Mehmed Edib Bin Mehmed Derviş Ilgın'da
Osmanlı Devleti, kuruluşundan itibaren kendisinden önceki Türk-İslam devletlerinin hem idari hem de siyasi geleneklerinden faydalanmıştır. Menzil sistemi de Osmanlı Devleti'nin haberleşme ve ulaşım hususunda bu geleneklerden faydalanıp, kendi anlayışı çerçevesinde geliştirdiği sistemlerden biridir. Özellikle hac yolu üzerinde kurulan menziller, hac mevsiminde hacıların konaklama ve barınma ihtiyaçlarının giderilmesinde önemli bir yer tutmuştur. Bu Hac menzillerinden biriside Ilgın idi. 1776 yılında hac farizasını yerine getirmek üzere İstanbul'dan yola çıkan Mehmed Edib bin Mehmed Derviş, kendisinden sonra hac farizasını eda edecek kişilere kolaylık sağlamak amacıyla, yol boyunca yaşadıklarını Nehcetü'l-Menâzil isimli bu eserde kaydetmiştir. Bunun yanı sıra yol güzergâhındaki menzillerin sayısı, isimleri ve birbirlerine olan uzaklıklarını da kaydeden yazar, döneminde ulaşabildiği eserlerden de yararlanmıştır.
Mehmed Edîb Efendi (1193/1779), Nehcetü'l-Menâzil isimli eserinde Edîb ve Derviş mahlaslarını kullanmayı tercih etmiştir. Mehmed Edîb, hac yolculuğu sırasında gördüğü ve yaşadıklarının dışında kendinden önce kaleme alınan eserlerden doğrudan alıntılar yaparak eserini zenginleştirme yoluna gitmiştir. Bu çalışmayı 'Nehcetü'l-Menâzil' adı altında toplamış ve daha sonra, bu eserin baskıları yapılmıştır.
Kitabın büyük bir kısmı menzillere ve menzillerde yer alan ziyaretgâhlara ayrılmış durumdadır. Kitabın son bölümünde ise hacla ilgili kurallar sıralanmaktadır.
Hac yolculuğunda önemli bir menzil ve dinllenme mola yeri olan Ilgın'la ilgili Hicri 1190 Miladi 1776 yılına ait bilgilere Kitabının 33. Sahifesinde
Akşehir ile Ilgın arasında Arkud Hanı (Argıt Hanı) adında birkaç haneli küçük bir köy bulunmaktadır. Burada sarayda çırak olmuş bir han ağası vardır. Burası Akşehir’den yedi saat sürmektedir. Buradan Ilıca bir buçuk saat, Ilıca’dan Ilgın ise yarım saattir.
Ilgın'nı şehri süsleyen yapılar topluluğu ile başlar. Bunlardan ilki (Lala) Mustafa Paşa'nın külliyesi, ikincisi Turgud Bey'in (Pir Hseyin Bey Ulu) camidir. Bunlara, şehrin dışında bulunan ve Gıyaseddin Keykubad eseri olarak vasıflandırılan çifte hamam (Vakıf Hamamı Kaplıcaları) ilave edilmiştir. Rasim Paşa’nın bir hanı vardır. Çarşıları ve mahalleleri bir arada olan bir kasabadır. Akşehir’e bağlıdır. Yaz aylarında havası sıcaktır. Burada sürekli olmayan bir ılıca vardır. Bu ılıcanın felç hastalığına iyi geldiği söylenmektedir. Bu şehirde suyu lezzetli birçok balık türü çıkan bir göl (Ilgın Çavuşçu Gölü) vardır. Su mimarisine ait bir diğer yapı olarak İbrahim Bey'in çeşmesi vardır. Yol üzerinde diğer adı Arslan Köyü olan Kadınhanı isimli köy ile birkaç köy daha vardır. Buna Arslan Köy denilmesinin sebebi taştan Arslan suratları olmasıdır. Burada Balgam Suyu ve Balis Köprüsü adında iki mahal bulunmaktadır. Ilgından taş köprü iki saattir diyerek Mehmed Edib, Ilgın menzili bölmünü tamamlamaktadır.
Fotoğrafta, Ilgın Menzilinden ayrıntılı olarak bahseden Mehmed Edib bin Mehmed Derviş'in Nehcet'ül Menazil İsimli Kitabın İlk Sahifesi.
Ilgın Araştırmaları Beytullah YILDIRIM
https://ilginarastirmalari.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder