Ilgın Tarihi Bizans Kaynaklarında 


Ilgın ünlü Alexiad kitabında Tyragion olarak geçiyor.
Kadim medeniyetler şehri Ilgın, Doğu Roma (Bizans) İmparatoru I. Aleksios'un kızı, Doğu Roma tarihçisi Anna Komnene tarafından yazılan ortaçağ biyografik bir eseri 'Alexiad' adlı kronikte Ilgın ve Ilgın Kalesinden bahsediyor.
Prenses Anna Komnena, babasının Bizans hükümdarlığı sırasında 1081-1118 seneleri arasında vuku bulan Bizans İmparatorluğu'nun siyasi ve askeri tarihini yazmıştır.
Anna Komnena kitabında Akşehir ve Ilgın dolaylarında geçen bir hadiseyi şöyle nakleder:
Anadolu Selçuklu Devleti'nin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah'ın oğlu ve ikinci Anadolu Selçuklu sultanı I. Kılıç Arslan’ın diğer oğlu I. Mesud, Dânişmendlilerden aldığı destekle kardeşi Şahinşâh’a karşı ayaklanmış ve onunla savaşa tutuşmuştu. Sultan Şahinşâh’ın kaderi ise Akşehir yakınlarında belli olmuştu. Anna, Anadoludaki bu saltanat mücadelesi hadiselerini şu şekilde anlatır:
Dânişmendlilerden destek alan Mesud’un ordusuyla savaşan ve yenileceğini anlayan Sultan Şahinşâh … Kaçmaya başladı ve (yakın
zamanda barış antlaşması yaptığı) imparatorun yanına giden yolu takip etti. Şahinşâh’ın yanında bir dost gibi duran ama uzun zamandır Mesud’un yandaşı olan Poukheas onu engelledi.
Zira o, en iyi tavsiyeleri Şahinşâh’a veriyor gibi davranmaktaydı. Gerçekte bu kişi onu imparatorun yanına giden yoldan saptırarak Tyragion’a (Ilgın) gitmeye yönlendirmiş ve ona tuzak kurmuştu.
Ilgın Tyragion, Akşehir’in çok yakınında küçük bir (Kale) hisardı. Şahinşâh, Poukheas’ın sözüne inandı ve Ilgın Tyragion’a geçti. Oradaki Rum halk, imparatorla arasındaki yakınlaşmayı bildikleri
için onu çok iyi karşıladı. Ancak barbarlar da başlarında Mesud’un kendisi olduğu hâlde oraya vardılar ve surları tümüyle çevreleyip kuşatmaya başladılar. Şahinşâh surların üstünden eğilip kendi barbar soydaşlarına öfkeli tehditler savurdu ve onlara, imparatorun birliklerinin gelip baskın vermek üzere olduğunu, eğer savaşmayı bırakmazlarsa başlarına gelecekleri söyledi.
Hisarda bulunan Rumlar ise cesaretle direniyorlardı. O zaman Poukheas maskesini attı ve gerçek karakterini gösterdi. Şahinşâh’a hisar halkını daha da cesaretlendireceğini vaat ederek surlardan aşağıya indi. Ama tam tersine onları tehdit etti ve kapıları açmalarını tavsiye etti. Onlara Horasan’dan bile birliklerin oraya gelmek üzere yolda bulunduğunu eğer barbarların eliyle kurban edilmek istemiyorlarsa teslim olmaları ve kapıları açmaları gerektiğini söyledi. Rum halk da barbarların kalabalığından dolayı dehşete düşmüş oldukları için Türkleri içeriye aldılar. Bunlar Şahinşâh’ı yakaladılar ve kör ettiler...
(Şehinşah'ın gözlerine mil çektiren Mesud, onu Konya'da hapsettirdi. Ancak bir süre sonra Şahinşah'ın gözlerinin tam kör olmadığı anlaşılınca yeniden saltanat mücadelesine girişebileceği endişesi ile onu öldürtmüştür).
Şeklinde ünlü tarihçi Anna Komnena Ilgın'da geçen bu tarihi vakaya kitabında yer vermiştir.
Kaynakça:
Anna Komnena, Alexiad., Sewter, s. 489-490; Umar, s. 500.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder