Ilgın Kaplıcaları Roma Dönemi
Cennet vatanız Türkiye, önemli bir jeotermal kuşak üzerinde yer alarak, kaynak zenginliği ve potansiyeli açısından dünyada ilk yedi ülke arasına yer almaktadır.
Roma döneminde Ilgın, günümüzde olduğu gibi önemli yol güzergahı üzerinde olması nedeniyle konaklama dinlenme ve bir uğrak yeri konumundaki menzil olarak önemli bir konuma sahipti. Ilgın Kaplıcaları bu dönemde faal olarak kullanıldığı temizlenme, dinlenme ve şifa kaynağı olarak kullanıldığı bilinmektedir.
Romalılar zamanında "Tyriacum" veya "Tyriaium" adıyla bilinen Ilgın, İstanbul'daki Ayasofya'yı döneminde inşa ettiren I. Justinianus, (Flavius Petrus Sabbatius Iustinianus) Büyük Jüstinyen olarak da bilinen, 527 ile 565 yılları arasında Bizans imparatorluğu devrinde, ülkenin ünlü kaplıcaları arasındadır. Ilgın'ın eski Tiberiopolis olduğu, yakınında balığı bol bir göl bulunduğu ve sıcak su kaynaklarının çok şifalı tesirlerinin görüldüğü belirtilmektedir.
Anadolu’da M.Ö. 4. ve 3. binlerde yer altından yarıklardan çıkan sıcak su ve buharı kutsal sayıp tapınmaktaydılar. Roma Dönemi’nde de yer altı sularının kutsallığı ve şifası kabul edilmiştir. Romalılar sıcak su kaynaklarını kutsal ve şifa verdiğine inanmaları, hem de ekonomik ve temiz olması nedeni ile kullanmışlar ve sıcak su kaynaklarının bulunduğu yerlere termal hamamlar (thermeler) yapmışlardır. Roma İmparatorluğu zamanında Anadolu’da ilk hamamları yöneticilerden Maecenas inşa ettirmiş diğerleri de onu takip etmişlerdir.
Kaplıca ve hamam yapıları, giriş/soyunma (apodyterium), soğukluk (frigidarium), ılıklık (tepidarium), sıcaklık (caldarium), terleme (laconicum), yüzme havuzu (natatio) gibi ana bölümler ve yakın çevresindeki kütüphane ile galeri, park, eğitim, spor, toplantı ve tören alanlarından oluşmuştur. Roma kaplıcaları, tabanın altındaki kısa tuğla dikmeler (supensura) arasında sıcak hava dolaşım esasıyla (hypocaust) ısıtılırdı. Doğal sıcak su kaynakları, zamanla kutsal sayılmaya başlanan tedavi mekânları haline gelmiştir. Antik Çağ’da sıklıkla sağlık amaçlı olarak doğal sıcak su kaynaklarından yararlanılmıştır. Özellikle Roma Dönemi’nde sıcak su kaynakları daha çok değer kazanmış ve askeri kamp yerleri için tercih nedeni olmuştur. Ordu, ele geçirdiği yerlerdeki sıcak su kaynaklarına yeni kaplıcalar inşa etmiştir. Doğal sıcak su kaynakları ve yapıları, tedavinin yanı sıra, yorgun ve yaralı askerlerin dinlence, moral ve eğlence merkezi haline de gelmiştir. Roma Dönemi’nde halk sağlığına verilen önem nedeniyle su yolu, kaplıca, lağım ve kanalların periyodik denetimleri kurallara bağlanmıştır. Hamam ve kaplıcalarda her zaman olmasa da muayene ve müdahale amaçlı özel sağlık mekânları da yapılmıştır.
Roma Dönemi’nde sıcak su hamamları ve kaplıcalardan tedavi amacıyla yararlanıldığı anlaşılır. Roma Dönemi’nde Etrüsklerden kalma sıcak su hamamları kullanılmıştır. Etrüsklerin kaplıca tedavisi uygulamaları Yunanlılar tarafından ilk bilimsel adımın atılmasına vesile olarak doğal kaynaklarla tedavinin esasları hakkında ekolojik yaklaşımla açıklamalar yapılmıştır. Romalılar savaş sonrası hastalıklarından askerlerini tedavi edebilmek için kaplıcalardan yararlanmışlardır. Aynı zamanda sıcak yer altı sularını spor amacıyla da değerlendirmişlerdir. Ilgın'da olduğu gibi Anadolu’daki önemli kaplıcalarda Roma-Bizans yapıt kalıntılarının varlığı hala görülür.
Roma döneminde Ilgın Kaplıcaları, benzerlerini Yurdumuzun diğer yörelerinde de gördüğümüz Roma devri sıcak su kapıca termal hamamları gibi, kaynağının etrafı mermerlerle düzenlenmiş, üzeri örtülü banyo ve dinlenme yerleri bulunan bir mimari yapıya sahipti. Günümüzde Ilgın Kaplıcaları'nın yakın çevresinde gördüğümüz yapı kalıntıları antik mimari parçalar, o devrin izlerini taşımaktadırlar.
Ilgın Araştırmaları Beytullah YILDIRIM
Ilgın Kaplıcaları ve Çevresindeki Tesislerin Genel görünümü. Sene 2020.
#IlgınAraştırmaları #İstanbulIlgınlılarDerneği #Ilgın #IlgınBelediyesi #IlgınKaymakamlığı #IlgınKaplıcaları #IlgınTermalTesisleri #Konya
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder