31 Mayıs 2021 Pazartesi

Ilgın Ağacı

Ilgın Ağacı

Ilgın, şehrimizin adıyla aynı ada sahip ılgıngiller (Tamaricaceae) familyasından Tamarix cinsini oluşturan, tuzlu topraklarda görülen bitki türlerinin ortak adı.

Avrasya'nın her yanında yetişen 90 kadar türü bulunan ılgın cinsi üyeleri, beyaz ya da pembe çiçek açarlar. Çeşitli türleri çit bitkisi olarak ya da bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir.

Ilgın ağacı, tarihte Sümerlerde kutsal kabul edilen bitkidir. Mucizevi özellikleri olduğuna inanılırdı. Aşırı sıcak iklime ve kuraklığa dayanıklı olması sebebiyle dalları ve gövdesi çok sert yapıdadır. Bu sebeple Sümerlerde toprak işleyenlerce saban sapı (kabzası) olarak kullanılırdı.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

30 Mayıs 2021 Pazar

Ilgın Gölyaka Mahallesi

Ilgın Gölyaka Mahallesi 

Gölyaka Köyü eski adı ile Haremi Köyü Ilgın'ın 25 km. kuzeyinde, Bozdağ, Gedik tepesi eteklerinde kıraç bir arazi üzerinde kurulmuş bir Yörük köyüdür. Köyün 2007 yılı nüfusu 351 iken 2019 yılı verilerine göre nüfusu 219'dur. Köyün kuruluşu ve tarihi hakkında kesin bilgi yoktur. Haremi (Gölyaka) Höyük, köyün eski bir yerleşim yeri olduğunu gösteren önemli bir tarihi alandır. 

Ilgın arazisi 1. Bölge deprem kuşağı üzerinde oturmakta olup, iki fay hattı mevcuttur. Birinci fay hattı Çiğil bölgesinden gelip Kaplıca dağı eteklerinden güneydeki Çavuşcugöl kasabasına doğru uzanmaktadır. İkinci fay hattının Sivri ve Tekne dağlarının eteklerini takip ederek yine Çavuşcugöl kasabası ve Haremi linyit işletmelerine uzanmaktadır.

Gölyaka köyünün batısında Armut deresi mevkiinde 1970 yılında bulunan linyit kömür madeni açılan ocaklar Türkiye Kömür İşletmeleri T.K.İ. tarafından işletilmektedir.

Genellikle geniş avlusu olan evlerde yaşayan halkın geçim kaynağı, tarım ve hayvancılıktır.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

29 Mayıs 2021 Cumartesi

Ilgın Tren İstasyonu Şimendifer 1898 Hatırası

Ilgın Tren İstasyonu Şimendifer 1898 Hatırası

Osmanlı Devleti zamanında Cennet Mekan Sultan II. Abdülhamid Han tarafından 1896 yılında yaptırılan Tarihi Hicaz Yolu Ilgın merkezinde geçmektedir. Akşehir, Ilgın tren yolu hattı 9 Mayıs 1896 tarihinde yapımı tamamlanmıştı.

Tren yolunun yapımından yaklaşık iki yıl sonra 1898 Senesi, Ilgın tren istasyonunda Şimendifer günümüz ifadesiyle 41 Numaralı tren lokomotifi ve görevlilerin toplu halde güzel bir hatırası. 

Şimendifer, Fransızca demir yolu anlamına gelen "chemin de fer" kavramından Türkçeye geçmiş ve demir yolu, tren, ve lokomotif farklı anlamlarında kullanılmış bir kelimedir.

Ottoman Train in Ilgın, Konya.

Fotoğrafta, Konya Vilayet-i Celilesi Ilgın Kasabası Mevkiinde Şimendifer Tarih 1898.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

28 Mayıs 2021 Cuma

Ilgın Spor Hatıraları 1933

Ilgın Spor Hatıraları 1933

Ilgın'da sosyal hayatın daima vazgeçilmez bir parçası olan spor ve bilhassa futbol karşılaşmaları hatıralarda yerini almıştır.

Son Posta Gazetesi, 4 Ağustos 1933 Cuma günü, 7. Sayfa haberine göre Akşehir'de yapılan Ilgın Gençler Birliği ile Akşehir San'atkârlar Yurdu futbol karşılaşmasının haberi ayrıntıları:

"Cuma günü Ilgın Gençler Birliği buraya gelerek şehrimiz San'atkârlar Yurdu ile bir maç yapmıştır,

Maça saat on altıda orta mektep beden terbiyesi muallimi Sadık Bey'in idaresinde başlandı. İlk akını Ilgınlılar yaptı ve birinci haftaym 1- 1 beraberlikle, 'ikinci haftaym 1- 3 San'atkârlar İdman Yurdunun galibiyetiyle hitam buldu.

Akşam yemeğinden sonra misafirler şerefine yurt binasında çok güzel bir eğlence tertip edilerek milli zeybek oyunları oynandı. Misafirler eğlendirildikten sonra yurtlulardan müteşekkil kalabalık bir heyet tarafından teşyi edildiler (uğurladılar)."

Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları
Son Posta Gazetesi, 4 Ağustos 1933.

27 Mayıs 2021 Perşembe

Ilgın Gedikören Mahallesi

 Ilgın Gedikören Mahallesi 

Ilgın Gedikören (nurışık, navrışık) Köyü, coğrafi konumu itibariye Konya ili Ilgın ilçesinin 7 km. Kuzeyinde 38 derece, 20 dakika kuzey enlemleri ile 31 derece 54 dakika doğu boylamları arasında yer almaktadır. Ilgın Çavuşçu Gölünün doğusunda, Fincan dere, Tekne dağı ve Domuz gediği arasındadır. Köyün güneyinde Ilgın, batısında Ilgın Gölü, kuzeybatısında Çavuşcugöl Beldesi, kuzeyinde Yorazlar Köyü, batısında ise Çömlekçi Köyü bulunmaktadır. Köy Ilgın Çavuşçugölü kenarında kurulmuştur.

Gedikören Köyünün tarihi ile ilgili kesin bir bilgi mevcut değildir. Köyün eski bir yerleşim yeri olduğunu, Arap mezarları, Tokar dağı ve Gedik mevkisi bilinen eski ören yerleridir. Köyün eski adının Nurışık olduğu ama zamanla halk dilinde Navrışık olarak yerleşmişti fakat daha sonra köyün adı Gedikören olarak değiştirilmiştir. Köy halkı, genel olarak Bayburt, Derbent, Çiğil, Balkı ve Kars'tan gelerek buraya yerleşenlerden oluşmaktadır. Aşağı mahalle ve Yukarı mahalle olmak üzere 2 mahalle mevcuttur. Gedikören halkı köyün Ilgına yakınlığı sebebiyle neredeyse bütün ihtiyaçlarını Ilgından karşılamaktadır. Geçim kaynakları olarak tarım ve hayvancılıktır.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

26 Mayıs 2021 Çarşamba

Ilgın Tarihi Gıyaseddin Keyhüsrev Hanefi Hamamı

Ilgın Tarihi Gıyaseddin Keyhüsrev Hanefi Hamamı

Selçuklular, Ilgın'ın merkez dahilinde şehrin imarı ve gelişmesi için farklı yapıların yanı sıra kızdırma hamamlar inşa etmişlerdir. 

Selçuklu Devleti Sultanlarından Kıyaseddin-i Keyhüsrev bin Kılıçarslanın bina ettiği Hanefi (Hanife) hamamının bir kızdırma hamam olduğunu ve 660 yılında inşa edilen, diğer bir kızdırma hamamın çok muazzam bir binaya sahip bulunduğunu bildiriyor.

Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yaptırılan bu çifte hamam, Lala Mustafa Paşa Külliyesi'nin yakınına isabet ediyordu. Yaklaşık bundan elli yıl kadar önce belediye tarafından yıktırılmıştır.

Meşhur Osmanlı Dönemi seyyahı Evliya Çelebi Seyahatnamesinin üçüncü cildinde Akşehir'den sonra ulaştığı Ilgın'ı ve kaplıcaların yanı sıra Ilgın Merkezinde iki kızdırma hamamının da bulunduğundan bahis ediyor. Kızdırma hamamı, kaplıcalar gibi değil suyunu kendisi ısıtmak suretiyle kullanan normal hamam banyo yapılan yerlerdir.

Ilgındaki kızdırma hamamlardan birinin yerinin, hal'in kıblesindeki eski pazar yerinin yanındaki ekmek fırınının yeri olduğunu, bunun yakın zamanlarda duvar kalıntılarının mevcut olduğu, duvarlarının da yaklaşık olarak 1 ile, 1,5 metre eninde sağlam bir mimari yapıda hamam olduğunu naklediliyor. Cumhuriyet döneminde, daha yakın zamana kadar duvarlarının durduğu, sonradan dönemin Ilgın Belediye başkanı tarafından yıkılarak Selçuklu dönemi eseri bu ecdat yadigarı tarihi eser tamamen ortadan kaldırıldığı bildiriliyor.

Fotoğrafta, Selçuklu sultanı Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yaptırılan hamamı ve sağ üst köşede Lala Mustafa Paşa Külliyesi Kurşunlu Camii minaresi görülüyor. 
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

25 Mayıs 2021 Salı

Ilgın Geçit Mahallesi

Ilgın Geçit Mahallesi 

Ilgın, Gecit köyü, Ilgın'ın 12 km güneybatısında, Yassıardıç ve Dedeşamı tepelerinin arasından geçen Battal deresinin etrafında, verimli ve dar bir arazi üzerinde kurulmuş orman köylerimizden biridir. Köyün kuruluş tarihi hakkında kesin bilgiler olmamasına rağmen, Selçuklular Dönemine kadar uzanan köklü bir geçmişi olduğu bilinmektedir. Vakıflar Genel Müdürlüğü, vakıf kayıtlarında Hicri 1074 Miladi 1666 yılında Medresenam Köyünden, Hacı Yusuf Efendi, Geçit köyündeki değirmeninin 1/12 sehmini Mahmuthisar Tekkesi'nin hatibine vakfettiği yazılıdır. Örenler ve İğdeli mevkileri ayrıca şimdiki okulun üzerinde bulunduğu köyiçi mevki köyün tarihi ören yerleridir. Bu bölgelerde bulunan Tarihi kalıntılardan keramik parçaları ve içine rahatlıkla 2 kişinin sığabileceği küpler, köyün İslamiyet öncesi dönemlere ait bir yerleşim birimi üzerine kurulduğunu göstermektedir. Osmanlı Devletinde Miladi 1584 yılı Padişah 3. Murat döneminde Osmanlı Vergi kayıtlarına göre ise Geçit Köyü'nün 3.500 Akçe vergi ödediği kayıtlarda geçmektedir. Miladi 1830 tarihli nüfus sayımına göre Geçit Köyü 21 hane tahmini nüfusu ise138 kişidir. Apdelevi, Öteyaka (Boğaz), Orta Mahalle ve Babaküstü olmak üzere 4 mahallesi vardır. Geçit köyünde halkın geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

24 Mayıs 2021 Pazartesi

 Ilgın Tarihi Kuru Çeşme

Ilgın merkez, Şıhcarullah Mahallesinde, Lala Mustafa Paşa Külliyesi Kurşunlu Camii kıble istikametinde sokağın içinde olan Tarihi Kuru Çeşme. Ön yüzünde bulunan taş süslemeleri ve yapımında kullanıldığı gözlenen devşirme antik dönem parçaları ile dikkati çeken çeşmenin kitabesi olmadığı için hakkında yeterli ve kesin bir bilgiye sahip değiliz. 

Ancak, günümüzde Doğanhisar ilçesine bağlı bir mahalle olan Yazlıca, tarihteki eski adıyla Yendiğin (Yandiğin) köyü Ilgın'a bağlı idi. Anadolu Selçuklu, Karamanoğlu Beyliği döneminde Ilgın ve civarının banisi olan Turgutoğulları idaresinde iken Ilgın (Ulu Camii) Çukur Camisini de yaptıran hayırlar sahibi Turgutoğlu Pir Hüseyin Bey Ilgın‘da yaptırdığı bu Kuru Çeşmeye Yendiğin köyünün 1/3 nü vakfettiği vakıf kayıtlarında geçmektedir.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

23 Mayıs 2021 Pazar

Ilgın Bulcuk Mahallesi

 Ilgın Bulcuk Mahallesi

Bulcuk Köyü, Ilgın'ın 10 km güneyinde, Sultan dağlarının uzantısı olan, Kızılbayır, Koca dere, Çildirim, Misafirli, Armutlu, Kirazlı dere, Hacı Mahmut Kaya Kestiği tepeleri arasında, Bulcuk Çayı çevresinde kurulmuş bir orman köyümüzdür. Köyün kuruluş tarihi hakkında kesin bilgiler bulunmamakla birlikte, Osmanlı Devleti dönemi resmi kayıtlarında adına sıkça rastlanmaktadır. Hicri 937 Miladi 1530 Tarihli 387 Numaralı Muhâsebe-İ Vilâyet-İ Karaman Ve Rûm Defterinde aynı isimle adı geçmektedir. Köyün girişindeki Hüyük, Saray mevkii ve köy içindeki Roma (Bizans) Hamamı ve civarındaki antik kalıntılar köyün köklü ve eski bir yerleşim birimi üzerinde kurulduğunu göstermektedir. Güllüce mevki köyün ören yerlerinden biridir. Köyün ilk kuruluş yerinin, Karşıyaka'da harman yerinin üzeri olduğu söylenmektedir. Bulcuk Göleti ve çevresi Kamışlı Çukur mevkii temiz havası, gölet, akar suyu, orman bitki örtüsü ve sosyal tesisleriyle Ilgın civarındaki en önemli piknik ve dinlenme alanlarının başında gelir. Çoğunluğu iki katlı toprak damlı, kerpiç yapılı, avlusu olmayan ve birbirine bitişik nizamda yapılmış evlerde yaşayan halkın geçim kaynağı tarım ve hayvancılık, süt inekçiliğidir. Kumluca dağlarındaki Ketişler Yaylası ile Karaekin Dağlarındaki Topal Mahmutlar Yaylası önemli yaylalarıdır. Fotoğrafta, Bulcuk Mahallesinden genel bir görünüm.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

22 Mayıs 2021 Cumartesi

Türklerin İdaresinde Ilgın Yolu Güzergahı

 Türklerin İdaresinde Ilgın Yolu Güzergahı

Ilgın, tarihte ve günümüzde Anadolu'daki Konumu itibariyle önemli yol güzergahı üzerindedir. Ilgın, Anadolu Yaylası’nın ortasında ana yol üzerinde olması sebebiyle Anadolu’ya yapılan her saldırıdan etkilenmiştir. 

Ilgın Türklerin idaresinde tarihte antik dönemlerde olduğu gibi ana yol üzerinde olma vasfını korumuştu. Anadolu Selçukluları döneminde bu ana yol üzerinde kurulan kervansaraylar ile güvenlik, iletişim ve ticaret yapılması sağlanmıştır. Anadolu'da kara yolunda Doğu Batı ekseninde yegâne yol Ilgın üzerinden geçiyordu.

Osmanlı Devleti döneminde Anadolu'yu İstanbul'a iki koldan bağlayan ana yollardan bir tanesi Ilgın üzerinden geçmekteydi. İstanbul, Hicaz yolu olması münasebetiyle de dönemin hacılarının uğrak ve konaklama menzilidir. Orduların dinlenme ve askeri manevralar yaptığı alanlara ve imkanlara sahipti. Resmî haberleşme ana yollar üzerinden ulak hükmü, menzilhâne sistemi ile yapılmaktaydı ve bu konumda Ilgın'ın yeri daima önemini korumuştur. 

Osmanlı döneminde Padişah, Yavuz Sultan Selim han, Şah İsmail üzerine yürürken ordusu ile Ilgın'dan geçmiştir. Yine Yavuz Sultan Selim Han Büyük Mısır seferine 1516'da giderken ordusu ile yine Ilgın üzerinden gitmiştir. Lâlâ Mustafa Paşa Kıbrıs Seferine 1570'de giderken Ilgın’dan geçmiş ve halk arasında Kurşunlu Camii olarak bilinen camii ve kervansarayı yaptırmıştır. IV. Murat 1638’de Bağdat Seferine giderken Akşehir yoluyla Ilgın’a gelmiş, Ilgın kaplıcalarının karşısındaki geniş düzlükteki çayırda otağını kurmuş ve bir de saray yaptırmıştır. Ahşap'tan yapıldığı söylenen bu sarayın kalıntıları günümüze ulaşamamıştır. Kurtuluş savaşında Büyük taarruz öncesi Fahrettin Altay Paşa Komutasındaki 5. Süvari Kolordusu Ilgın Koca Çayır'da konuşlanmış tarihi Ilgın Manevraları 1 Nisan 1922 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Paşa ve beraberindekiler tarafından burada teftiş edilerek gerçekleştirilmiş ve savaşa hazırlanmıştır.

