31 Temmuz 2021 Cumartesi

Ilgın Tarihi Ilgın Kalesi Çetminin Kale

 Ilgın Tarihi Ilgın Kalesi Çetminin Kale

Ilgın, Karaköy Kalesi, Konya İstanbul yolunun yaklaşık 68. kilometresinde Zaferiye Köyü'ne döndükten 3 km sonra Karaköy yakınında yolun kenarındadır.  Ilgın'ın 14 km kuzeydoğusunda, Karaköy'ün 2 km güneybatısında, Kaleköy'ün 3 km güneyinde yer alan eski çağlara ait antik bir kaledir. Karaköy Yukarı Kale ve Karaköy Aşağı Kale olmak üzere iki kısımdan oluşur. Aşağı Kale, Kale Dağının yaklaşık 200 m yüksekliğindeki yamaç üzerinde yer alır. Kalenin hemen altından Ilgın Kanalı ve tren yolu geçmektedir. Kale, Ilgın'a geçişteki Karaköy ve Kaleköy arasında kalan vadiyi kontrol etmektedir. Kalenin kuzeye bakan bazı surları sağlam kalarak yıkıntıları günümüze ulaşmıştır. Kalenin içinde bazı seramik parçaları ve doğu yamacında da bazı kap parçaları bulunmuştur. 

Tarihi Ilgın Kalesinin konum itibariyle koordinatları (Enlem ve Boylam):  38°18'40"N   32°3'1"E

Fotoğrafta, Ilgın, Kale tepesi ve civarı görülüyor.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

29 Temmuz 2021 Perşembe

Ilgın Çavuşçugöl Yeni Camii

Hayırlı Cumalar. Geçmiş Olsun Türkiyem.

Cenab-ı Allah C.C. Devletimizi daim ve kaim eylesin. Milletimizi ve vatanımızı her türlü afet, felaket ve ihanetten muhafaza eylesin. Dahili ve harici düşmanlarımıza hainlere fırsat vermesin. Mübarek Cuma günü hürmetine kurdukları hile tuzak ve ittifakları bozup, kendi başlarına çevirsin. Yangınlarda vefat edenlere Allah rahmet eylesin. Amin.  

Fotoğrafta: Ilgın, Çavuşçugöl, Yeni Camii ve civarı görülüyor. 
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Ilgın'ın Mahalleleri

Ilgın'ın Mahalleleri

Ilgın, günümüzde 2021 yılı itibariyle idari birim olarak 13 Mahalle şehir merkezinde olmak üzere toplam 56 mahalleden oluşmaktadır.
1. AĞALAR
2. ARGITHANI
3. AVDAN
4. AYVATDEDE
5. BALKI
6. BARAKMUSLU
7. BEHLÜLBEY
8. BELEKLER
9. BEYKONAK
10. BOĞAZKENT
11. BULCUK
12. BÜYÜKOBA
13. CAMİATİK
14. ÇATAK
15. ÇAVUŞÇUGÖL
16. ÇİĞİL
17. ÇOBANKAYA
18. ÇÖMLEKÇİ
19. DEREKÖY
20. DIĞRAK
21. DÜĞER
22. ELDEŞ
23. ESENTEPE
24. FAHRETTİN ALTAY
25. FATİH
26. GEÇİT
27. GEDİKÖREN
28. GÖKBUDAK
29. GÖKÇEYURT
30. GÖLYAKA
31. GÖSTERE
32. GÜNEYPINAR
33. HARMANYAZI
34. ILICA
35. İHSANİYE
36. İSTASYON
37. KALEKÖY
38. KAPAKLI
39. KARAKÖY
40. MAHMUTHİSAR
41. MECİDİYE
42. MİLLİ EGEMENLİK
43. MİSAFİRLİ
44. OLUKPINAR
45. ORHANİYE
46. ORMANÖZÜ
47. SADIKKÖY
48. SAHİB ATA
49. SEBİLLER
50. ŞIHBEDRETTİN
51. ŞIHCARULLAH
52. TEKELER
53. UCARI
54. YORAZLAR
55. YUKARIÇİĞİL
56. ZAFERİYE
Fotoğrafta, Konya ili ilçelerinin sınırlarını gösteren haritada Ilgın, ve diğer ilçeler görülüyor.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

28 Temmuz 2021 Çarşamba

Ilgın Kaplıcaları Termal Tesisleri

Ilgın Kaplıcaları Termal Tesisleri 

Ilgın Kaplıcaları Termal Tesisleri Sahip Ata Termal Otel. Ocak 2020.

Ilgın Araştırmaları Beytullah YILDIRIM 

https://ilginarastirmalari.blogspot.com

#Ilgın #IlgınAraştırmaları #IlgınBelediyesi #IlgınKaymakamlığı #IlgınKaplıcaları #IlgınTermalTesisleri #İstanbulIlgınlılarDerneği #IlgınŞifaŞehri #Konya #SahipAtaTermalOtel
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Ilgın'ın Merkez Mahalleleri

 Ilgın'ın Merkez Mahalleleri

Günümüzde Ilgın şehir merkezi 13 mahalleden oluşmaktadır.

1. Ayvatdede Mahallesi

2. Behlülbey Mahallesi

3. Camiatik Mahallesi

4. Esentepe Mahallesi

5. Fahrettin Altay Mahallesi

6. Fatih Mahallesi

7. Ilıca Mahallesi

8. Milli Egemenlik Mahallesi

9. Ucarı Mahallesi

10. İstasyon Mahallesi

11. Sahip Ata Mahallesi

12. Şıhbedrettin Mahallesi

13. Şıhcarullah Mahallesi

Fotoğrafta, Ilgın, Merkez sokak, cadde ve yolları görülüyor.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

27 Temmuz 2021 Salı

Ilgın Argıthanı Damat Nevşehirli İbrahim Paşa Ulu Camii

Ilgın Argıthanı Damat Nevşehirli İbrahim Paşa Ulu Camii

Ilgın'a bağlı Argıt Köyünün Derbent yapılışı döneminde, Osmanlı Devleti, Padişahı Sultan III. Ahmet’in saltanat devrinde Sadrazam olan Damat Nevşehirli İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. Şehirler kurmakta, mamureler inşa etmekte deha derecesinde bir yeteneğe sahip olan Damat İbrahim Paşa bir eşkıya barınağı haline gelen bu geçide bir derbent kurmak için başlattığı imar ve iskan faaliyetleri çerçevesinde külliye şeklinde yapılan yapılar topluluğu halinde bugünkü Ulu Camii, mektep, han, çarşı, medrese, çeşme ve kuyudan meydana gelen mamureyi inşa ettirerek Argıt köyünü Argıthanı olarak yeniden ihya ve inşa etmiştir. 

Argıthanı, Damat Nevşehirli İbrahim Paşa Camii konum itibariyle Argıthanı çarşısında Konya’ya giden şosenin doğusunda yer alır. Ulu camiye 1959 yılında minare ilave edilmiştir. Ulu Cami l96l yılında orijinal ilk yapısı tamamen yıkılarak yerine yeni betonarme bir bina inşa edilmiştir. Kıble ve kuzey taraflarında  beşer, sağ ve solunda ikişer sıra halinde sekiz penceresi vardır. 

Yıkılarak ortadan kaldırılan orijinal yapı hakkında nakledilenler ise: Ulu Caminin sağ kuzey köşesine kadar olan kısmı taş, üstü tuğla ile yapılmış, kısa ve harap bir minaresi vardır. Minarenin kıble tarafı kaidesinde eski ve islami devirlere ait kitabe taşları kullanılmıştır. Bir taşta kufi hat ile “Allah”, bir başkasında da sülüs ile “el-Hac” yazılı idi. olduğu naklediliyor.

Bu minare bugün yok olan asıl mabed ile birlikte yapılmıştır. Argıthanlı büyüklerinin yaşlıların naklettiğine göre “İstanbul şehzade başında Nevşehirli Damad İbrahim Paşa mescidi gibi kubbeli kurşun örtülü bir yapısı vardı. Bir depremde hasara uğradığı için bu mescid tamamen minaresinin üst kısmı yıktırılmış yerine taştan örülü bir bina yaptırılmıştır. Camii bitişiğinde de bir mektep vardır. Caminin sağ ve sol tarafı da bedesten şeklinde çarşı ve tarihi bir çeşme vardı. Harap olan bu binalarla birlikte çeşme de 1945 yılında belediye tarafından yıktırılmıştır. (KONYALI,1945,s.634)

Fotoğrafta, Ilgın, Argıthanı Mahallesi, Argıthanı Damat Nevşehirli İbrahim Paşa Ulu Camii ve çevresi görülüyor.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

26 Temmuz 2021 Pazartesi

Ilgın Çiğil Bebeği Kitre Bebekleri

Ilgın Çiğil Bebeği Kitre Bebekleri

Ilgın, Çiğil Mahallesinde ev hanımları kendilerine has Anadolu kültürünü ve yöresel kıyafetlerini el yapımı bebeklere yansıtıyorlar. Geçmişte uzunca bir dönem günlük hayatın bir parçası olan kadınların giyim kuşamı günümüzde sadece bazı özel günlerde ve oyuncak bebeklerde yaşatılıyor.

Çiğil Mahallesi'nde "Kitre bebek, Çiğil bebeği" el emeği ile, pamuk, kumaş, tel ve geven otunun gövdesinden çıkan kitreden elde edilen yapıştırıcıyı kullanarak el emeği göz nuru ile ticari olarak Çiğil'de üretiyor. 

Ilgın, Çiğil yöresi kadın giysileri ve takıları ile Anadolu kültürüne uygun kıyafetleri ile Çiğil Kitre bebekleri geçmişten günümüze kadim kültürümüzün nereden nereye geldiğine dair bize bir şeyler söylüyorlar gibi.

Fotoğrafta, Ilgın, Çiğil Mahallesi, Çiğil Bebeği Kitre Bebekler görülüyor.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

25 Temmuz 2021 Pazar

Ilgın'ın İklimi Hava Koşulları

Ilgın'ın İklimi Hava Koşulları

Ilgın, denizden yüksekliği, rakımı 1030 metredir. İç Anadolu bölgesinde bulunması itibariyle Orta Anadolu Bölgesi’nin karakteristik özelliği olarak Karasal (Step) iklim hüküm sürer. Yazları sıcak ve kurak kışları soğuk ve yağışlı geçer. 

Yaz mevsiminde yağışın azalması ve sıcaklık artışına bağlı olarak kuraklık yaşanmaktadır. Yaz mevsiminde Ülkemiz genelinde olduğu gibi saha güneyden sokulan tropikal kuru hava kütlesinin etkisinde kalır. Hava bu dönemde oldukça sıcak ve kuraktır. Bu dönemde düşen yağış miktarı yok denecek kadar oldukça azdır.

Kış mevsiminde ise, batı ve kuzey batıdan yurdumuza sokulan cephelerden çok Doğu Anadolu’dan Orta Anadolu’ya sarkan Kontinental polar (kuru, soğuk) cephe etkilidir. Bu nedenle soğuk geçen kış döneminde düşen yağış miktarı azalmakla birlikte, Balkanlar’dan ve Orta Akdeniz’den gelen nemli cephelerin etkisinde kaldığı zaman dilimlerinde yağış alır. Yağışlar kış aylarında kar sonbahar ve ilkbahar aylarında yağmur olarak yağar. Kışın kuzeyden esen poyrazın, güneybatısından esen Lodosun (Kabayel) etkisi fazlaca görülür. Bazen bu rüzgarlar fırtına sekline dönüşür. Yıllık yağış ortalaması 480 mm civarındadır.

İlkbahar sonu ve yaz başlarında sahada konveksiyonel yağışlar görülür. Ilgın'ın en fazla yağışlı mevsimi ilkbaharın Mart, Nisan, Mayıs aylarında, en az yağışı ise Temmuz, Ağustos aylarında almaktadır. Toplam yıllık yağış miktarı 421,8 mm’dir.

Ilgın'da 1929’da kurulmuş olan meteoroloji istasyonu kurulmuştur. Verilerine göre, Ilgın İlçesi’nin en düşük aylık ortalama sıcaklığı Ocak ayında -0,3 °C, en yüksek aylık ortalama sıcaklığı Temmuz ayında 22,1 °C, yıllık ortalama sıcaklığı 10,8 °C’dir. Mutlak maksimum sıcaklık

40,0ºC, Mutlak minimum sıcaklık ise -25,6ºC olmuştur. Sahada yıllık sıcaklık farkı fazladır (65,6 ºC). Hakim rüzgar yönü batı ve güney batıdır.

Fotoğrafta, Ilgın, Ilıca Mahallesi, Kaplıcalar bölgesinden 1998 senesine ait bir görünümü.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

24 Temmuz 2021 Cumartesi

Ilgın Höyükleri: Boz Höyük

Ilgın Höyükleri: Boz Höyük

 Kadim medeniyetler şehri olan Ilgın'da antik dönem yerleşim birimlerinden olan pek çok höyük bulunmaktadır. Ilgın Merkezi civarında bulunan Boz Höyük (Bozhöyük) Ilgın Ovası’nın önemli höyüklerinden biridir. Ilgın şehir merkezine bağlı ve merkezin 2.3 km kadar güneyinde, Ormanözü - Çatak mahalleleri asfalt yolunun üzerinde, yolun hemen doğusunda yer alır. Güneybatı yönünde Harmanyazı ve Balkı - Göstere köylerinin vadilerinden gelen dereler Boz Höyüğün 4.7 km. güneybatısında birleşirler. Eskiçağda bu çay büyük olasılıkla Boz Höyük civarından geçmekte idi. Boz Höyüğün hemen güneyindeki tarlalarda açılmış olan belirgin toprak yarıkları dere yatağı olarak bu ihtimali güçlendirmektedir. Höyük, Ilgın çıkışı son evlerden sonra başlayan tarımsal arazilerin ortasında kalıyor. Höyük günümüzde uzun zaman, yol kenarında olması sebebiyle, kısmî olarak da olsa katı atık alanı olarak kullanılmaktadır. Moloz ve inşaat artıklarının yanı sıra genel olarak çöplük olarak da kullanılmaktadır.

Höyükler hemen her zaman belli büyüklükteki su kaynakları olan pınarların (bunarı) civarında gözleniyorlar, ancak höyüklerin çoğunluğu örneğin Boz Höyükte olduğu gibi daha zayıf sayılabilecek pınarların kıyısında yer alıyor. Bu höyüklerin önemli bir kısmı eskiçağda akarsuların kıyısında yer alıyorlardı, ki bu akarsular doğal süreçler ve insan etkisiyle zamanla yataklarından uzaklaşmışlar veya tamamen kurumuşlardır. 

Boz Höyük yapılan incelemelerde günümüzden hayli eski bir dönem olan İlk Tunç Çağına (İTÇ) tarihlenmektedir. Höyüğün kuzey ve güneydoğu kesimlerinden toprak çekilmek suretiyle tahribata uğramıştır. Tehdit altında olan höyük 1. Derece sit alanı ilan edilmiş olup, 1996 senesinde, 2518 numaralı tescil kaydı bulunmaktadır. Koruma altına alınmış bir kültür varlığıdır. Kuzey, güney istikametinde bir yapıya sahiptir. Rakımı 1040 Metre olup, çapı yaklaşık olarak 260 metre civarındadır.

Fotoğrafta, Ilgın Boz Höyük ve civarının genel bir görünümü.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

23 Temmuz 2021 Cuma

Ilgın Beykonak Tekke Tarihi Yerler

Ilgın Beykonak Tekke Tarihi Yerler

Tekke adıyla bilinen Beykonak Mahallesi, adını kasabanın doğusundaki Selçuklu dönemi Dediği Sultan Tekkesinden almıştır. Beykonağın ören yerleri ve tarihi önemli noktalarından bazılar: 

Tekkeşinler Mezarlığı, Eski Mezarlık, Abbas Höyüğü (Abaz), Gidiriş, Şavaltı, Sungurbey Türbesi ve Minnet Mezarı bölgenin önemli ören yerleridir. 

Beykonakta sıkça rastlanan tarihi antik parçalar, su yolları bölgenin Hitit, Frigya, Roma ve Bizanslılara ait önemli bir merkez olduğunu göstermektedir. Bu bölgeden getirilen işlenmiş resimli ve yazılı antik dönemlere ait muhtelif devşirme taşlar Dediği Sultan Tekkesinin inşaatında da kullanılmıştır.

Fotoğrafta, Ilgın, Beykonak Mahallesi, genel görünümü.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

22 Temmuz 2021 Perşembe

Ilgın Gökçeyurt Çaybaşı Kembos Çayı

Ilgın Gökçeyurt Çaybaşı Kembos Çayı

Gökçeyurt Mahallesi, merkezinde yer alan doğal bir güzellik olan Çaybaşı mevkiinde halinde yerden kaynayarak çıkan su, içerisinde balıkların olduğu hemen yanındaki güzel bir havuz oluşturur. Havuzda biriken doğal su kaynağı pınar aşağıya doğru akarak Kembos çayını oluşturmaktadır. Mevcut su kaynağının Beyşehir Gölü ile bağlantısı olduğu yönünde görüşler vardır.

Gökçeyurt'ta köylüler bu kaynaktan akan suyu yün ve çamaşır yıkamada, tarımda bağ bahçe ve tarla sulamada kullanmaktadır. Bulunduğu mevkiye ve Gökçeyurt'a ayrı bir güzellik veren bu su kaynağı yazın buz gibi soğuk, kışın ise ılık ve buharlı şekilde akmaktadır.

Fotoğrafta, Ilgın, Gökçeyurt, Çaybaşı ve civarı görülüyor.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

21 Temmuz 2021 Çarşamba

Ilgın Attilâ İlhan Barakmuslu Mezarlığı Şiiri

Ilgın Attilâ İlhan Barakmuslu Mezarlığı Şiiri 

Şair, edebiyatçı ve yazar Attila İlhan'ın ( 1925 - 2005 ) Ilgın'ın Barakmuslu Köyü mezarlığı için, Bir Avuç Kıvılcım, kitabının Sayfa 82 - 85 de yer alan, ve dönemin koşullarını anlamak açısından önemli tespitleri olan yazdığı bir Anadolu şiiri:

Barakmuslu Mezarlığı

Kuş uçmaz, kervan geçmez, karanlık tuttu yolları 

Gözün gönlün kararmış sen nasıl gecesin hey gidi 

Buğdaysız, çavdarsız kara ekmeğe benzersin 

Yıldızların, hani yıldızların, çiçeklerin nerdeler 

Kalbin neden durmuş rüzgarı kesilmiş değirmen gibi 

Suya indi çakallar, suya indi söğüt dalları 

Barakmuslu mezarlığı kımıldanır için için 

Barakmuslu mezarlığında seyran seyran ölüler 

Kuş uçmaz, kervan geçmez, karanlık tuttu yolları 

Gözün gönlün kararmış sen nasıl gecesin hey gidi 

Ben ne inim ne cinim, ben bir garip ademim 

Barakmuslu köyünden selamsız oğlu bekir 

Yıkılası hanede sekiz boğaz altıma bakar 

Ben kendimi toprak bilirim, toprak beni baba bilir 

Benim köyümde avrat bile toprak gibi sevilir 

Ben ne inim ne cinim, ben bir garip ademim 

Nideyim bu mezarda babam yok, yalnız anam var 

Dedem yok bu mezarda, fukara ninem yatar 

Söyleyin dağlar-taşlar ben selamsız oğlu bekir 

İki gözüm iki ateş parçası, iki taş parçası iki elim 

Yıkılası hanede sekiz boğaz altıma bakar 

Gece düşer, barakmuslu mezarlığı dirilir 

Barakmuslu mezarlığında seyran seyran ölüler 

Bir giden bir daha dönmez, gitti gider 

Sen harami yusuf, her yaranda bir çiçek açmış 

Sen hasretlik şakir, mapuslarda ölen şakir 

Evladım kadir nasıldı o seni dağda mı vurdular? 

Ya hüsne gelin, yar yoluna serden geçmiş 

Fadimem, sıtmalar girdi kanına fadimem 

Barakmuslu mezarlığı cümlemize mekân oldu 

Barakmuslu mezarlığında koyun koyuna girdiler 

Bir giden bir daha dönmez, gitti gider 

Barakmuslu mezarlığı cümlemize mekân oldu 

İki elim kızıl kanda selamsız oğlu bekirim 

Hem babam hem dedem yad ellerde kurban oldu 

Herkesin kökü toprakta, bir ben köksüz gibiyim 

Şavkın yok, ateşin yok, sen nasıl gecesin hey gidi 

Gözün gönlün kararmış, tadın tuzun kalmamış 

Yıldızların, hani yıldızların, çiçeklerin nerdeler 

Ben ne inim ne cinim, selamsız oğlu bekirim 

Benim babam, benim dedem yad ellerde öldüler 

Bir giden bir daha dönmez, gitti gider 

Neylersin oğlum bekir, bak işte ben dedenim 

Benim mezarım yoktur dardanos şehitleri de 

Kül oldu yirmiüç baharım kıvırcık bir mart günü 

Başımı ayrı gömdüler, gövdemi ayrı gömdüler 

Ya gazi ya şehit diye geldik, şehit olduk 

İki gözümle gördüm topların ölüm tükürdüğünü 

Tövbeler olsun göklerin veremli gibi öksürdüğünü 

Neylersin oğlum bekir, şehitlik alın yazısı 

Nenim dedemin de trablustan geldi künyesi 

Biraderim ismail vurulmuş akar kanları 

Ah şipkanın balkanları, ah şipkanın balkanları 

Ninen köyde uyudu, biz gazada uyuduk 

Kırıldı kanadımız, kaldık çöllerde 

Ya gazi ya şehit diye geldik, şehit olduk 

Ben sakaryada bir kavak ağacıyım, yel eser inlerim 

Sakarya ığranıp gider, ben sakaryayı beklerim 

Selamsız duran çavuş barakmusludan 

Ah başıma gelenler, yapraklarım, gözlerim 

Ben sakaryada bir kavak ağacıyım, yel eser inlerim 

Benim mezarım yoktur, ben üçüncü taburdan 

Bir kahpenin kurşunu geldi, gelip ciğerimi deldi 

"At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır" 

Ben öldüm, selamsız çavuştan bir garip kavak kaldı 

Telli kavak, telli kavak ne uzarsın boyuna 

Suya indi çakallar, suya indi söğüt dalları 

Söğüt yaprağı narin, gözlerim yanıyor gözlerim 

Kuş uçmaz, kervan geçmez, karanlık tuttu yolları 

Ben ne inim, ne cinim siz kimsiniz? kimsiniz? 

Derviş gibi nerden gelip böyle nereye gittiniz? 

Barakmuslu mezarlığı kımıldanır için için 

Benim dedem benim babam yad ellerde öldüler 

Yüreğimi zehir ettin sen nasıl gecesin hey gidi 

Kapkara, gözü yaşlı mezar taşına benzersin 

Yıldızların, hani yıldızların, çiçeklerin nerdeler 

Ben ne inim ne cinim, selamsız oğlu bekirim 

Yad elde ölmek istemem, dedem gibi babam gibi 

İki elim kızıl kanda, sekiz boğaz altıma bakar 

Ağlar mı şipkanın balkanları, ben ağlarım 

Babam duran çavuştan, kavak ağacından dilerim 

Telli kavak, amanın telli kavak derdime bir çare 

Yüreğimde bir yılan çöreklenmiş yatar 

Barakmuslu köyündenim, selamsız oğlu bekirim 

Ben bu köyde doğmuşum, bu köyde ölmek isterim 

Atilla İLHAN

Fotoğrafta, Ilgın, Barakmuslu Mezarlığı civarı görülüyor.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

20 Temmuz 2021 Salı

Ilgın Argıthanı'nın Derbent Oluşu

Argıt Beldesi, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı döneminde bir köydür. Anadolu Selçukluları zamanında kurulan Argıt Köprüsü yakınındaki bu köy, Hoca Ahmed Yesevi Dervişi Ehli Sünnet, İslam öğretisini ve Sünni Müslümanlığı yaymak ve bu toprakları Türk İslam mayasıyla mayalamak için buraya yerleşen Argıt Dede'den adını almıştır. Argıt Dede'nin Tekke ve zaviyesinin çevresinde toplanan Türkmen ve Yörükler bölgeyi bir Müslüman Türk yurdu haline getirmişlerdir.

Osmanlı döneminde yol emniyetinin sağlanması ve zaman içerisinde meydana gelen mümayiş olaylarının kontrol altına alınabilmesi için kurulan Ilgın sınırları içerisinde bulunan iki derbent biri güneydeki Çiğil'in devamındaki günümüzde ilçe olan Derbent ve Ilgının batı istikametinde olan Argıt Köyü, Argıthanı'dır.

Derbentler Türkler Anadolu’ya geldikten sonra, kervanların güvenliğini sağlamak için, iskan politikasını kolaylaştırmak, ticaret, ulaşım ve seyahat açısından oldukça önemli olan bu yollar ve güzergâhlar, adeta ülkenin can damarlarını teşkil etmekteydi. Önemli ticaret yolları ve geçitler üzerinde kurulan derbendler, yol boyunca bir emniyet zinciri görevini yürütmekle birlikte, yeni alanlar derbendlerle ziraata açılmakta, bölgede kurulan köyler ve derbend mahallindeki yerleştirmeler ile iç iskân meselesi de çözüme kavuşturulmaktaydı.

Akşehir ile Ilgın arasında bulunan ve yeniden imâr edilen Argıthanı eşkıya tehdidi altında olan önemli bir mevkide olup, öncelikli olarak câmi’, mekteb, hamam, mahkeme ve su yolları yapılarak Akşehir’deki başıboş re’âyânın buraya nakli için Konya vâlisi ile Akşehir kâdısına emirler gönderilmiş, aynı şekilde Ilgın kâdısından 30-40 hâne ziraat yapabilecek vasıfta başıboş re’âyâ temin edilmesi istenmiştir. Devlet, Argıthanı’nın şenlendirilmesi için buraya 200 hâne toplamayı tasarlamış olmasına rağmen, 135 hâne yerleştirebilmiştir. Ilgın ve argıthanı, Osmanlı döneminde önemli bir ticaret yolu olan İstanbul-Bağdat güzergâhı üzerinde bulunmasından dolayı ticarî açıdan büyük gelişmeler göstermiştir. Osmanlılar döneminde işlek bir yol olan Anadolu’nun Sağ Kol Güzergâhı üzerinde bulunan Ilgın, resmî evrâk taşıyan ulaklara, ibâdet amaçlı yolculuk eden hicaza giden hacılara ve hareket hâlinde olan ordulara hizmet veren Osmanlı Devleti menzil sistemlerinin önemli bir parçası olmuştur.

Derbenten Köylerin babı-ı ali tarafından çizilen bir hududu vardır . Derbentçiler, belirli hudut içindeki araziyi gözetlemek ve beklemekle görevli idiler. Bu yüzden diğer Derbendin sınırına müdahale edemezdi. Bu hudut içinde kalan hanlar, köprüler ve yolları beklemek, seyahat edenleri korumak onların sorumlulukları içinde bulunuyordu. Derbentçi köyler, köy sınırı içindeki yerler ile birlikte civardaki özenli geçit ve yollarda nezaret ediyordu. Yani bunlar için yeniden bir sınır çizmek diye bir problem yoktu. Fakat ıssız yerlerde kurulan han ve derbentlerde bunu teferruatı ile birlikte tespit etmek gerekiyordu. Sınır ihtilaflarının doğurduğu toprak anlaşmazlıkları hükümeti meşgul ederken bu gibi meydana gelecek problemleri önlemek istiyordu. Yeni kurulmuş veya düzen verilmiş müstahkem derbentlerden bazısına ait hudut name bulunmaktadır. 1721 yılında Konya’ya  tabi Argıthanı Derbendi hudut namesi Hicri 18 Zilkade 1133, Miladi 11 ekim 1721 de Konya valisi Vezir Osman Paşa’nın huzurunda Ilgın, Doğanhisar ve Akşehir naiplerinin de imzalarının bulunduğu hanlar ve derbentler hususunda mübaşir tayin edilen Dergah-ı Ali kapıcı başılardan Bahri Mehmet Ağa tarafından tespit edilmiş, bu hududun temyizi gösteren belge ile İstanbul’a gönderilmiş ve baş muhasebeye kaydedilmiştir . 

Konya’da Argıthanı derbentleri 25 Ocak 1721'de verilen muaf namede Ziraat yaptıkları arazinin öşürünü toprak sahibine verdikten sonra, 2-3 yıl  imdad-ı seferiye ve hazariye (Savas ve Savaş dışı vergi) ve tekalif’i örfiye, ve öşür (örfi ve ağır görevler ve öşür) dür. Rutebi (rutbeler) isteğinden muaf tutulmuşlardır.

Argıt Köyünün "Derbent" oluşu ise, Osmanlı Devleti, Sultan III. Ahmet’in saltanat devrinde Damat Nevşehirli İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. Şehirler kurmakta, mamureler inşa etmekte deha derecesinde bir kudret gösteren İbrahim Paşa bir eşkıya barınağı haline gelen bu geçitlere bir derbent kurmak için derhal imar ve iskan faaliyetlerine girişmiştir.

Fotoğrafta, Ilgın, Argıthanı ve Derbet'i gösteren 17 ve 18 Yüzyıllarda Osmanlı Devletinde Derbent Menziller ve yolları gösteren harita görülüyor.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

19 Temmuz 2021 Pazartesi

Kurban Bayramımız Mübarek Olsun

Kurban Bayramımız Mübarek Olsun 🕋

Cenab-ı Allah C.C. birlik ve beraberlik içerisinde nice bayramlara sıhhat ve afiyetle ulaşmayı cümlemize nasip eylesin. Hayırlı Bayramlar.

🕐 Ilgın için bayram namazı vakti: 06:18 

🕐 İstanbul için bayram namazı vakti: 06:23 

Ilgın Araştırmaları Beytullah YILDIRIM 

https://ilginarastirmalari.blogspot.com

#Ilgın #IlgınBelediyesi #IlgınKaymakamlığı #IlgınKaplıcaları #IlgınTermalTesisleri #İstanbulIlgınlılarDerneği #IlgınŞifaŞehri #Konya #IlgınAraştırmaları #KurbanBayramı
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Ilgın, Beykonak (Tekke) Dediği Sultan Mescidi

Arefe Günü Teşrik Tekbirleri 🕋

Kurban bayramının bir gün öncesi olan “Arefe” gününün sabah namazından itibaren bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar yirmi üç vakit farz namazın peşinde, selamdan sonra birer defa; “Allâhu Ekber, Allâhu Ekber, Lâ ilâhe illallâhu vallâhu Ekber. Allâhu Ekber ve lillâhi’l-hamd” diye tekbir almak vaciptir. Buna “TeşrikTekbiri” denir.

اَللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ لاا اِلهَ اِلاَّ اللّه وَاللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ وَلِلّهِ الْحَمْدُ

Bu tekbir, hem cemaatle, hem de tek başına kılanan, yolcuya, yolcu olmayana, erkeğe ve kadına vaciptir.

Teşrik tekbirinin selamdan sonra ara vermeden alınması gerekir. Eğer kişi selamdan sonra konuşur veya camiden çıkarsa artık tekbir almaz.

Teşrik tekbirleri günlerinde kılınmayan namazlar Teşrik günlerinde kaza edilirse, Teşrik tekbirlerini almak gerekir. Teşrik günleri çıktıktan sonra kaza edilirse tekbir alınmaz.

Mevla C. C. Arefenin feyzinden ve bereketinden istifade etmeyi cümlemize nasip eylesin. Amin. 

Fotoğrafta, Ilgın, Beykonak (Tekke) Selçuklu dönemi eseri tarihi Dediği Sultan Mescidi mihrabından bir görünüm.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Ilgın, Mimar Sinan Sene-i Devriyesi

Ilgın, Mimar Sinan Sene-i Devriyesi

Ilgın'daki en önemli Osmanlı Devleti dönemi tarihi eseri olan, Lala Mustafa Paşa Menzil Külliyesinin mimarı olan eserleriyle çağları aşan deha mimar merhum Mimar Sinan'ı vefatının 433. yıl dönümünde rahmetle şükranla ve minnetle anıyoruz. 

Fotoğrafta, Ilgın, Lala Mustafa Paşa Menzil Külliyesinden bir görünüm.

Ilgın Araştırmaları Beytullah YILDIRIM 

https://ilginarastirmalari.blogspot.com

#Ilgın #IlgınBelediyesi #IlgınKaymakamlığı #IlgınKaplıcaları #IlgınTermalTesisleri #İstanbulIlgınlılarDerneği #IlgınŞifaŞehri #Konya #IlgınAraştırmaları #MimarSinan
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

18 Temmuz 2021 Pazar

Ilgın Çavuşçugöl Adının Efsanevi Hikayesi

Ilgın Çavuşçugöl Adının Efsanevi Hikayesi

Bilindiği üzere Çavuşçugöl Mahallesinin belde olmadan evvelki adı Çavuşçu Köyü olarak geçiyordu. Bu Çavuş adı hakkında halk arasında anlatılan çeşitli rivayetler mevcuttur.

Bu söylencelere göre çavuşçu'nun adının Çavuş Dede, Çavuş Halid Dede, menkıbesine bakalım. Çavuşçugöl'le ilgili söylenceler şöylece özetlenebilir. Bir zamanlar Çavuşçu Köyü, Eski Cami'de ilk safta namaz kılan çoğu seferberlik bakiyesi kurtuluş harbinden geriye kalanlar Osmanlı tebaası yaşlılarla, Cumhuriyet'in ilk yıllarında çeşitli memuriyetlerle ilçeye, Ilgın'a taşınmış ve az çok okur yazarlığı olan tecrübeli kimseler anlatırlardı. Çavuşçu adı manevi bir görev üstlenmiş olan ve bu sayede manen "Çavuş" mertebesine erişmiş bulunan veli zattan gelirmiş. Hatta bu zatın Çavuşçu'ya hakim tepelerden birisindeki basit mezarında tek başına yatan ve Çavuşçulularca "Dede" olarak anılan kimse olduğu da söylenirdi. Bazı şifahi bilgilerde bu zatın adı "Halid" olarak geçmektedir. Bazıları ise tepede yatan "Dede" nin Dereköy, Misafirli Köyü, Çavuşçu, Argıthanı, Akşehir güzergahının "gözcüsü" olduğunu, yıllar yılı bu görevi sürdürdüğünü, vefat edince de görev mahalline defnedildiğini yine şifahen naklederlerdi. Son rivayete göre Sarayaltı mevkii olarak bilinen yer, söz konusu yol üstündeki kervan-sarayın "saray"ından ad almaktadır. 

Fotoğrafta, Ilgın, Çavuşçugöl Mahallesi ve Çavuşçu Gölü civarından kuşbakışı bir görünüm.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

17 Temmuz 2021 Cumartesi

Ilgın Pazarında Bir Zamanlar

Ilgın Pazarında Bir Zamanlar

Ilgın Pazarında kendi el emeği köy mahsullerini satan anneler.

Edep ile örtündükleri örtüleriyle, yerel kıyafetleri olan kadife şalvarları, her daim o kınalı elleriyle, birinin önünde demir helke, diğerinde kadim zamanlardan günümüze gelen kamıştan örülmüş saplı sepet. Anlaşılan o ki derin bir konu var, koyu bir sohbet.

İşte Orta Anadolu, Konya, Akşehir, Ilgın civarında düne dair görebileceğimiz güzel insan manzaraları.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Ilgın Belekler Köyü Tarihi Köprüsü

Ilgın Belekler Köyü Tarihi Köprüsü

Ilgın Belekler Mahallesi (Köyü) Morbel dağlarından çıkan pınarların oluşturduğu Battal deresinin kaynağında, Tepetarla, Kızıldere, Kuruçeşme, Bozbeleni ve Böğetdere gibi Sultandağları'nın uzantısı olan dağların arasında kurulmuş Ilgın'a 45 Km. uzaklıkta bir orman köyümüzdür.

Belekler Köyü Tarihi köprüsü Osmanlı Devleti son dönemi, 19. yüzyılda, 1800'lü yıllarda bir akarsu üzerinde inşa edilmiştir. Tarihi köprünün yazılı bir kitabesi mevcut değildir. Tarihlendirmesi, yapıldığı malzeme ve mimari özelliklerine dayanmaktadır. 

Belekler Köyü Tarihi köprüsü, yapı itibariyle, kagir taş malzeme ile inşa edilmiş olup, tek gözlü, kemerli ve yolu düz olan köprüler sınıfına girmektedir. Köprü, günümüzde mevcut olup çeşitli onarımlar geçirmiş durumda olup, halen kullanılmaktadır. 

Fotoğrafta, Ilgın Belekler Köyü Tarihi Köprüsünden genel bir görünüm.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

16 Temmuz 2021 Cuma

Ilgın Mezarlıkları Ilgın Ulu Mezarlık

 Ilgın Mezarlıkları Ilgın Ulu Mezarlık

Ilgın Merkezde, Şıhberdettin mahallesinde ve tam ortasından Konya istikametinde Vefa Tanır Caddesi geçen Ulu Mezarlık Ilgının en kadim mezarlığıdır. Selçukludan, Osmanlıya ve günümüze pek çok mezar anıtının bulunduğu Ulu mezarlık Türk İslam usulü ve geleneği çerçevesinde Ehli Sünnet olan Sünni geleneğe mensup ecdadımızın ve günümüz Ilgınlıların ebedi istirahatgahı konumundadır. Ilgın Ulu Mezarlık halk arasında Konya Yolu Mezarlığı olarak bilinmektedir.

Ilgın Merkez mezarlıkları içerisinde en eski şehir mezarlığı konumundaki Ulu Mezarlık içerisinde metfun bulunan şahsiyetler ve tarihi eser konumundaki mezar abideleri Osmanlı Türkçesi Osmanlıca kitabeleriyle önemli bir tarihi konuma sahiptir. Ulu mezarlığın yanı başında Saadettin İsa (Şeyh Bedrettin) Türbesi, ve son dönem yapılmış olan kahraman Şehitlerimizin defnedildiği Ilgın Şehitliği bulunmaktadır. Konya yolunun ortasından ikiye böldüğü mezarlık çok kıymetli tarihi kabir taşları ve kitabeleri ile dikkati çekiyor. 

Ilgın Ulu mezarlığı günümüzde I. Derece tarihi sit alanı olarak tescillenmiş olup koruma altına alınmasına rağmen bazı mezarların tahribata uğraması ve bazı mezar kitabelerinin kaybolmasının önüne geçilmesi gerekmektedir. Kapsamlı bir mezar tespit araştırma çalışması yapılarak kayıt ve koruma altına alınması her anlamda faydalı olacağı kanaatindeyim. Muhtelif dönemlerde yapılmaya çalışılan mezarlık envanter çalışmaları yeterli olamamıştır. Ulu mezarlık Ilgın tarihi mekanlar içerisinde en önemlisi konumundadır. Bu tarihi mezarlık başta Ilgınlılardan olmak zere daha fazla korunmayı, ilgi ve bakımı hak ediyor.

Mevla C.C. Ulu Mezarlıktakiler başta olmak üzere bütün geçmişlerimize rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun. 

Fotoğrafta, Ilgın Ulu Mezarlığından panoramik bir görünüm.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Ilgın Ilıca Mahallesi Kaplıca Camii

Ilgın Ilıca Mahallesi Kaplıca Camii

Hayırlı Cumalar 🕋

"Şüphesiz namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir. O’nun ortağı yoktur." [Kur'an-ı Kerim, En’âm, 6/162-163.]

“Allah’ım! Benim, ailemin ve ümmetimin kurbanlarını kabul eyle!” [Hz. Muhammed S.A.V. Müslim, Edâhî, 19.] 

Cuma Bayramımız Mübarek Olsun. 

Ilgın, Ilıca Mahallesi, Hamam Dağı, Handevi Kandevi Türbesi ve Kaplıca Camii Civarı.
Kaynaklar:

Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

15 Temmuz 2021 Perşembe

Ilgın 15 Temmuz Şehitler Anıtı

Ilgın 15 Temmuz Şehitler Anıtı 🇹🇷


15 Temmuz 2016 hain darbe ve işgal girişiminin 5. Yıldönümünde kahraman şehitlerimizi rahmet minnet ve şükranlarımızla anıyoruz. "Toprak, uğrunda ölen varsa vatandır." 

Unutmayacağız, unutturmayacağız.

Kaynaklar:

Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

14 Temmuz 2021 Çarşamba

Ilgın Şeyh Bedreddin Emir Sadeddin İsa Türbesi

Ilgın Şeyh Bedreddin Emir Sadeddin İsa Türbesi

Ilgın, Merkezde Şıhbedrettin Mahallesinde, Konya Yolu üzerindeki Ulu Mezarlığın yanında bulunan Anadolu Selçuklu Beylikler dönemi Miladi 1286 tarihli Şeyh Bedreddin, Emir Sadeddin İsa Türbesi. Türbe günümüzde Kümbet, Şıhbedrettin (Şeyh Bedreddin) türbesi ve Sadeddin İsa Türbesi gibi farklı isimlerle anılmaktadır. Halk arasında yaygın bir yanlış yakıştırma olan Selçuklu Emiri Saddettin Köpek ile hiç bir ilgisi yoktur. Türbeye Şıhbedrettin denmesinin nedeni, Emir Sadeddin İsa'nın vefatından ve buraya defnedilmesinden sonra türbeye, bulunduğu mahalleye de adını veren Şeyh Bedreddin adında birinin defnedilmesinden kaynaklandığı rivayet edilmektedir. 

Türbenin Arapça kitabesinde yazdığı şekliyle Seyfuddin Balaban adına yaptırılan tarihi kümbette Selçuklu Emiri Sadeddin İsa'nın metfun olduğu doğru ve kesindir. 

Ilgın'da geçmişte halk arasındaki yaygın inançlara göre Şıh Bedreddin kümbeti yaptığım araştırmalarda uzaktan yakından gelenler tarafından türbenin yoğun ilgi gören bir ziyaret konumunda olduğu anlaşılıyor. Çoğunlukla kadınların itibar ettiği ve çocuğunu “satmak” adak adamak gibi bir uygulama biçimi dua vesilesi şeklinde yapılmakta imiş. Genellikle çocuğu doğup yaşamayan kadınlar, çocuğu ölü doğan anneler, hiç çocuğu olmayanlar bu türbeyi ziyaret ederek vesile kılarak dua ederlermiş. Şıhberettin Kümbetini ziyaret edip vesile kılarak dua eden kadınların bu vesileden sonra eğer çocukları olursa doğan çocuklarının Şehy Bedreddin'e istinaden kız ise adını Bedriye, erkek ise Bedir olarak koyadukları nakledilmektedir.

Fotoğrafta, Ilgın Merkez'de Şeyh Bedreddin Emir Sadeddin İsa Türbesi ve çevresinin günümüzdeki durumu görülüyor.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Ilgın Kaybolan Meslekler Nalbantlık Mesleği

Ilgında Kaybolan Meslekler Nalbantlık Mesleği

Teknolojinin gelişmesi ile birlikte geçmiş dönemlerin en önemli ulaşım araçlarından olan at arabalarının kullanımının neredeyse ortadan kalmaya başlaması ile çok önemli mesleklerden biri olan Nalbantlık, kaybolmaya yüz tutan meslekler arasında yer alıyor. Bir dönemin en popüler mesleklerinden biri olan Nalbantlığa olan talebin düşmesiyle birlikte, Nalbant ustalarının sayısı da iyice azaldı.

Nalbantlar hayvanların tırnaklarının zorlu arazi koşullarında yıpranmaması için tırnaklarına nal çakma, eskiyen nalı değiştirme gibi işleri yapan ustalardı.

Nalbantlar genellikle;

1. Nal kesme veya nal dövme.

2. Nalları çakılacak veya yenilenecek hayvanın ayağını dirsekten bükmek ve dizi üzerinde sabitlemek,

3. Hayvanın ayaklarından eskimiş naldan kerpetenle mıhları sökmek.

4. Hayvanın uzamış tırnağını kesmek veya törpülemek,

5. Atın ayağına uygun şekilde sabitlenen nala mıh çakmak,

6. Mıhların fazlalıklarını kerpetenle kesmek ve uçlarını yamultmak

7. Naldan dışta kalan tırnak kısmını törpülemek,

8. Perçin yuva bıçağı vasıtasıyla perçin yuvasını açmak ve perçinlemek,

9. Ayak tırnaklarında yara veya hastalık varsa klasik metotlarla tedavi etmek.

10. Ayak tırnağı kırık olan hayvanın tırnağını, zımparalamak, asetonla yıkamak sureti ile temizlemek,

11. Tırnak dolgu maddesi ile tırnağa dolgu yapmak ve nallamak, vb. görev ve işlemleri yerine getirirdi.

Eski yıllarda bütün şehirlerin belli yerlerinde olduğu gibi Ilgın'da da nalbant malzemesi satan dükkanlar ve Nalbantlar bulunuyordu. Bir zamanlar Ilgın'da İlyas Avcı'nın kahvesinin karşısındaki dükkanların olduğu yerde bir nalbant dükkanı vardı, ve yoğun bir tempo ile at, eşek, öküz gibi binek ve yük hayvanlarına nal imalatı yapar hem de hayvanların tırnak bakımlarını özel aletleriyle yapıp, eskiyen nallarını yenileriyle değiştirip nallayarak o günlerde yoğun bir talep olan nalbantlık mesleğini icra ederdi.

Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte yük hayvanlarına duyulan ihtiyacın azalmasıyla Nalbantlık Mesleği de yok olmaya başladı.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

12 Temmuz 2021 Pazartesi

Ilgın Müftüsü Göreve Başladı

Ilgın Müftüsü Göreve Başladı

Ilgın Müftüsü Abdurrahim Kocagöl hocamızın emekli olmasıyla boşalan Ilgın Müftülüğüne, Muş İl Müftü Yardımcısı görevinden Ilgın İlçe Müftüsü olarak atanan İbrahim Güneş hocamız, 13.07.2021 tarihi itibarıyla Ilgın İlçe Müftüsü olarak yeni görevine başlamıştır. 

Müftü İbrahim Güneş, 1967 yılında Ankara'da doğdu. Ankara Merkez İmam Hatip Lisesi mezunudur. Ankara İlahiyat Fakültesini bitirdi. 13. Dönem Haseki Eğitim Merkezi mezunudur. Karabük Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde Yüksek Lisans çalışması yaptı. Ankara Çankaya Müftülüğünde İmam Hatip olarak resmi göreve başladı.  Kastamonu Aglı, Burdur Tefenni, Çankırı Atkaracalar, Yozgat Yerköy İlçe Müftülükleri görevlerinde bulundu. 2018 yılında Muş İl Müftü Yardımcılığı görevi yaptı. Evli ve 3 çocuk babasıdır.

Hocamıza hayırlı olsun dileklerimizle, görevinde başarılar dileriz.

Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Ilgın Şeker Fabrikası

Ilgın Şeker Fabrikası 

Ilgın'ın en büyük ve en önemli sanayi kuruluşu olan Ilgın Şeker Fabrikası 2021 Yılı itibariyle 39 yıl önce başlayan şeker pancarının şekere dönüşüm yolculuğuna aralıksız devam ediyor.

Bir Kamu İktisadi Teşebbüsü, KİT statüsünde olan Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. Türkşeker bünyesindeki tesisler, Türkiye'nin 20'nci şeker fabrikası olan Ilgın Şeker Fabrikası'nın temeli, dönemin Başbakan Yardımcısı merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan tarafından 10 Ekim 1976'da atıldı. Günde ortalama 6 bin ton pancar işleme kapasitesiyle kurulan fabrika, 28 Aralık 1982’de işletmeye açıldı. İlk kampanya döneminde 138 köyde, 15 bin 544 çiftçi ile 155 bin 626 dekarda 621 bin 751 ton pancar yetiştiren fabrika, zaman içerisinde üretim kapasitesini artırdı.

Ilgın Şeker Fabrikası, 39 yıllık geçmişinde en çok üretimi 1998 yılında gerçekleştirdi. Fabrika, bu dönemde 1 milyon 490 bin 326 ton şeker pancarı işleyerek 175 bin 160 ton şeker elde etti. Böylece tüm zamanların en iyi verilerine 1998'de ulaşılmış oldu.

Fabrikaya bağlı ekim alanlarında dekar başına en yüksek verim 2019 yılında gerçekleşti. 2019 yılında dekar başına 7 tondan fazla pancar elde edildi. Böylece 2019, fabrika tarihinde en verimli yıl olarak kayıtlara geçti. Yüzde 9,2 toprak, yüzde 0,3 difüzyon ve yüzde sıfır çamur kaybının gerçekleştiği 2008-2009 üretim dönemi, kaybın en az olduğu dönem olarak kayıtlardaki yerini aldı. Bu dönemde fabrika, 1 milyon 12 bin 900 ton pancarı işleyerek 156 bin ton şeker elde etti.

Konya'da bulunan merkez, Çumra, Ilgın olmak zere üç şeker fabrikasından birisi olan ve Ilgın Şeker Fabrikasının, 2020-2021 kampanya üretim döneminde 24.2.2021 tarihi itibariyle 125 bin ton şeker ürettiği Türkşeker tarafından açıklanmıştır.

Fotoğrafta, Ilgın Şeker Fabrikası Tesisleri Civarı Genel Görünümü.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları
Türkşeker

Ilgın Otogar Kavşağı

Ilgın Otogarı 

Ilgın Otogar Kavşağı, Atatürk Caddesi, orta refüj ve çevre düzenlemesi yapılırken genel bir görünümü. Sene 2018.

Ilgın Araştırmaları Beytullah YILDIRIM 

https://ilginarastirmalari.blogspot.com

#Ilgın #IlgınBelediyesi #IlgınKaymakamlığı #IlgınKaplıcaları #IlgınTermalTesisleri #İstanbulIlgınlılarDerneği #IlgınŞifaŞehri #Konya #IlgınAraştırmaları #IlgınOtogarı
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

11 Temmuz 2021 Pazar

Ilgın Mutfak Kültürü ve Yemekleri

Ilgın Mutfak Kültürü ve Yemekleri 

Ilgın'lı ev hanımları mutfaklarında Ilgın'ın bir tahıl şehri olması nedeniyle hamur işi yemekler çoğunluktadır. Bulgur pilavı başta olmak üzere hamur işleri, koca topalak, hamur topalağı, sakalı sarkan, ovmaç ve mercimekli ovmaç çorbaları ve çeşitli yemekler yapılırdı. İsteğe bağlı olarak fırın böreği ve tandır böreği, içecek olarak genellikle ayran, hoşaf, ana yemeklerden patates yemeği, bulgur pilavı, ak (kuru) fasulye, yaprak sarması, biber kabak domates patates dolmaları, tavuk ve horoz yemeği, kurutulmuş sebzelerden yapılan yemekler, çeşitli sebze peynir ve kıymalı yapılan sac börekleri sevilerek yenir. 

Yaz mevsiminde ise, genellikle yeşil fasulye, karnıyarık, oturtma gibi patlıcanlı yemeklerle çeşitli sebze yemekleri, yufkalı bulgur, sebzeli bulgur pilavı, biber, domates dolması, güveç ve soğuk yarma çorbası tercihler arasındadır. Kış mevsiminde akşam yemeğinde geçmişten günümüze kadar; ak (kuru) fasulye, nohut yemeği, tarhana çorbası, yoğurt çorbası ayran aşı, kış sebzelerinden yapılan yemekler, patates kavurması, kavurma et ve güveç gibi yemekler tercih edilirken, yaz mevsiminde de çeşitli çorbalar, çeşitli sebze yemekleri ve güveç, türlü gibi yemekler tüketilmektedir. Kahvaltılarda ise genellikle sahanda yumurta, top yumurta, zeytin, tuluk (tulum) peynir, kavurma, tereyağı, helva, bal ve reçel çeşitleri bu öğünde tercih edilen yiyecek çeşitlerinin başlıcalarıdır.

Geçmişte yaygın bir öğün olup günümüzde neredeyse unutulmuş olan genellikle kış mevsiminde yat geberlik olarak yenilen yat geber ekmeği artık bir öğün olma özelliğini kaybetmiş durumdadır.

Düğün ve davet yemeklerinde ise yoğurt çorbası, etli bamya yemeği, kavurma ve pirinç pilavı, üzüm hoşafı, irmik helvası en çok tercih edilen ikramların başında gelmektedir.

Günümüzde Ilgın merkezde lokantalarda haklı bir üne sahip olan fırınlarda yapılan etli ekmek, bıçak arası, kuşbaşı, Mevlana gibi çeşitleri en çok tercih edilen yemek çeşididir. 

Selçukludan Osmanlıya ve günümüze kadim bir mutfak ve yemek kültürüne sahip olan Ilgın yemek çeşitleri tabii olarak yukarıda saymaya çalıştıklarımızdan ibaret olamayıp tatlıları, ana yemekleri, kahvaltılıkları, atıştırmalık çerezleri ile merkez ve köylerde farklı mensubiyetlerden dolayı çok çeşitlilik ve zenginlikler göstermektedir.

Fotoğrafta, Fırın Çeşitlerinden Meşhur Ilgın Etli Ekmeği.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

10 Temmuz 2021 Cumartesi

Ilgın Tren İstasyonu

Ilgın Tren İstasyonu

Ilgın Tren İstasyonu, Konya'nın Ilgın ilçesinde yer alan TCDD'ye ait tren istasyonudur. 

Osmanlı Devleti, Sultan II. Abdlhamid Han tarafından 1893 yılında Osmanlı hükûmeti, Eskişehir'den Konya'ya bir demiryolu hattı inşa edilmesi için daha önce Adapazarı–Ankara arasındaki demiryolu hattını inşa eden Osmanlı Anadolu Demiryolları (CFOA) Şirketi'ne imtiyaz vermiştir.

Demiryolu hattının inşası aynı yıl başlamış ve hattın Eskişehir–Kütahya kısmı 1894'te, Kütahya–Afyonkahisar–Akşehir kısmı Ağustos 1895'te, Akşehir–Ilgın–Konya kısmı ise Haziran 1896'da hizmete girmiştir.

1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Yeni Türk hükûmeti demiryollarını millileştirme kararı almış ve demiryolu hattını işleten CFOA Şirketini 1927 yılında satın alarak feshetmiş ve daha sonrasında TCDD'ye bağlamıştır.

İstasyon, TCDD Taşımacılık tarafından işletilen Konya Mavi Treni Anahat Trenleri'ne hizmet vermektedir.

Fotoğrafta, Ilgın Tren İstasyonu Akşam Görünümü.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Ilgın Hoca Ahmed Yesevi Dervişleri ve Tekkeleri

Ilgın Hoca Ahmed Yesevi Dervişleri ve Tekkeleri

Anadolunun, Türk İslam medeniyeti ile tanışmasında ve köklü bir şekilde yerleşmesinde bu topraklara gönderdiği dervişleriyle önemli bir yere sahip olan Hoca Ahmet Yesevi Hazretleridir.

Ilgın'ın İslam mayasıyla mayalanmasında Hoca Ahmet Yesevi hazretlerinin taleberi olan Beykonak eski adıyla Mahmuthisar Tekkesinde Dediği Sultan ve tekkesi, Argıthanı bölgesinde Argıt Dede ve tekkesi, Ilgın merkezde adını bilemediğimiz nice alim, ulema, ve şeyhlerin olduğu nesilden nesile anlatılmaktadır.

Pirimiz Hoca Ahmet Yesevi Hazretleri, Sünni İslam öğretisini ve tasavvuf düşüncesi Özbekistan’dan Anadolu’ya yaymak, Anadolu'yu yurt yapmak, Türkleştirmek ve İslamlaştırmak maksadı ile bölgeye pek çok Yesevi şeyhi ve Türk beyi göndermiştir.

Yesevilik, Türkistan’da ortaya çıkan bir İslam tasavvuf sistemidir. Muhtevası itibariyle Kuran’a ve Sünnete dayanır. Tasavvufu yaşayanların gayesi sadece Hz. Peygamber’e uymak onun sünneti ile itikat etmeye çalışmak, böylece Allah'ın rızasına uygun bir hayat sürmektir.

Ilgın merkezinde ve köylerinde tekke olarak adlandırılmış yerler ve mekanlar vardır. Handevi Kandevi türbesinin yanında günümüze ulaşamayan tarihte bir zaviyenin olması nedeniyle hala yerel halk burayı doğru biçimde Tekke olarak isimlendiriyor. Beykonak Dediği Sultan'ın yaşadığı mekan ve köyün adı da Tekke olarak anılmaktadır, Argıthanı Argıt Dede Zaviyeside bölgede Tekke olarak anılmaktadır.

İslam aleminde tasavvufla uğraşan mutasavvıfların sünnetlerini devam ettirip yaydıkları mekanlar olan tekke ve zaviyeler, Hicri 3. ve 9. asrın başlarından itibaren kendilerini gösterir. Tekkeler, İslam tasavvuf geleneğinde gerekli eğitimlerin verildiği çeşitli tarikat büyükleri olan şeyhlerin ve onların yerlerini tutan halifelerin himayesinde nefsi temizleme, ahlakı saflaştırma, zahiri (dışı), batını içi aydınlatma yolunun takip edildiği Ehli Sünnet, İslam hayat biçiminin yaşandığı ve öğretildiği müesseselerdir. Osmanlıda Tekye olarak telaffuz edilirken dergah diye isimlendirme de yapılmaktadır.

Müslüman Türkler XII. yy. da Pir-i Türkistan, Türkistan’ın ulusu lakabıyla anılan orta Asya Türk Tasavvufunun kurucusu olan Hoca Ahmet Yesevi, tesirlerini Orta Asya ve Anadolu’da devam ettiren büyük Türk İslam mutasavvıfıdır.

Hoca Ahmed Yesevi, 2. yy. ikinci yarısında Batı Türkistan da Sayram (Akşehir) kasabasında doğmuştur. Babası Hz. Ali R.A. evladından Şeyh İbrahim, annesi Ayşe Hatun’dur. Babası ölünce henüz 7 yaşındayken Gevher Şehnaz adlı ablası ile birlikte sonradan “Türkistan” adını alan “Yesi” şehrine gelip yerleşti ilk tahsilini devrinin tasavvuf geleneklerine göre tamamlayarak Buhara‘ya göç etti burada döneminin en ileri gelen bilgin ve mutasavvıflarından olan Yusuf Hemedani (ÖI.1140)ye bağlanarak kendisinin üçüncü halifesi oldu (1160) da şeyhinin postuna oturarak onun sistemini devam ettirdi. Daha sonra Yesi şehrine geçerek (1166) da ölümüne kadar tasavvufu bilgileri yaydı.

Müslüman Türklerin sade dilleriyle hikmetli özlü Tasavvufu düşüncülerini onların dil ve lehçeleri kolayca aktarabildiği için çevrede büyük bir şöhrete ulaştı. Kendisine binlerce kişi mürşid olarak bağlandı bu yüzden Yesevi Tarikatı bölgede hızla yayıldı.

Sofi bir şair ve tarikat sahibi bir mürşid, yol gösteren olarak Türk milletinin dini Milli ve kültürel yapısında yüz yıllarca tesiri devam eden Hoca Ahmet Yesevi menkıbe ve kerametleri ile Türk-İslam dünyasında büyük bir veli olarak şöhret kazanmıştır

Yesevilik, ilk Türk tarikatıdır. Hoca Ahmet Yesevi’nin ölümünden sonra Harizm, Kıpçak Maveraünnehri, Horasan, Azerbaycan ve Anadolu’da yayılmıştır. 

Ecdadımızın Hoca Ahmet Yesevi başta olmak üzere cümlesine Mevla C.C. rahmet eylesin. 

Fotoğrafta, Argıthanı, Argıt Baba Tekkesi ve Camii Civarı Görünümü.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

9 Temmuz 2021 Cuma

Ilgın Tarihi Gözübüyük Camii 2017

Ilgın, Tarihi Gözübüyük Camii 2017 Senesi karlı bir kış manzarası.


Ilgın Araştırmaları Beytullah YILDIRIM 

https://ilginarastirmalari.blogspot.com

#Ilgın #IlgınBelediyesi #IlgınKaymakamlığı #IlgınKaplıcaları #IlgınTermalTesisleri #İstanbulIlgınlılarDerneği #IlgınŞifaŞehri #Konya #IlgınAraştırmaları #HayırlıCumalar #GözübüyükCamii

Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Ilgın Handevi Kandevi Türbesi "Baldaken" Değil Bağdadi

Ilgın Handevi Kandevi Türbesi "Baldaken" Değil Bağdadi Üslubunda Yapılmıştır

Kaplıcalar diyarı Ilgın'da Ecdat yadigarı bir vakıf eseri olan Çifte Kaplıca'ın yanında, Anadolu Selçuklu Devlet adamı, hayırlar sahibi ecdadımız, Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından burada Miladi 1267 senesinde bir Kıdanî zâviyesi yaptırıldığı vakıf kayıtlarından öğrenmekteyiz. Bu zâviyeden günümüze maalesef hiçbir şey ulaşmamışsa da Handevi, Kandevi adıyla anılan türbe hala ayaktadır. İnşaa şekli olarak kare planlı, üzeri kubbe ile örtülü, Bağdadi "baldeken" tarzındaki türbenin, 16, 17. yüzyıllardan kaldığı düşünülmektedir.

Yukarıda türbenin yapı şeklini tanımlarken "baldeken" kelimesini tırnak içerisine aldım. Çünkü günümüzde yayımlanmış olan türbe hakkındaki neredeyse bütün kayıtlarda bilerek veya bilmeyerek kullanılmış bu yabancı uyduruk kelime dikkatimi çekti. 

Baldaken Ne Demek?

Baldaken kelimesinin sözlük anlamı Türkçe'de "dört ayak üstüne bir çatıdan oluşan gölgelik, çardak" anlamına geldiğini görüyoruz.

Fransızca baldaquin "dört ayak üstüne bir çatıdan oluşan gölgelik, çardak" sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük İtalyanca baldacchino "1. Bağdadî, Bağdat'a özgü (esk.), 2. dört ayak üstüne bir çatıdan oluşan gölgelik, çardak" sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük İtalyanca Baldacco "Bağdat (esk.)" özel adından türetilmiştir. Bu sözcük Arapça Baġdād özel adından alıntıdır. Diyor sözlükler.

Kısaca "baldaken" Bağdadi kelimesinin Fransızcası, Türkçesinin çardak olduğu görülüyor. Baldaken kelimesi tarihte bilinen ilk kez Meydan-Larousse (1969) eserinde yer almış "uydurulmuş"tur.

Ek bir bilgi olarak da Bağdat kelimesi; 8. yy'da Halife el-Mansur tarafından kurulan Bağdad şehrinin adı, Orta Farsça baġ-dād (tanrı-verdi veya bey-verdi) biçiminden alınmıştır.

Biz, bize ait bir tarihi eserimizi dahi bilinçaltındaki batı hayranlığı mağlubiyetiyle yanlış bir şekilde ifade etmeyerek güzel lisanımıza Türkçemize ve tarihimize sahip çıkmalıyız.

Fotoğrafta, Ilgın Handevi Kandevi Türbesi Bağdadi, çardak biçimli görünümü.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

8 Temmuz 2021 Perşembe

Ilgın Lala Mustafa Paşa Külliyesi Akşam

Ilgın Lala Mustafa Paşa Külliyesi Akşam

Ilgın, şehir merkezinde, çarşı içerisinde bulunan Osmanlı Devleti, Padişah III. Murad saltanatında 28 Nisan 1580 ile 7 Ağustos 1580 tarihleri arasında üç ay dokuz gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamı Lala Mustafa Paşa (Kara Mustafa Paşa) tarafından Mimar Sinan'a inşa ettirilen yapılar topluluğu külliye; camii, sıbyan mektebi, kütüphane, imaret, fırın, tabhâne odaları, han, arasta (çarşı), şadırvan ve sebilden oluşmaktadır. Cami kapısı üzerindeki kitâbeye göre Hicri 984  Miladi 1576  yılında inşa edilen külliyenin günümüzde bütün yapıları restore edilerek onarılmış ve tümü mevcut olup her biri vakfiyesinde tek tek belirtilmiştir.

Fotoğrafta, Osmanlı Ecdat Yadigarı Ilgın Tarihi Lala Mustafa Paşa Külliyesinin Akşam Görünümü.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Ilgın Argıthanı Tarihçesi

Ilgın Argıthanı Tarihçesi 

Argıthanı, Ilgın'ın en önemli yerleşim yerlerinden birisidir. Argıthanı 1202 yılında Anadolu Selçuklu devlet adamlarından II. Kılıç-arslan ve oğlu Rükneddin Süleymanşah devrinin “sipehsalar”larından Vezir Şemseddin Altun Aba’nın eski çağlardan beri bir ticaret yolu üzerinde olan bu şehirde bir kervansaray ve teşkilatını kurması bölgenin ticari ve kültürel yönden önemini artırmıştır. Argıt adlı kasaba bu hanla “Argıthanı” adını almıştır. Anadolu’nun en buhranlı Moğol istilası dönemlerinde Anadolu Selçuklu devletine elli yıldan fazla hizmet eden Vezir, Konyalı, Selçuklu Devlet adamı Sahip Ata Fahreddin Ali, günümüzde Argıthanında Kültür Parkı’nın güneyinde bulunan yol emniyeti, yolcuların güvenliği ve disiplini için bir menzilhâne inşa ettirmiştir. Argıthanı halkı Türkmen ve Yörüktür. Türkmen “Müslüman Türk” demektir. Osmanlı döneminde Argıt beldesi kayıtlarda bir köydür. Anadolu Selçukluları dönemi eseri olan Tarihi Argıt Köprüsü, önemli bir tarihi yapıdır. Mısır seferine 1516 da giden Yavuz Sultan Selim Han, bu köprüden geçmiş, 1533 de ilk İran  (Irakeyn) seferine giden oğlu Kanuni Sultan Süleyman bu köprünün Matrakçı Nasuh'a renkli bir resmi olan güzel bir minyatürünü yaptırmıştır. Bağdat seferine 1638 yılında giden IV Murat’ da bu köprüden geçmiştir. Anadolu Selçukluları döneminde önemli bir ticaret ve kültür merkezi olan Argıthanı’nda, Osmanlılar döneminde sosyal düzenin bozulması vergi yolsuzlukları, levent ve eşkıya saldırıları sonucunda nüfusu önemli ölçüde azalmıştır. XVI . yy'da meydana gelen bu bozuklukların önlenmesi, tarım ve üretimin artırılması için burada bazı vergilerden muaf tutulan bir derbent kuruldu. III . Sultan Ahmet döneminde Damat Nevşehirli İbrahim Paşa’nın sadrazamlığı döneminde, Konya’ya tabi Argıthanı derbendi hudut namesi (18 Zilkade, ll Ekim 1721)de Konya Valisi Vezir Osman Paşanın huzurunda Ilgın, Doğanhisar ve Akşehir naiplerinin imzalarının bulunduğu, hanlar ve derbentler hususunda mübaşir tayin edilen Dergah-ı Ali kapıcı başlarından Bahri Mehmet Ağa tarafından tespit edilip Osmanlı Payitahtı İstanbul’a gönderilerek baş muhasebeye kaydedildi. Eşkıya saldırısı, huzur ve emniyet yokluğundan dolayı yerlerini terk eden Konya’daki başı boş halkın belirli bir bölümünden 200, 300 kişi Argıthanı’na yerleştirilmek istendi. Yaklaşık 100 hane Akşehir’deki halktan, Ilgın Kasabasından da otuz, kırk hane başı boş halktan seçildi. Argıthanına yerleşenler arasında altmış iki hane Eğrigöz, Nadir, Görnes, Absası, Karahöyük, Çakıllar, Milis, Bermende, Akşehirden de onbeş hane geldi. Argıthanın yerlisi iken çevreye göç eden altı hane Ilgın’ dan ve diğer yerli halktan yirmi altı hane geldi. Ayrıca Turgut kazasına bağlı Gökçeler köyü halkından Atçekenler de kasabaya yerleşti. 

Argıthanı ilk dönemde: İskan, Türkmen, Argıt, ve Azarı isimli dört mahalle kuruldu. 9 yy. da Karaman eyaleti şu sancaklara ayrılmıştır: 1 Hanit (Isparta), 2 Teke (Antalya), 3 Alaiye (Alanya), 4 Burdur, 5 Konya, 6 Niğde ve 7 İçel Sancakları.

Karaman eyaletinin yüz on bir, Konya sancağının yirmi dört kazasından birisi de o dönemde Argıthanı idi Hiceri 1284 Miladi 1868 yıllarından itibaren Argıthanı Nahiye Müdürlüğü haline gelmiştir. Hicri 1317 Miladi 1901 yılında Argıthanında altı mahalle ve 2404 nüfus bulunuyordu nahiyede bir hükümet konağı, üç camii ve mescit, bir mektep, iki medrese, yirmi dükkan ve mağaza, yüz tezgah, iki fırın, dört değirmen, dört kahvehane vardı. Argıthanı’nda 1887 yılından bu yana belediye teşkilatı İbrahim paşadan beri karakol teşkilatı bulunmaktadır. Argıthanı’nda medrese ve eğitim teşkilatı 1720 yılından itibaren hizmete devam etmiştir. Osmanlı Devleti döneminde; Veli Efendi Medresesi, Süleyman Efendi Medresesi, Tosun Mehmet Efendi Medresesi, ve Mestan Efendi Medresesi, olmak zere dört medrese bulunmaktadır. Süleyman Efendi Medresesi 1317/1901 Yılında Konya Valisi Mehmet Ferit Paşa Döneminde Hamidiye ibtidaisi daha sonra Şems’ül Maarif Ravza’i Terakki İbtidaileri ve Rüştiye (orta okulu) açılmıştır. Birinci Cihan Savaşı ve milli mücadeleye önemli derecede destek veren Argıthanından yüz kadar asker şehit ve bir kısmı da gazi olmuşlardır. 

Fotoğrafta, Ilgın Argıthan'dan 2017 tarihli genel bir görünüm.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

7 Temmuz 2021 Çarşamba

Ilgın Hamam Dağı

Ilgın Hamam Dağı 

Ilgın Hamam dağı, Ilgın Kaplıcalarının menbâğının ana kaynağı. Asırlardır kimi zaman azalarak kimi zaman çoğalarak derinlerinden gelen kudretten ılınmış, şifalı, sıcak su kaynağı ile nasibi olan nicelerine şifa dağıtmaktadır. 

Fotoğrafta, Bütün Ilgın'ı yukarıdan seyreden Hamam Dağı'nın Şubat 2021 tarihli genel bir görünümü.

Ilgın Araştırmaları Beytullah YILDIRIM 

https://ilginarastirmalari.blogspot.com

#Ilgın #IlgınBelediyesi #IlgınKaymakamlığı #IlgınKaplıcaları #IlgınTermalTesisleri #İstanbulIlgınlılarDerneği #IlgınŞifaŞehri #Konya #IlgınAraştırmaları #HamamDağı
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Tarihte Ilgın Medreseleri

Tarihte Ilgın Medreseleri

Medrese, İslâm tarihinde eğitim ve öğretim kurumlarının genel adıdır. Türkler’in Anadolu’ya gelişinden itibaren bu coğrafyada birçok medresenin yapıldığı görülmektedir. Anadolu Selçukluları Anadolu’da bir şehri fethettiklerinde ilk iş olarak orada cami, medrese, zâviye inşa ederek tüccarları, din adamlarını ve Türk nüfusu buralara yerleştirmişlerdir.

Osmanlı Devleti, cennet mekan Sultan II. Abdülhamid Han dönemi, Hicri 1319, Miladi 1901 Tarihli Maarif (eğitim) Salnamesi kayıtlarına göre o dönemin Ilgın Merkez ve Ilgın'a bağlı yerleşim yerlerindeki eğitim kurumları olan Medreselerin dağılımı şöyleydi:

Ilgın Merkezde 2, olmak üzere Argıthanı, Derbent, Aşağı Çiğil, Ruus (Başköy), Taşdiğin (Deştiğin) köylerinde birer olmak üzere toplamda 7 medrese mevcut olup bu medreselerde 7 müderris görev yapmaktadır. Faal durumdaki bu medreselerde o dönem toplam 163 öğrenci eğitim öğretim görmektedir. 

Ilgın Medreseleri:

1- Ilgın Merkez, Huşu Medresesi, Huşu Mahallesi’ndedir. Kurucusu: Hacı Ömer’dir. Müderrisinin adı belli olmayan medresede Öğrenci sayısı da bilinmemektedir.

2- Ilgın Merkez, Naki Medresesi, Cami-i Atik civarındadır. Ahali tarafından yaptırılmıştır. Müftü Hasan Efendi’nin müderris olduğu medresede 33 öğrenci eğitim görmektedir.

3- Çiğil Medresesi, Aşağı Çiğil köyündedir. Ahali tarafından yaptırılmıştır. Mustafa Efendi’nin müderris olduğu medresede 10 öğrenci eğitim görmektedir.

4- Derbent Medresesi, Derbent köyündedir. Ahali tarafından yaptırılmıştır. Mevlüt Efendi’nin müderris olduğu medresede 30 öğrenci eğitim görmektedir.

5- Argıthanı Hacı Veli Efendi Medresesi, Argıthanı nahiyesindedir. Ahali tarafından yaptırılmıştır. Süleyman Efendi’nin müderris olduğu medresede 50 öğrenci eğitim görmektedir.

6- Ruus Medresesi, Ruus (Başköy) köyündedir. Ahali tarafından yaptırılmıştır. Müderrisinin adı belli olmayan medresede 30 öğrenci eğitim görmektedir.

7- Taşdiğin Medresesi, Taşdiğin (Deştiğin) köyündedir. Ahali tarafından yaptırılmıştır. Müftü Ahmed Efendi’nin müderris olduğu medresede 10 öğrenci eğitim görmektedir.

Ilgın'da salnamede bahsedilenden hariç tarihte Selçuklu ve Osmanlı Devleti dönemlerinde Ilgın Merkezinde farklı yerlerde ve isimlerde medreseler kurulmuş olup sadece iki medreseden ibaret değildir.

Ilgın Merkezde olduğunu 1901 senesi Maarif Salnamesinden öğrendiğimiz Huşu ve Naki medreselerinin mevkii ve konum itibariyle Ilgın'ın neresinde olduğu hakkında bir bilgiye ulaşamadık.

Fotoğrafta, Ilgın Lala Mustafa Paşa Külliyesi restorasyondan önceki görünümü.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Ilgın'ın At Arabacıları

Ilgın'ın At Arabacıları

Ilgın sokaklarında at nalının yankılandığı yıllar da mazide kaldı. 

Rengarenk boyalı cicilice süslü at arabaları, fiyakalı, güzel koşumlu atları ve vefakar at arabacıları vardı bir zamanlar Ilgın'ın.

Ilgın Araştırmaları Beytullah YILDIRIM 

https://ilginarastirmalari.blogspot.com

#Ilgın #IlgınBelediyesi #IlgınKaymakamlığı #IlgınKaplıcaları #IlgınTermalTesisleri #İstanbulIlgınlılarDerneği #IlgınŞifaŞehri #Konya #IlgınAraştırmaları
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

6 Temmuz 2021 Salı

Ilgın Folkloru Düğünler

Ilgın Folkloru Düğünler

Zengin kültür birikimi ve geleneksel Konya ananeleri ile Ilgın geçmişten günümüze halk folkloru ile müstesna bir şehrimizdir.

Düğün kıyafetleri

Ilgın'da düğünlerde erkeklerin giydiği özel bir kıyafet yoktur. Genelde takım elbise giyilir. Merkez olarak kadınlar düğünlerde hususi takım elbiseler giyerler. Kadife, şali, yünlü diye adlandırılan kumaşlardan dikilen şalvar ve işlikten oluşur. Bu elbiseler genelde nişan, kız hamamı, kına gecesi günlerinde giyilir. Köylerimizde de benzer ve değişik kıyafetlere rastlamak mümkündür. 

Halk Oyunları

Ilgın'ın kendine has oyunları Konya bölgesinin klasik kaşık oyunlarıdır. Düğünlerde önceleri davul zurna, ve ince saz eşliğinde oynanırdı. Günümüzde ise elektronik piyano ve elektro saz eşliğinde yapılan müzik eşliğinde çalıp söylenmektedir. Oyunlar genelde karşılıklı iki veya daha fazla kişi tarafından gerçekleştirilir. Oyun havalarında ise genellikle Konyalı, Kozan dağı, Aslan Mustafa, Şerif hanım, Çubuk telde bağlama, Mevlana, Kaymakam kızı, Çifte telli, Emmiler, Develi ve ILGIN'ım türküleridir.

Ilgın Hamam Dağından Genel Görünüm. Sene 2012.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

5 Temmuz 2021 Pazartesi

Ilgın Çavuşçu Gölünde Göçmen Kuşlar

Ilgın Çavuşçu Gölünde Göçmen Kuşlar

Flamingo diyorlar, doğrusu Allı Turnalar

Ilgın Çavuşçu Gölü Genel Görünüm 2021

Ilgın Araştırmaları Beytullah YILDIRIM 

https://ilginarastirmalari.blogspot.com

#Ilgın #IlgınBelediyesi #IlgınKaymakamlığı #IlgınKaplıcaları #IlgınTermalTesisleri #İstanbulIlgınlılarDerneği #IlgınŞifaŞehri #Konya #IlgınAraştırmaları
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları