cümleten hayırlı, bereketli ve sıhhatli günler dileklerimle.
📍 Konya, Ilgın Kaplıcaları.
©️ Beytullah YILDIRIM Ilgın Araştırmaları©
🔗 ilginarastirmalari@gmail.com

30 Haziran 2025 Pazartesi

Ilgın Buğlem Eriş Türkiye Üçüncüsü Oldu

Ilgın Buğlem Eriş Türkiye Üçüncüsü Oldu 

Ilgın'lı Buğlem Eriş Türkiye 3. Oldu 📗📚📘
Ilgın Cumhuriyet Ortaokulu ve Ilgın Belediyesi Spor Akademisi Judo öğrencisi olan Buğlem Eriş, Çankırı İlinde 28-29 Haziran'da düzenlenen Türkiye Anadolu Yıldızlar Ligi Judo Şampiyonasında +70 kg'da bronz madalya kazanarak Türkiye üçüncüsü oldu.
Ilgın, Eldeşli kızımız başarısıyla Ilgınımızın haklı gururu oldu.
Antrenörleri ve ailesinin desteğiyle disiplinli bir hazırlık süreci geçiren başarılı sporcu, hedefinin Türkiye şampiyonluğu olduğunu ifade etti. Ilgın Belediyesi’nin spora verdiği destek, Buğlem’in başarısıyla bir kez daha taçlanmış oldu.
Genç yaşına rağmen Milli düzeyde elde ettiği bu dereceyle hem kulübünü hem okulunu hem de Ilgın’ı gururlandıran Eriş, sporseverlerden tam not aldı.
Maşaallah, tebrik eder, başarılarının devamını dileriz.
📍 Konya, Ilgın. 29.06.2025.
©️ Beytullah YILDIRIM Ilgın Araştırmaları©
🔗 ilginarastirmalari@gmail.com

29 Haziran 2025 Pazar

Ilgın Beykonak Dediği Sultan Osmanlıca Kitabe

Ilgın Beykonak Dediği Sultan Osmanlıca Kitabe 

Ilgın Beykonak Dediği Sultan Kitabeleri 2 📗📚📘
Beykonak (Tekke) Mahallesi'nde bulunan tarihi Dediği Sultan Tekkesi kitabeleri:
Didiği Dede Tekkesi konum itibariyle güney ve batı cepheleri, ovaya ve eski bilinen yaygın ismiyle Mahmut Hisar (Mahmuthisar Tekkesi) Tekke köyüne nazır, kuzey ve doğu cepheleri ise dağın yamacına Boldacı'ya yaslanmış şekildedir. Eserin yapı olarak dış görünüşü sade tutulmuş olup, beyaz alçı ile sıvalıdır. İç içe üç ayrı bölüm ile kuzeydeki avludan oluşan yapı, kırma taşlarla inşa edilmiş, binanın üzeri sonradan kurşunla kaplanmıştır. Avlu bölümü tarihi mezar taşlarının olduğu hazire olarak değerlendirilmiştir. Avludaki iki ahşap kolona dayanan bir sundurmadan giriş sağlanmaktadır.
Girişteki ilk bölüm, kuzey-güney doğrultusunda enlemesine planlı olup, burası da hazire olarak kullanılmaktadır. Bu kısım da sedirden ahşap sütunla desteklenmiştir. Daha önce giriş kapısının üstünde yer alan devşirme çift tavus kuşu motifli levha günümüzde asılı şekilde girişin karşısındadır. Dikdörtgen planlı bu bölümün güney duvarında, ortadaki sivri kemer formlu kapıdan ikinci bölüme geçilmektedir. Ortada kubbe, iki yanda da beşik tonozlu birer eyvan yer almaktadır. Bu eyvanlardan batı eyvanında Didiği Sultan’ın mezarı, doğu eyvanda ise Mehmet Dede ve Ömer Baba’nın mezarı vardır.
Didiği Sultan’ın mezarının baş şahidesi mevcut olup üzerinde yazı ve süsleme bulunmamaktadır. Pencere açılmayan bu bölümün güneyinden üçüncü bölüme geçiş kapısı mevcuttur. Kapı çerçevesi, devşirme malzemedendir. İki basamakla inilen üçüncü mekân, 5,44x5,30 metre ölçülerinde, kare planlı olan mescit bölümüdür. Mescidin üzerini tromplarla geçilen kubbe örtmektedir. Kıble duvarının ortasında, giriş eksenindeki mihrap, dikdörtgen planlı niş ve yarım kubbe kavsaralıdır. Mihrap nişi, yekpare üç devşirme mermer taşı levha ile sınırlandırılmıştır. Kenarlardan geometrik örgü ve geçme motifleriyle, palmet ve Rumi yaprakla süslenmiştir. Tekkenin yakınında güneybatısında yamaçta kayaya oyulmuş bir türbe bulunmaktadır. İçinde ve dışında define avcıları tarafından kazı yapıldığından tahrip olan türbe yıkık durumdadır.
Osmanlıca (Kitabe 2):
Dediği sultan Mescidine girişi sağlayan kapının üzerinde, duvarın yüzeyinde 20x10 cm ölçülerinde celi sülüs hat ile yazıyla yazılmış, iki satırdan oluşan ikinci Osmanlı Türkçesi ile yazılmış kitabenin ikinci satırı kırılmış ve silik olduğundan okunamamaktadır. Bu kitabenin ilk satırda “Amelü Osman bin Abdurrahman ...” şeklinde okunmaktadır.
Kitabenin yazı üslubu ilk Arapça kitabeden farklı olduğundan, muhtemelen Abdurrahman oğlu Osman adlı usta, sonraki yüzyıllarda yapının tamirinde görev almış ve tamir kitabesi olmalıdır.
Beykonak Didiği Sultan Mescidi ve Tekkesi’nin içinde ve dışında onlarca mezar taşı bulunmaktadır. Bu mezar taşları XIV ila XVIII. yüzyıl arasına aittir. Mezar taşları dönemlerinin genel özelliklerini yansıtmakta ve ayrıca Didiği Sultan’ın soyağacı ile müritleri hakkında az da olsa bilgiler içermektedir.
Didiği Mescidi, Türkiye Selçuklu sultanı I. Keyhüsrev zamanında, 576/1180 yılına ait önemli bir yapıdır. Mescit-tekke olarak yapılan eserin genel kurgusu, erken Osmanlı mimarisinde uygulanacak olan zaviyeli cami planını hatırlatmaktadır. Yapının kitabesi, yazı tarihi bakımından Türkiye Selçukluları Dönemi celi sülüs karakterini yansıtması açısından ayrı bir öneme sahiptir.
Mehmet Akif Ersoy'un dediği gibi;
Halık'ın namütenahi adı var, en başı Hakk
Ne büyük şey kul için, hakkı tutup kaldırmak
Allah'a dayan sa'ye sarıl, hikmete ram ol
Yol varsa budur bilmiyorum, başka çıkar yol
Enbiya yurdu bu toprak; şüheda burcu bu yer
Bir yıkık türbesinin üstüne, Mevla titrer
Ey şehidoğlu şehid, isteme benden makber
Sana ağuşunu açmış, duruyor Peygamber...
BİBLİYOGRAFYA
Beytullah YILDIRIM Ilgın Araştırmaları, Oral, 1956, 43-45; Bakırer-Faruqhi, 1975, 447-486, Tuncer, 1977, 52-55; Sönmez, 1989, 187-188; Bayburtluoğlu, 1993, 166-167; Aydoğdu, 1994; Odabaşı, 365-403; Boran, 2001, 24-57; Tüfekçioğlu, 2001, 58-80; Karpuz, Envanter, 2009, III/1966-1970; Çaycı-Ürekli, 2003, 359-401.
📍 Konya, Ilgın Beykonak Dediği Sultan Mescidi Kitabesi.
©️ Beytullah YILDIRIM Ilgın Araştırmaları©
🔗 ilginarastirmalari@gmail.com