Pek çok yerli ve yabancı araştırmacı ve seyyahın yol sebebiyle uğrak yeri olan Ilgın coğrafi olarak bakıldığında arazi koşulları nedeniyle, Güney'de yol vermeyen Toroslar, Kuzey'de ise büyük ve kurak Konya ovası bulunuyor. Buna karşı Sultan dağları eteklerinden akan çaylar ve dereler ile yeterli su imkanı bulunması düz yol ve coğrafi konumu nedeni ile Ilgın her geçen gün önemini artırmaktadır.

Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

21 Mayıs 2021 Cuma

Ilgının Çerkes Köyleri

 Ilgının Çerkes Köyleri 

Çerkes Soykırımı ve Sürgünün 157. Yıldönümü

Bugün 21 Mayıs; Çarlık Rusyası’nın Kuzey Kafkasya’yı işgal etme amacıyla başlattığı savaşın bittiği, 100 yılı aşkın bir süre mücadele eden Çerkeslerin soykırıma ve sürgüne tabi tutulduğu Çerkes Soykırımı ve Sürgünü Günüdür. 21 Mayıs 1864’ten itibaren Çerkes toplulukları başta Osmanlı Devleti olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerine sürgün edildi.

Türkiye’de, Çerkes nüfusunun bulunduğu yerleşim yerlerinden biride Ilgın’dır. 

Ilgın ilçesine bağlı İhsaniye (Gaziler Çerkezi) Mahallesi, Ormanözü (Puhtu Çerkezi) Mahallesi, Olukpınar Mahallesi, Sebiller (Burhaniye) Mahallesi, Ilgın'daki Çerkes köyleri yerleşim yerleridir.

Sebiller (Burhaniye) Köyü: Osmanlı Devleti döneminde 1861 yılında Çerkesya’nın Adigey bölgesinden Antalya yöresine gelenler, 1891 yılında Ilgın Sebiller Köyü’ne gelerek yerleşmişlerdir.

İhsaniye (Natırbiyhable – Gaziler) Köyü Çerkesleri

Konya çevresindeki Çerkeslerinin içinde en aktif olan Çerkes köyü Ilgın, İhsaniye’dir. İhsaniye’de eski köyün yanına proje köy yapılmıştır.

Köyde Adıge Dil Derneği, derneğe ait uluslararası toplantıların yapılabildiği 67 yataklı bir otel bulunmaktadır. Belirtilen binada 350 kişi ile üç kez anadili ile ilgili toplantılar yapılmıştır. Köye 10 km yakın alan içinde termal oteller de bulunduğundan toplantılar sırasında konaklama sorunu yaşanmamaktadır.

Köyde Adigece yaz okulları da açılmaktadır. Ayrıca bir sürgün anıtı da mevcuttur. Bölge Çerkesleri 21 Mayıs tarihlerinde bu anıt önünde anmalar yaparlar. Köyde sayıları az da olsa ilkokul çağında dil bilen çocuklar vardır. Ortalama Adigece bilme yaşı ise 35’lere gerilemiştir. 35 yaş üzeri genel olarak Adigeceyi konuşur. Köyde hane sayısı 100’ün üzerine çıkmıştır.

Köyde evler ağırlıklı olarak ilkbahar, yaz ve sonbahar aylarında kullanılmaktadır.

Köyde Mexoşlar, Besleneyler ve Abzehler yaşamaktadır. Nüfusun %90’ı Mexoş, %10’u farklı Çerkes boylarından oluşmaktadır.

Köy, Adıgey Cumhuriyeti’nin başkenti Maykop ilinin kuzeydoğusunda, Maykop’a 45 km mesafede Labe Nehri’nin kenarında bulunan Natırbiyhable Köyü’nden sürgün yoluyla Osmanlı topraklarına gelmiş, köy halkı önce Antalya’ya, orada bir süre kaldıktan sonra Muhacirun Komisyonu’nun izniyle bugünkü köye yerleştirilmiştir.

Köy nüfusu Çerkesya’yı Novorossisk Limanı’ndan terk etmiştir. Köyün kuruluş tarihi 1891’tir.

Yöre Çerkesleri buradaki yeni yerleşimlerine de Adıgey’deki köylerinin ismini vermişler, kendi aralarında Natırbiyhable demişlerdir. Resmi kayıtlarda ise önce İhsaniye Köyü, sonra da Konya’nın büyükşehir olmasıyla birlikte İhsaniye Mahallesi olmuştur.

Olukpınar (Ğoplaşe) Köyü Çerkesleri 

Osmanlı Devleti dönemi 1864 yılında Rus-Kafkas Savaşı’nın fiilen sona ermesiyle birlikte alınan kararlar gereği Şapsığlar 6 Mart 1864 akşamına değin köylerini boşaltacaklardı. 

Şapsığların Meliş sülalesinden olan Çerkes Musa Bey’in oğlu Aptullah Bey ailesi ve akrabaları ile birlikte bugünkü Adıge Cumhuriyeti, Maykop vilayeti, Penexes kasabasından İstanbul’a sürgün edilir. Osmanlı Padişahı Sultan Abdülhamit’in emriyle gelen Çerkeslerin bir kısmı İstanbul’da bırakılır, geri kalanı Konya ili, Ilgın ilçesine gönderilir. Bir kısım aile ise Şereflikoçhisar’a göç eder. Nüfus az olduğu için civardan Tol denirmiş. Sürüler için tutulan bir çobanın isminin Hasan olması nedeniyle zaman içerisinde Delihasan Tolu şeklinde söylenmeye başlar. Aile, civardaki Pusat Köyü’nden Hacıbey’in bir kızı ile Musa Bey’in oğlu Aptullah Bey’i evlendirir. Bu akrabalık nedeniyle Hacı Bey’in oğlu Bekir Bey de (Hopleşe) köye taşınır. Delihasan Tolu’nda onlara da ev kurulur. 

Şapsığlar, Ilgın’ın 13 km doğusunda, su kanalı geçen ve ufak çaplı iki göl bulunan bölgeye yerleşir. Bölgede sivrisinek çokluğundan rahatsız olan Çerkesler aynı bölgede yer değiştirir. Yayılan sıtma hastalığı neticesinde kalabalık ölümler gerçekleşir. Bir yerleşim yerinde ise peş peşe üç çocuğun ölmesi üzerine Çerkesler yine yer değiştirip köyün bugünkü bulunduğu yere yedinci defa konmuş olur. Buraya Çerkesçe Ğopleşe ismini verirler. Köyde yaklaşık 200 civarında eski Çerkes mezarı mevcuttur.

Ormanözü – Şevketiye (Puta) Köyü Çerkesleri 

Ormanözü Köyü’ne yerleştirilen Şapsığ Çerkesleri 1864 yılında Kıyı Boyu Şapsığ bölgesinden hareket ederek Köstence Limanı’nda gemilerden indirilip Varna’ya götürülmüşler. Varna’nın Hamidiye adlı yerleşiminde 14 sene yaşamışlar (Bknz. Osman Çelik’in hayatı, Kafdav arşivi). 14 yıl sonra Osmanlı’nın Balkan savaşlarını kaybetmesinden sonra Batı Anadolu’ya gelmişler, Afyon ve Düzce’ye yerleşmişler. 70 hane ise Açümıj Musa’nın önderliğinde, dönemin padişahından aldıkları belgeyle Konya Ilgın ilçesinin bugünkü Ormanözü Köyü’ne yerleşmişler. Çerkeslerin ünlü yazar ve araştırmacılarından olan Osman Çelik’in dedesi Hakhurat Ketığej de bu köyün kurucularındandır. Hakhuret Ketığej köyün kurulmasından dört yıl sonra Bastikoların oğlu Osman ile birlikte Afyonun Dinar ilçesinde kurulu başka bir Şapsığ köyü olan Yapağlı’ya yerleştiler. Köydeki Abzek ve Bjeduğ aileler Konya’nın farklı köylerinden, annelerinin Ormanözlü olması, yetim kalma gibi nedenlerle gelip yerleşmişler.

Ilgın'ın bu Çerkes mahallelerinden İhsaniye ve Ormanözü dışarıdan göç almadan veya çok az göç alarak Çerkes yerleşim yeri olma özelliğini günümüze kadar korumuştur. Diğer mahallelerde ise Çerkeslerin dışarıya göç etmesi sonucu bu bölgelere yerli halkın yerleşmesi ile Çerkeslerin sayıları azalmıştır.

İntikam değil, adalet için, tekrar aynı acıları dünyada hiçbir halkın yaşamaması için: ÇERKES SOYKIRIMINI TANIYIN!

Fotoğrafta, Ilgın civarındaki Çerkes (Çerkez) Köyleri / Mahalleleri yerleşim yerleri görülüyor.

Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Ilgın, Lala Mustafa Paşa Külliyesi ve çevresi

 Ilgın, Lala Mustafa Paşa Külliyesi ve çevresi

Ilgın Lala Mustafa Paşa Külliyesi
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları


20 Mayıs 2021 Perşembe

Ilgın Çavuşçugöl Mahallesi

 Ilgın Çavuşçugöl Mahallesi

Çavuşçugöl, Ilgın'ın 17 km kuzeyinde, Ilgın gölü kenarında Tombaktepe, Kızılbayır, Aldıvermezler ve Gavurdağı arasında düz, verimli bir arazi üzerinde kurulmuş bir mahalledir. İlk adı yöresel ağızla “Çavışcı” "Çavuşçu köyü" adıyla anılan köy, 29 Şubat 1972 tarihindeki bir kararla "Çavuşçugöl" adıyla belediye statüsü alarak beldeye dönüştürüldü. Çavuşçugöl, 12 Kasım 2012'de TBMM'de kabul edilen 6360 sayılı Büyükşehir kanunu ile günümüzde Ilgın'a bağlı bir mahalle konumundadır.

Çavuşçugöl'ün tarihi hakkında kesin bilgiler olmamakla birlikte köy merkezinde ve doğusunda yer alan Koca Hüyük'le Küçük Hüyük, Sarayaltı, Kurugöl, Tombaktepe Çavuşcugöl’ün eski bir yerleşim birimi olması ihtimalini güçlendirmektedir. Bazı evlerin duvarlarında veya avlularında bulunan mermer sutun başlıkları, küpler, resimli ve yazılı kayalar da bunu ispatlamaktadır. Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof.Dr. Hasan BAHAR, Çavuşçugöl civarında bir-iki tümülüs belirlediğini ifade etmektedir. 

Eski Camii, Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi'nde eş-Şeyh es-Seyyid Abdurrahman Efendi vakfı olarak kayıtlıdır. Camiye yakın olup 30-40 yıl öncesine kadar kör bir kuyu olarak varlığını koruyan Kocakavak Mevkii'ndeki Şıh Kuyusu'nun ve Çavuşçu Çayı'ndan eskiden Maden veya Hüyük olarak anılan mevkiine doğru su taşıyan Şıh Irmağı'nın isimlerinden hareketle söz konusu Şıh (veya Şeyh) ailesinin Çavuşçu'nun kurucuları olduğu sonucuna varılabilir.

Çavuşçu, Osmanlı Devleti zamanında Ilgın'la birlikte barut imalatında büyük öneme sahip güherçile merkezlerinden birisi olarak hizmet vermiştir. Başbakanlık Osmanlı Arşivinden temin edilen 1846 tarihli bir belgeye göre 2 çobanı ve 25 vergi mükellefi olduğu tespit edilmiştir.

Geçim kaynakları arasında tarım ve hayvancılık başta olmak üzere Ilgın Çavuşçu Gölü, açık ılıcası, kömür ocakları, Çavuşçugöl tren istasyonu, yaylaları, uyuz çeşmesi ve bereketli toprakları ile Ilgın civarındaki kadim ve güzel bir yerleşim yerdir.

Fotoğrafta, Çavuşçu Mahallesinden genel bir görünüm.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

17 Mayıs 2021 Pazartesi

Ilgın Antik Dönem İsimleri Tyriaëum

 Ilgın Antik Dönem İsimleri 

Ilgının antik dönemdeki coğrafi konumu ve adı üzerindeki ihtilaflı görüşlere netlik kazandırması bakımından nadir ilmi kaynaklardan birisi Avrupalı Heinrich Kiepert'in Antiquus kitabı. Alman coğrafyacı ve haritacı Anadolu coğrafyası üzerine ömrünü adadayarak yaptığı harita çalışmalarıyla ünlüdür. 

Heinrich Kiepert 1854 senesinde yazdığı ve beş dile çevrilen Atlas Antiquus kitabında antik dönemdeki Ilgını; Phryg, Lycaon, Tyriaëum, Ilgün olarak adlandırıp konumlandırmıştır.

Fotoğrafta, Heinrich Kiepert Atlas Antiquus kitabının 23. Sayfasındaki Ilgın ile ilgili kısım görülüyor.

Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

16 Mayıs 2021 Pazar

Ilgın Eldeş Mahallesi

 Ilgın Eldeş Mahallesi

Eldeş Köyü, Ilgın'nın 10 km. kuzeydoğusunda Karakaya, Yala, Kürtütepe, Akyokuşlar ve Kızılyokuş dağları ile çevrili çam, ardıç, meşe ormanlarının bir piknik alanına çevirdiği, Gökçeyurt (Kembos) dan gelen Eldeş çayı etrafında kurulmuş bir orman yakını köyümüzdür. Köy konağı, 2 Camii, 2 İmam ve 2 İmam lojmanı vardır. Aşağı mahalle ve Yukarı mahalle olmak üzere 2 mahalleden oluşmaktadır. Eldeşin tarihçesi hakkında kesin bilgiler olmamakla birlikte antik dönemlere ait höyükler, (Eldeş Nodalar Höyük) gibi yapı ve mezar tarihi kalıntılara rastlanmaktadır.

Eldeş adına Türklerin Anadolu'ya hakim olduğu Selçuklu dönemine kadar yazılı kaynaklarda rastlanıyor. Selçuklu dönemindeki vakfiyelerde yine aynı isimle "Eldaş" veya "İldaş" olarak olarak geçiyor. Osmanlı döneminde 1534 tarihli bir haritada Eldeş köyü; Konya vilayeti Akşehir sancağının Ilgın kazasına bağlı İl-daş köyü olarak adı geçmektedir. Köyün adı ile ilgili farklı rivayetler olmakla birlikte, en makul olanı, Selçuklu dönemi Komutan ve Beylerinden olan "İldaş" isimli bir Bey'den almıştır. Eldeşte halkın geçim kaynağı, tarım ve hayvancılıktır.

Fotoğrafta, Eldeş Mahallesi Merkez Camii ve civarından bir görünüm.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

14 Mayıs 2021 Cuma

Karaman Vilayeti Akşehir Livası Ilgun Kazası

 Karaman Vilayeti, Akşehir Livası, Ilgun Kazası

1530 yılı itibariyle Konya livasının haritası (387 Numaralı Muhâsebe-İ Vilâyet-İ Karaman Ve Rûm Defteri 937/1530) I : 138.

Osmanlı Devleti dönemi kayıtlarından Hicri 937 Miladi 1530 Tarihli 387 Numaralı Muhâsebe-İ Vilâyet-İ Karaman Ve Rûm Defteri’ne göre Karaman, Konya, Akşehir ve Ilgın (Ilgun) çevresindeki yerleşim yerleri ve yer adları hakkında daha fazla bilgiye ulaşabiliyoruz.

1530 tarihli “Muhasebe-i Vilayet” ismi verilen ve Tahrir Defterleri Osmanlı Arşivi Tapu Tahrir Defterleri Kataloğu'nda 438, 166, 387 ve 998 numaralarla kayıtlı defterler dönem hakkında önemli bilgiler içermektedir.

