8 Nisan 2013 Pazartesi

Ilgın Barakmuslu Köyü

Ilgın'ın Köyleri
Ilgın Barakmuslu Köyü
Ilgın Barakmuslu Köyü
Barakmuslu Köyü Ilgın'ın 27 km. güneyinde Sultandağları'nın uzantısı olan Çifte Koyaklar, Çelebidağ ve Atuçuran tepesi arasında ormanlık bir arazide kurulmuştur. 120 hane ve 620 nüfusu olan köyün kuruluş tarihi ile ilgili kesin bir bilgi yoktur. Anlatılanlara göre Urfa'nın Barak ovasından gelen “Barak Dede” adında bir kişi kervan yolu üzerinde olan köyün bulunduğu yere bir baraka yaptırarak kervancıları ağırlamıştır. Barakmuslu adını “Barak Dede”den almıştır. Köyün ilk kuruluş yeri “Dibek Köyü”dür. Sivrisinekten bulaşan hastalıklardan korunmak için sonradan buraya taşınmışlardır. Temiz havası ve manzarası ile görülmeye değer bu orman köyümüzde her hanede bir telefon vardır. 3 sınıflı 2 öğretmenli okulun 6, 7 ve 8. sınıfları Ilgın'da pansiyonlu olarak okumaktadır. 1 camii, 1 imam ve 1 imam lojmanı vardır. Barakmuslu köyünde, İmamlar mahallesi, Aşağı mahalle ve Yukarı mahalle olmak üzere 3 mahallesinde yaşayan sülâlelerden bazıları Hacı Mehmetler ve Atçekenlerdir. Çoğunluğu toprak damlı, kerpiç yapılı evlerde yaşayan halkın geçim kaynağı arazi yetersizliği nedeniyle pancar ve tuğla işçiliğidir. 3000 dekârlık ekilir arazisinde sınırlı da olsa tarım ve hayvancılık yapılmaktadır. Kapalı şebeke içme suyu var, yetersizdir. Beykonak Kasabası'ndan sonra 7 km. 
lik stabilize yol kış mevsiminde bazen kapanmaktadır. Köyde sağlık evi var fakat personeli yoktur. Köy konağı inşaat halindedir. Sulama projesine uygun olarak planlanan su kanallarının yapımı yarım kalmıştır. Büyük bir su havuzu yapılmış olmasına rağmen, kendi haline terkedilmiş ve çalışmaz durumdadır. 

Barakmuslu Mezarlığı
Kuş uçmaz, kervan geçmez, karanlık tuttu yolları 
Gözün gönlün kararmış sen nasıl gecesin hey gidi 
Buğdaysız, çavdarsız kara ekmeğe benzersin 
Yıldızların, hani yıldızların, çiçeklerin nerdeler 
Kalbin neden durmuş rüzgarı kesilmiş değirmen gibi 
Suya indi çakallar, suya indi söğüt dalları 
Barakmuslu mezarlığı kımıldanır için için 
Barakmuslu mezarlığında seyran seyran ölüler 
Kuş uçmaz, kervan geçmez, karanlık tuttu yolları 
Gözün gönlün kararmış sen nasıl gecesin hey gidi 
Ben ne inim ne cinim, ben bir garip ademim 
Barakmuslu köyünden selamsız oğlu bekir 
Yıkılası hanede sekiz boğaz altıma bakar 
Ben kendimi toprak bilirim, toprak beni baba bilir 
Benim köyümde avrat bile toprak gibi sevilir 
Ben ne inim ne cinim, ben bir garip ademim 
Nideyim bu mezarda babam yok, yalnız anam var 
Dedem yok bu mezarda, fukara ninem yatar 
Söyleyin dağlar-taşlar ben selamsız oğlu bekir 
İki gözüm iki ateş parçası, iki taş parçası iki elim 
Yıkılası hanede sekiz boğaz altıma bakar 
Gece düşer, barakmuslu mezarlığı dirilir 
Barakmuslu mezarlığında seyran seyran ölüler 
Bir giden bir daha dönmez, gitti gider 
Sen harami yusuf, her yaranda bir çiçek açmış 
Sen hasretlik şakir, mapuslarda ölen şakir 
Evladım kadir nasıldı o seni dağda mı vurdular? 
Ya hüsne gelin, yar yoluna serden geçmiş 
Fadimem, sıtmalar girdi kanına fadimem 
Barakmuslu mezarlığı cümlemize mekân oldu 
Barakmuslu mezarlığında koyun koyuna girdiler 
Bir giden bir daha dönmez, gitti gider 
Barakmuslu mezarlığı cümlemize mekân oldu 
İki elim kızıl kanda selamsız oğlu bekirim 
Hem babam hem dedem yad ellerde kurban oldu 
Herkesin kökü toprakta, bir ben köksüz gibiyim 
Şavkın yok, ateşin yok, sen nasıl gecesin hey gidi 
Gözün gönlün kararmış, tadın tuzun kalmamış 
Yıldızların, hani yıldızların, çiçeklerin nerdeler 
Ben ne inim ne cinim, selamsız oğlu bekirim 
Benim babam, benim dedem yad ellerde öldüler 
Bir giden bir daha dönmez, gitti gider 

Neylersin oğlum bekir, bak işte ben dedenim 
Benim mezarım yoktur dardanos şehitleri de 
Kül oldu yirmiüç baharım kıvırcık bir mart günü 
Başımı ayrı gömdüler, gövdemi ayrı gömdüler 
Ya gazi ya şehit diye geldik, şehit olduk 
İki gözümle gördüm topların ölüm tükürdüğünü 
Tövbeler olsun göklerin veremli gibi öksürdüğünü 
Neylersin oğlum bekir, şehitlik alın yazısı 
Nenim dedemin de trablustan geldi künyesi 
Biraderim ismail vurulmuş akar kanları 
Ah şipkanın balkanları, ah şipkanın balkanları 
Ninen köyde uyudu, biz gazada uyuduk 
Kırıldı kanadımız, kaldık çöllerde 
Ya gazi ya şehit diye geldik, şehit olduk 

Ben sakaryada bir kavak ağacıyım, yel eser inlerim 
Sakarya ığranıp gider, ben sakaryayı beklerim 
Selamsız duran çavuş barakmusludan 
Ah başıma gelenler, yapraklarım, gözlerim 
Ben sakaryada bir kavak ağacıyım, yel eser inlerim 
Benim mezarım yoktur, ben üçüncü taburdan 
Bir kahpenin kurşunu geldi, gelip ciğerimi deldi 
"At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır" 
Ben öldüm, selamsız çavuştan bir garip kavak kaldı 
Telli kavak, telli kavak ne uzarsın boyuna 
Suya indi çakallar, suya indi söğüt dalları 
Söğüt yaprağı narin, gözlerim yanıyor gözlerim 
Kuş uçmaz, kervan geçmez, karanlık tuttu yolları 
Ben ne inim, ne cinim siz kimsiniz? kimsiniz? 
Derviş gibi nerden gelip böyle nereye gittiniz? 
Barakmuslu mezarlığı kımıldanır için için 
Benim dedem benim babam yad ellerde öldüler 
Yüreğimi zehir ettin sen nasıl gecesin hey gidi 
Kapkara, gözü yaşlı mezar taşına benzersin 
Yıldızların, hani yıldızların, çiçeklerin nerdeler 

Ben ne inim ne cinim, selamsız oğlu bekirim 
Yad elde ölmek istemem, dedem gibi babam gibi 
İki elim kızıl kanda, sekiz boğaz altıma bakar 
Ağlar mı şipkanın balkanları, ben ağlarım 
Babam duran çavuştan, kavak ağacından dilerim 
Telli kavak, amanın telli kavak derdime bir çare 
Yüreğimde bir yılan çöreklenmiş yatar 
Barakmuslu köyündenim, selamsız oğlu bekirim 
Ben bu köyde doğmuşum, bu köyde ölmek isterim 
Atilla İLHAN 


Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları
Konya Ilgın Ilgın Barakmuslu Köyü  Resimleri:
Konya Ilgın Ilgın Barakmuslu Köyü Haritası:
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

1 yorum:

  1. Köy güzeldir.ama milliyetçilik yoktur.yakinida cesmecik köyü sınırlarını genisletirken nedense emekli olanlara teşvik edilmiyor.

    YanıtlaSil