Osmanlı Devleti döneminden intikal eden bu defter kayıtlarına göre; 16. Yüzyıl ilk yarısında Ilgın'ın adı kayıtlarda Ilgun olarak geçmektedir. Ilgın, idari olarak Karaman Vilayeti, Akşehir Livası, Ilgun Kazası (Şehri) olarak kaydedilmiştir. Ilgın'a bağlı pek çok köy, mahalle, mezra, yayla, zaviye, gibi yerleşim yerleri o dönemdeki isimleriyle bu kayıtlarda yer almaktadır. Kayıtlarda adı geçen yerleşim yerlerinin bazıları Balkı, Bulcuk, Sadık köyü gibi aynı isimle günümüzde aynı isimle anılırken, bazılarının ismi değişikliğe uğramış, bazıları ise günümüzde mevcut olmadıkları için hiç bilinmemektedir.

Fotoğrafta, 1530 yılı itibariyle Konya livasının haritası (387 Numaralı Muhâsebe-İ Vilâyet-İ Karaman Ve Rûm Defteri 937/1530) I : 138.

Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Ilgın Lala Mustafa Paşa Camii

 Ilgın Lala Mustafa Paşa Camii

 Ilgın Lala Mustafa Paşa (Kurşunlu) Camii
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları


13 Mayıs 2021 Perşembe

Ilgın Düğer Mahallesi

 Ilgın Düğer Mahallesi

Ilgın, Düğer köyü, Ilgın'ın 20 km. doğusunda Kaya adı verilen bir tepenin eteğinde Kızılöz, Çevlik, Göktaş, Akgeçit, Menemen tepe, Ada gibi isimler verilen mevkilerin oluşturduğu düz ve verimli 35.000 dekar arazi üzerinde kurulmuş bir köyümüzdür. Köyün ilk adı “devlet” anlamına gelen “Düvel”dir. Daha sonra Düğer olarak değişikliğe uğramıştır. Düğerin tarihi hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Köylülerin naklettiklerine göre Akşehir Müze Müdürlüğü'nün yaptığı araştırma çalışmalarında “Kaya” adlı tepede Milattan Önce yaklaşık 400'lü yıllara ait gemilerin bağlandığını düşünülen işaretlere rastlanmıştır. Düğer'de halkın geçim kaynağı, tarım ve hayvancılıktır.

Fotoğrafta, Düğer Mahallesinde arka planda yukarıda adı geçen "Kaya" isimli tepe ve köyden genel bir görünüm.

Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

12 Mayıs 2021 Çarşamba

Ramazan Bayramımız Mübarek Olsun

 Ramazan Bayramımız Mübarek Olsun 🌙

Birlik ve Beraberlik içerisinde nice Bayramlara sıhhat ve afiyetle ulaşmayı Cenab-ı Allah C.C. nasip eylesin. Hayırlı Bayramlar.

Ilgın Havadan Genel Görünümü

Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Ilgın Kapaklı Köyü

 Ilgın Kapaklı Mahallesi
Ilgın, Kapaklı Köyü, eski adıyla Osmaniye, Ilgın Akşehir yolunun 10. kilometresinde Ilgın'ın batısında, Kocabayır, İğreklik tepeleri arasında, düz ve kıraç bir arazi üzerinde kurulmuş, bir göçmen köyüdür. Köyün kuruluş tarihi hakkında kesin bilgi olmamasına rağmen, şimdi Bulgaristan sınırları içerisinde olan  Rusçuk'un Senova ve Meşe mahallesinden gelmişlerdir. Köylüler, Bulgaristan ve Romanya'ya Karaman'dan gittiklerini ve Karamanoğulları'ndan olduklarını anlatmaktadırlar. Yaklaşık 130 yıl önce (1877-1887) 25-30 hane olarak Denizli'den gelerek yerleşmişlerdir. Kapaklı adını mezarlığın üzerinde bulunan Eski Kapaklı Karakolu'ndan almıştır. Bir ara adı Osmaniye olmuşsa da Kapaklı olarak yeniden değiştirilmiştir. Sarı Gazi mevkiinde eski mezarlık, Karakaya'da fırın ve ocak kalıntılarının yanında değirmen taşları, Örenyeri mevkii, Kaleyanı köyün İslâmiyet öncesi döneme ait bir yerleşim yeri olduğunu gösteren ören yerleridir. Tek katlı, kiremit çatılı, bahçelerinde artezyen su kaynaklarının bulunduğu evlerde yaşayan halkın geçim kaynağı, tarım ve hayvancılığın yanında yapı ustalığıdır.
Fotoğrafta, Karaköy Mahallesinden genel bir görünüm.
Ilgın Araştırmaları Beytullah YILDIRIM 
https://ilginarastirmalari.blogspot.com
#Ilgın #IlgınBelediyesi #IlgınKaymakamlığı #IlgınKaplıcaları #IlgınTermalTesisleri #İstanbulIlgınlılarDerneği #IlgınŞifaŞehri #Konya #IlgınAraştırmaları #Tekke #Türbe #SungurBey #ŞıhCarullah #AbıGerm #Kaplıca #Osmaniye #Kapaklı
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

11 Mayıs 2021 Salı

Ilgın Karaköy Mahallesi

 Ilgın Karaköy Mahallesi

Ilgın, Karaköy, Ilgın'ın 16 km. doğusunda Küçük Tokmak ve Büyük Tokmak adlı tepelerin güneybatısında düz bir arazi üzerinde kurulmuş, bir köyümüzdür. Köyün tarihi hakkında kesin bilgiler yoktur. Osmanlı Devleti idaresinde 1584 tarihinde III. Murat döneminde 1250 akçe vergi ödediği bilinmektedir. Köy halkının “Çetminin Kale” adını verdikleri Tarihi Ilgın Kalesi bu köyümüzün sınırları içindedir. Ilgın ovası ve Konya Ovası'nın bir vadi ile birleştiği yerde bulunan kale Ilgın'ın 13 km. doğusunda, Karaköy'ün 2 km. batısındadır. İlkçağda da önemli bir geçiş noktasında kurulduğu anlaşılan kale, yapılan araştırmalarına göre antik Helenistik dönemde yapıldığı düşünülüyor. Kuzey eteklerinde klasik döneme tarihlenebilecek erken evleri tahrip olmuştur. Surlara ait duvarlar kalıntıları ve temel izleri hâlâ mevcuttur. Kalenin 5 m. yüksekliğindeki duvarların bir bölümü halen ayaktadır. 1,5 ile 2 ton ağırlığında tahmin edilen iri taş blokların tepeye nasıl çıkarıldığı, nasıl duvar yapımında kullanıldığı, dumanla nasıl haberleşildiği merak uyandırıyor. Ilgın Şeker Fabrikası'nın önünden geçen yolun demir yolu ile kesiştiği vadide ve yakınında bir çeşme bulunmaktadır. Önemli tarihi alanlardan olan ve halk arasında “Köprünün Küllük Höyük” denilen Küllük höyük, Karaköy'ün 2 km. kuzeyindedir. Bu bölgenin eski çağlardan bu yana bir yerleşim birimi olduğunu gösteren tarihi buluntular mevcuttur. Karaköy Camii avlusunda ve giriş kapısının solunda Roma dönemine ait tarihi eserler vardır. Karaköy adını Karaağa adlı bir sülâleden almıştır. Köy halkından Seyit Kartbaba'nın verdiği bilgilere göre Karaağa sülâlesi “Emiroğullarından”dır. Toprak damlı evlerin zaman içinde azaldığı Karaköy halkının geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır.
Fotoğrafta, Karaköy Mahallesinden genel bir görünüm.
Ilgın Araştırmaları Beytullah YILDIRIM 
https://ilginarastirmalari.blogspot.com
#Ilgın #IlgınBelediyesi #IlgınKaymakamlığı #IlgınKaplıcaları #IlgınTermalTesisleri #İstanbulIlgınlılarDerneği #IlgınŞifaŞehri #Konya #IlgınAraştırmaları #Tekke #Türbe #SungurBey #ŞıhCarullah #AbıGerm #Kaplıca #Karaköy #IlgınKalesi

Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmalarırı

9 Mayıs 2021 Pazar

Ilgın Kaleköy Mahallesi

 Ilgın Kaleköy Mahallesi

Kaleköy, Ilgın'a 15 km. uzaklıkta çevresinde Taşlıgedik denilen tepenin doğu eteğinde kıraç bir arazi üzerinde kurulmuş bir Yörük köyüdür. Kale Köyün, tarihi hakkında kesin bilgiler mevcut değildir. Köyün, ilk kuruluş yeri, adını aldığı tarihi Ilgın Kalesinin doğu tarafıdır. İlk yerleşim çadırlarla olmuştur. İkinci yerleşim yeri kalenin batı kısmıdır. Ilgındaki önemeli bir tarihi eserlerden birisi olan Tarihi Ilgın Kalesi, Çetmi'nin Kale olarakta biliniyor. Kale'nin Batısındaki bu ikinci yerleşim yerinde 1929 yılına kadar burada yerleşik olarak yaşayan Kale'liler bölgede bulunan geniş bataklık alandan yayılan sıtma hastalığı nedeniyle aynı yıl şimdiki nihai yerine göçmüşlerdir. Kale Köyü'nün adını aldığı kalenin, yöredekilerin anlattıklarına göre tarihi çok eski olan kale “dumanla haberleşmede” kullanılmıştır. Kuzeye bakan duvarları her biri yaklaşık 2 ton ağırlığındaki işlenmiş taşlarla yapılmış olup bütün heybetiyle kısmide olsa günümüze ulaşmış ve ayakta durmaktadır. Kaleköyün geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır.
Fotoğrafta, Kaleköy Mahallesinden genel bir görünüm.
Ilgın Araştırmaları Beytullah YILDIRIM 
https://ilginarastirmalari.blogspot.com
#Ilgın #IlgınBelediyesi #IlgınKaymakamlığı #IlgınKaplıcaları #IlgınTermalTesisleri #İstanbulIlgınlılarDerneği #IlgınŞifaŞehri #Konya #IlgınAraştırmaları #Tekke #Türbe #SungurBey #ŞıhCarullah #AbıGerm #Kaplıca #Kaleköy #IlgınKalesi
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmalarırı

7 Mayıs 2021 Cuma

Ilgın Stadı Genel Görünüm

 Ilgın Stadı Genel Görünüm

Ilgın Hamam Dağından Ilgın Stadyumu ve Ilgın Genel Manzarası
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmalarırı


Ilgın Lala Mustafa Paşa Külliyesi ve Camii Havadan Görünümü

 Ilgın Lala Mustafa Paşa Külliyesi ve Kurşunlu Camii Havadan Görünümü

Ilgın Lala Mustafa Paşa Külliyesi ve Kurşunlu Camii

Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmalarırı


Ilgın, Sungur Bey Türbesi ve Haziresi

 Ilgın, Sungur Bey Türbesi ve Haziresi 2019






Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmalarırı


6 Mayıs 2021 Perşembe

Ilgın Harmanyazı Mahallesi

 Ilgın Harmanyazı Mahallesi  

Ilgın, Harmanyazı Köyü eski adları ile Mithatiye veya Deliköy, Ilgın'ın 10 km. güneybatısında, Sultan dağları eteklerinde Deli çay vadisinde kurulmuştur. Köyün tarihi hakkında kesin bilgiler olmamakla birlikte, köy çevresinde İlkçağ Hıristiyanlık öncesi dönemlere ait mezarlar bulunmaktadır. 19. yüzyıl başlarında köyün güneybatısındaki Medrese nam Köyü'nün dağılmasından sonra çevre köylerden de gelenlerle birlikte kurulmuş olduğu anlatılmaktadır. Tarih öğretmeni Şahabettin METİN'in araştırmalarına göre 1850 yıllarında 24 hane olduğu bilinmektedir. Osmanlı döneminde köye ilk yerleşen kişinin adının “Veli” olduğundan dolayı köyün adının zamanla değiştirilerek “Deliköy” olduğu söylenmektedir. Cumhuriyet döneminde Mithatiye olan köyün adı 1964 yılında Harmanyazı olarak değiştirilmiştir. Ayrıca köyün hudutları içerisinde yer alan ve dağıldığı bilinen Havuşlu Köyü'nün arazisi, Harmanyazı Köyü'ne ait olup, halkın bir kısmının eski Havuşlu Köyü'nden geldiği bilinmektedir. Halkın geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır.
Fotoğrafta, Ilgın, Harmanyazı Mahallesinden genel bir görünüm.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmalarırı

5 Mayıs 2021 Çarşamba

Ilgın Kaplıcaları Ab-ı Germ

 Ilgın Kaplıcaları Ab-ı Germ 

Ilgın kaplıcaları, Anadolu Selçuklu Devletimiz döneminde Ilgının adı Ab-ı Germ, Osmanlıca Osmanlı Türkçesi ile آب گرم‎, Sıcak su, kaplıca anlamına gelmektedir. 
Fotoğrafta, Ilgın Kaplıcaları, Türk Hamamı, göbek taşı ve şifalı kaplıca suyunun aktığı kurnaları. 
Ilgın Araştırmaları Beytullah YILDIRIM 
https://ilginarastirmalari.blogspot.com
#Ilgın #IlgınBelediyesi #IlgınKaymakamlığı #IlgınKaplıcaları #IlgınTermalTesisleri #İstanbulIlgınlılarDerneği #IlgınŞifaŞehri #Konya #IlgınAraştırmaları #Tekke #Türbe #SungurBey #ŞıhCarullah #AbıGerm #Kaplıca
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Ilgın Müftüsü Hacı Lokman Beştav Efendi

 Ilgın Müftüsü Hacı Lokman Beştav Efendi

Ilgın Müftüsü İstiklal Madalyalı Hacı Lokman Beştav Efendi Hicri 1285, Miladi 1868 senesi Kafasya’da doğdu. Babası Hacı Bey Efendi’dir. Eski Elektrik İşletme Muhasebecisi Mehmet Ali Bey’in babasıdır. Önce memleketinde Dağıstan’ın en büyük âlimlerinden okuyup icazet aldı. Daha sonra memleketinden ayrılarak Hicaz’a gitti. Orada Şeyh Ali Tahir’in derslerine devam ederek ikinci bir icazet de ondan aldı.
Hicaz'dan 22 yaşında iken İslam Birliğini temin maksadı ile Osmanlı Devletine 1890 yılında Türkiye’ye, Anadolu'ya hicret eden Hacı Lokman Efendi Konya’ya yerleşti. Konya'da önce Sephavan Mahallesi’nde Mecidiyeler’in evinde oturdu. Sonra, Osmanlı Padişahı, Cennet Mekan Sultan Abdülhamid Han’ın Beyhekim Mahallesi’nde kendisine tahsis ettiği yere bahçeli bir ev yaptırarak buraya yerleşti. Burada Eğinli Hacı Rıza Efendi’nin kızı Zekiye Hanım’la evlendi. Bundan sonra iki defa daha Hicaz'a hacca gitti. Mısır, Mekke, Medine, Halep, Şam ve Beyrut’ta ilmî tetkiklerde bulundu. Konya’da muhtelif komisyonlarda çalıştı. Dolappare Mahallesi’nde Namık Paşa Camii’nde İmam-hatiplik, dönemin medreselerinde müderrislik, Konya Erkek Sanat Okulu’nda müdürlük, muhtelif hayır cemiyetlerine katıldı. Konya Donanma Cemiyeti Başkanlığı’nda bulundu. Konya Kapı Camii’nde Halka tesirli vaaz ve nasihatlar yaptı. Din ilimleri yanında mantık, hikmet ve astronomi gibi ilimlere de âşinâ olan Hacı Lokman Beştav, hizmetlerinden dolayı kırmızı şeritli İstiklal Madalyası ile de taltif edildi.
Konya'dan sonra Akşehir’de 1920 1923 yıllarında müftülük yaptı. Son olarak da Ilgın Müftüsü Abdullah Hilmi Efendi’nin vefatı üzerine Rumi 1339 Miladi 1923 senesinde Hacı Lokman efendi Ilgın Müftülüğü görevine getirildi.
Miladi 17.5.1923 tarihinde Akşehir'den Ilgın Müftülüğüne tayin edilip, 22.6.1944 tarihine kadar Ilgın Müftülüğü vazifesini yaklaşık 21 sene başarı ile yürütmüştür. Ilgın Müftülüğü görevi başında iken 22.6.1944 tarihinde Ilgın'da 54 yaşında vefât etmiştir. Merhum Müftü'nün cenazesi Konya'ya nakledilerek sevenlerinin katıldığı çok kalabalık bir cemaatin katılımı ile Konya'nın Musalla Kabristanında Selçuklu devri alimlerine ait kümbetlerin yanına defnolunmuştur.
Ilgın Müftüsü Hacı Lokman (Beştav) Efendi'nin kabir taşı kitabesi şöyledir:
İlim ile geçirdi ömrünü
Giderken seçti o receb-ül ferdi
Kafas’tan Konya’ya aşk ile geldi
Aşkıyla nur oldu göğe yükseldi
Ilgın Müftüsü Hacı Lokman Beştav murada erdi
Ey zâir Fatihan ruhuna ersin
Sana Cennet’ten tebessüm versin.
22.6.1944
Ilgın Müftüsü Hocamız Hacı Lokman (Beştav) Efendiye Allah rahmet eylesin. Makamı âli, mekanı cennet olsun.
KAYNAKLAR
Es, Muhtasar (Haz. Uz), s.1/87;
Uz, “Beştav, Lokman”, Konya Ansiklopedisi, 2011, s. 2/90.
Uyar, Bilginler, S.131-132, s. 33.
http://konyaninalimvehocalari.konyacami.com/haci-lokman...
Ilgın Araştırmaları Beytullah YILDIRIM 
https://ilginarastirmalari.blogspot.com
#Ilgın #IlgınBelediyesi #IlgınKaymakamlığı #IlgınKaplıcaları #IlgınTermalTesisleri #İstanbulIlgınlılarDerneği #IlgınŞifaŞehri #Konya #IlgınAraştırmaları #Tekke #Türbe #SungurBey #ŞıhCarullah #AbıGerm #Kaplıca #MüftüHacıLokmanBeştavEfendi
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

4 Mayıs 2021 Salı

Ilgın Çavuşçu Gölü Göçmen Kuşlar

 Ilgın Çavuşçu Gölü Göçmen Kuşlar


Ilgın Çavüşçugölü, her yıl düzenli olarak göçmen kuşların uğrağı önemli bir uğrak noktası ve sulak alandır. Farklı kuş çeşitleri arasında en fazla dikkati çeken kuş türü ise güzelliği ve heybetiyle görenleri kendisine hayran bırakan Flamingo türü olan Allı Turna kuşlarıdır. Göç mevsiminde Çavuşçu gölü ve çevresi kuş gözlem noktası olarak meraklılarını bekliyor.

Fotoğraf, Önder Metin. 

Ilgın Araştırmaları Beytullah YILDIRIM 

https://ilginarastirmalari.blogspot.com

#Ilgın #IlgınBelediyesi #IlgınKaymakamlığı #IlgınKaplıcaları #IlgınTermalTesisleri #İstanbulIlgınlılarDerneği #IlgınŞifaŞehri #Konya #IlgınAraştırmaları #Tekke #Türbe #SungurBey #ŞıhCarullah #AbıGerm #Turna
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Ilgın Şehirlerarası Otobüs Terminali

 Ilgın Şehirlerarası Otobüs Terminali 

Ilgın, Camiatik Mahallesi, Ilgın'ın karayolu toplu ulaşım merkezi olan Ilgın Otogarı ve çevresi.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları


Ilgın Pir Hüseyin Bey Ulu Camii

 Ilgın Pir Hüseyin Bey Ulu Camii

Ilgın Pir Hüseyin Bey Ulu Camii (Çukur Camii)
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları


3 Mayıs 2021 Pazartesi

Ilgın Kaplıcaları Termal Tesisleri

 Ilgın Kaplıcaları Termal Tesisleri


Ilgın kaplıcaları, 42 derece olan sıcaklığı ile kudretten Ilınmış su, kaynağından sıcak olarak çıkan şifalı, mineraller ve gazlar içeren içilebilir, berrak sudur. 

Ilgın Araştırmaları Beytullah YILDIRIM 

https://ilginarastirmalari.blogspot.com

#Ilgın #IlgınBelediyesi #IlgınKaymakamlığı #IlgınKaplıcaları #IlgınTermalTesisleri #İstanbulIlgınlılarDerneği #IlgınŞifaŞehri #Konya #IlgınAraştırmaları #Tekke #Türbe #SungurBey #ŞıhCarullah #AbıGerm #Kaplıca

Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

2 Mayıs 2021 Pazar

Ilgın Göstere Mahallesi

 Ilgın Göstere Mahallesi 

Ilgın, Göstere Köyü, Ilgın'ın 10 km. güneyinde, Balkı, Çiğil yolu üzerinde, Ayazma, Urus yolu, Ardıçdede dağları ve Bambıllı tepe arsındaki vadiden geçen Battal deresi kenarında kurulmuş bir köyümüzdür. Köyün kuruluş tarihi hakkında kesin bir bilgi yoktur. Anlatılanlara göre Köy, bir geçiş yeri üzerinde kurulduğu için, gelip geçenlere yol gösterdikleri için köyün adı önceleri “Gösteri” imiş. Daha sonra Göstere olarak değişmiştir.  Osmanlı Devleti döneminde Miladi 1584 tarihli kayıtlara göre 3800 akçe vergi ödediği bilinmektedir. Göstere'nin 3 km. kuzeyindeki Örenler, İğdeler ve çevresi köyün eski bir yerleşim yeri olduğunu göstermektedir. Gavurun değirmeni mevkiinde bulunan değirmen kalıntıları günümüze kadar ulaşmıştır. Aynı mevkide bir mağara, Paşaköy değirmeni ve Gavurun değirmenin 500 m. kuzeyinde bulunan Höyük köyün ören yerleri arasındadır. 
Göstere Köyü'nün geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır.
Ilgın Araştırmaları Beytullah YILDIRIM 
https://ilginarastirmalari.blogspot.com
#Ilgın #IlgınBelediyesi #IlgınKaymakamlığı #IlgınKaplıcaları #IlgınTermalTesisleri #İstanbulIlgınlılarDerneği #IlgınŞifaŞehri #Konya #IlgınAraştırmaları #Tekke #Türbe #SungurBey #ŞıhCarullah #Göstere #BattalDeresi
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Ilgın Ferruh Şah Bey İdaresinde 1530

 Ilgın Ferruh Şah Bey İdaresinde 1530

Ilgın, Osmanlı Devletinin, Kanuni Sultan Süleyman idaresindeki 1530 yılında Akşehir sancağı ile birlikte Osmanlı Padişahı adına Ferruh Şad Bey yönetiyordu. 
Akkoyunlu/Bayındır Türkmenlerinden olan Ferruh Şad Bey, Uzun Hasan Bey’in amcası torunu olan Korkmaz Bey’in oğludur. 1500’de Akkoyunlu devletinde vali olan Ferruh Şâd Bey Bayındır, Sultan Yakup'un oğlu Murad 'ı tahta çıkardı ve -Şiraz'da hükümdar ilân etti.
1507 yılında Trabzon Valisi olan Yavuz Sultan Selim, padişah babasının pasif kaldığını iddia ederek Erzurum üzerine sefer düzenledi. Bu sefer esnasında Akkoyunlu / Bayındır beylerinden Ferruhşad ile Mansur beyleri kendi yanına çekti. Daha sonraları padişah olan Yavuz Sultan Selim, 1514 yılında İran’daki Safeviler üzerine sefer düzenledi. Sultan Selim, 23 Nisan 1514’de Akkoyunlu Türkmen ulusuna mensup, Ferruhşâd Bey’e de, Şah İsmail’e karşı birlikte hareket etmek için bir mektup göndermişti. Bu arada, Fırat Nehri kenarlarında, Akkoyunlu Türkmen beylerinden Ferruhşâd Bey Sultan Selim’in huzuruna gelerek “arz-ı ubudiyyet” göstermiş, Padişah bundan fevkalâde memnun olmuştur.
Bayındırlu’dan Ferruhşâd Bey, birer bölük asker ile dil (haber) almak için ileri tarafa gönderilmişti. Ferruhşâd Bey Turhan valisi Kızılbaşı ele geçirdi ve Bu sırada Ümerây-i Türkmân(Türkmen Valileri) ağzından bir mektup yazılıp, Şah’a itaat ve inkıyât üzere olacakları savaşın en şiddetli anında Şah’ın tarafına geçecekleri tarzında olup, Ferruhşâd Bey’in adamı Şeyh Ahmed’le (casus olarak) Şah İsmail’e gönderilmiştir. Bunu dinleyen Şah İsmail’in Hoy’da güvendiği Şeyh Ahmed’e; “Sen yine var haber ver ben dahi Çaldıran’da yetişirem” dediği söylenir. Çaldıran savaşında yaptığı yararlılıklardan ötürü Safevilerin düşmanı olan Akkoyunlu Beyi Ferruhşâd Bey’e geniş dirlikler vermiştir. Önce Bayburt yöresi dirlik olarak verildi.
Bayburt’a giden Ferruh Şad Bey, 1517 yılında Demirözü ilçesine bağlı Gökçedere’de bulunan tarihi camiyi yaptırdı. Ferruh şad Bey Cami, medrese, han, hamam, imaret ve konukevi içeren bir yapı topluğunun sadece bir parçası. Ferruh şad Bey tarafından yaptırıldığı bilinen bu yapı topluluğundan han, imaret ve konukevi ile ilgili günümüzde hiçbir iz kalmamış, hamam ise harap bir durumdadır. Günümüze kadar gelen caminin Osmanlı döneminde tadilattan geçmiş olabileceği tahmin ediliyor.
Osmanlı devletince büyük bir ehemmiyet verilerek, kendisine, Akşehir sancağı, Karaman eyâletinde bir sancak iken bozulup hass olarak tevcih edildi.
(937/1530) Tarihli 387 Numaralı Muhâsebe-İ Vilâyet-İ Karaman Ve Rum Defteri’ne göre:
Akşehir Sancağına bağlı Akşehir Kazası’nda Yönetici Ferruh Şad Bey Hassası (tasarrufunda olanlar) şunlardı: bir şehir merkezi:, üç köy, 1004 Asker, 685 Hane, 676 Müslüman, 9 Hıristiyan’dan Gelirler:104.012 Akçe idi.
Akşehir Sancağına bağlı İshaklu (Sultandağı) Kazası’nda ise Ferruh Şad Bey’in hassaları; bir köy, üç cemaat, 416 asker, 245 hane’den gelirleri 34.527 Akçe idi.
Yine Akşehir Sancağına bağlı Ilğun (Ilgın) Kazası’nda ise Ferruh Şad Bey’in tasarrufunda olanlar; Bir şehir merkezi, bir köy, iki mezra, 350 asker, 205 hane’den gelirleri 41.184 Akçe idi.
Defter kayıtlarında görüldüğü gibi emrine pek çok asker verilen Ferruh Şad Bey’e, Osmanlı padişahları büyük değer verirdi. Öyle ki 1530 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın oğullarının İstanbul’da yapılan sünnet düğününde padişahın sol tarafında oturmakta idi.
Akşehir sancağını hassa aldığını gördüğümüz Ferruhşâd Beyin sonradan Bayburd havâlisinde yerleştiğini ve burada birçok vakıflar tesis ettiğini belgeler göstermektedir.
Bu yöreyi uzun yıllar yöneten Ferruh Şad Bey,1551 yılında bugün Tunceli’ye bağlı Çemişgezek ilçesinin Ulukale köyünde vefat etti. Türbesi, Ulukale Köyü yakınında tarlalar arasındadır. Kesme, moloz taş ve tuğladan yapılan türbe, kubbe kaplaması dışında oldukça sağlamdır. Kapısındaki yazıttan 1551’de yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Yapı altta mumyalık, üstte mescit bölümüyle Selçuklu türbe geleneğini taşımaktadır. Sivri kemer içindeki girişin karşısında mihrap yer alır. Çevresinde bazı tarihi eser kalıntıları ve mezar taşları bulunmaktadır.
Akkoyunlu/Bayındır Türkmenlerinden olan ve Osmanlı’ya iltica eden Ferruh Şad Bey, uzun yıllar içerisinde Akşehir’in de bulunduğu Anadolu’daki pek çok sancakta valilik yapmıştır. Oğlu Seraceddin Mehmed Bey Osmanlı hizmet etmeye devam etmiştir. Belgeler, bunlara Osmanlı devleti, tarafından, dirlikler verildiğini, çocukları ve akrabalarının Kanunî Sultan Süleyman devrinde bile devlet hizmetinde kaldıklarını, ulufe ve dirlik aldıklarını ispat etmektedir.
Fotoğrafta, makalede bahsi geçen Hicri 937 Miladi 1530 Tarihli 387 Numaralı Muhâsebe-İ Vilâyet-İ Karaman Ve Rum Defterinde Ilgın Ilgun ile ilgili bölüm görülüyor.
Mustafa Koç
Ilgın Araştırmaları Beytullah YILDIRIM 
https://ilginarastirmalari.blogspot.com
#Ilgın #IlgınBelediyesi #IlgınKaymakamlığı #IlgınKaplıcaları #IlgınTermalTesisleri #İstanbulIlgınlılarDerneği #IlgınŞifaŞehri #Konya #IlgınAraştırmaları #Tekke #Türbe #SungurBey #ŞıhCarullah #ArgıtBaba #Ayvaddede #NusretName #LalaMustafaPaşa #Ilgun
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

1 Mayıs 2021 Cumartesi

Ilgın'da Lala Mustafa Paşa İftar Veriyor

 Ilgın'da Lala Mustafa Paşa İftar Veriyor

Lala Mustafa Paşa'nın İran seferine giderken Ilgun denen kasabada beylerbeyine iftar yemeği vermesi, tarih 1578.
İran Seferini yapan Lala Mustafa Paşa'nın  münşi olarak bu seferde bulunan Gelibolulu Ali Mustafa'nın Nusret Name isimli bu eserinde sefer esnasındaki resmi yazışmaları kronolojik bir sırayla yerleştirerek, olayların merkezinde bulunarak ve çeşitli rivayetleri de kullanarak yazmıştır.  Bu sebepten de eserine, “zaferleri anlatan kitap anlamına gelen "Nusret-name" ismini vermiştir.
Fotoğrafta, Nusret Name kitabımdaki minyatürde; Lala Mustafa Paşa'nın 1578 senesinde İran seferine giderken konakladığı Ilgın'da bir Ramazan günü vermiş olduğu iftar yemeği sofrası, yanında Ali Paşa ve davetliler görülüyor.
Ilgın Araştırmaları Beytullah YILDIRIM 
https://ilginarastirmalari.blogspot.com
#Ilgın #IlgınBelediyesi #IlgınKaymakamlığı #IlgınKaplıcaları #IlgınTermalTesisleri #İstanbulIlgınlılarDerneği #IlgınŞifaŞehri #Konya #IlgınAraştırmaları #Tekke #Türbe #SungurBey #ŞıhCarullah #ArgıtBaba #Ayvaddede #NusretName #LalaMustafaPaşa
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Ilgın Sadık Köyü Mahallesi

 Ilgın Sadık Köyü Mahallesi 

Sadık köyü, Ilgın'ın 8 km. Güneydoğusunda, verimli ve düz Ilgın ovasında kurulmuş bir köyümüzdür. Kuruluş tarihi hakkında kesin bilgi mevcut değildir. Anlatılanlara göre, uzun yıllar Mahmuthisar Tekkesi'nin bir yaylası olarak kullanılmış. Rivayete göre adını bu köye ilk yerleşenlerden olan “Sadık Dede” den almıştır. Sadık Dede hakkında bir malumata ulaşılamadı. Daha sonraları Tekke, Bulcuk, Çiğil ve diğer çevre köylerden gelenler Sadık Köyü'nün günümüzdeki nüfusunu oluşturmuşlardır. Yöremizde halk arasında “Satıköy” olarak da bilinir. 1584 Osmanlı vergi kayıtlarında 3270 akçe vergi ödediği tespit edilmiştir.  
Köy meydanındaki mezarlığın içinde yıkılmak üzere olan eski Camii mimarî özellikleri ile dikkat çekicidir. 
Sadık Köyü'nün geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır.
Ilgın Araştırmaları Beytullah YILDIRIM 
https://ilginarastirmalari.blogspot.com
#Ilgın #IlgınBelediyesi #IlgınKaymakamlığı #IlgınKaplıcaları #IlgınTermalTesisleri #İstanbulIlgınlılarDerneği #IlgınŞifaŞehri #Konya #IlgınAraştırmaları #Tekke #Türbe #SungurBey #ŞıhCarullah #Sadıkköy
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları