9 Nisan 2013 Salı

Çavuşçugöl Kasabası

Ilgın'ın Beldeleri
Çavuşçugöl Kasabası
Ilgın Çavuşçugöl Belde Belediyesi
Çavuşçugöl sakinlerinin menşeini tek bir oymağa bağlamak zor gözükmektedir. Çavuşçu'yu kuran aile, dışarıdan gelenlere büyük bir alicenaplıkla kucak açmış olmalıdır. Nitekim bugün bile dışarıdan gelen aileleri kabullenmede güçlük çekmeyen bir anlayış hakimdir. Hatta bu durum bağlı bulunduğu ilçe için de söylenebilir. Dolayısıyla Çavuşçugöl'de birkaç, belki birçok Türk oymağının izlerini bulmak mümkündür. Fakat Çavuşçulular etraflarındaki köylerin halkını "Yörük", "Türkmen", "Muhacir", "Göçmen", "Çerkez" olarak tanımlarken kendilerini bütün bu sıfatlardan azade bir şekilde ve mutlak manada "Türk" olarak tanımlarlar.
Kasabanın merkezinde ve doğusunda yer alan Koca Hüyük'le Küçük Hüyük, Sarayaltı, Kurugöl, ombaktepe Çavuşcugöl’ün eski bir yerleşim birimi olması ihtimalini güçlendirmektedir. Bazı evlerin duvarlarında veya avlularında bulunan mermer sutun başlıkları, küpler, resimli ve yazılı kayalar[2]da bunu ispatlamaktadır. Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof.Dr. Hasan BAHAR, Çavuşçugöl civarında bir-iki tümülüs belirlediğini ifade etmektedir. Ne var ki sadece birkaç yüz yıllık tarihi hakkında bilgi bulunabilmiştir. Osmanlı Devri haritalarının incelenmesi belki bir fikir verebilir.
Eski Camii, Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi'nde eş-Şeyh es-Seyyid Abdurrahman Efendi vakfı olarak kayıtlıdır. Camiye yakın olup 30-40 yıl öncesine kadar kör bir kuyu olarak varlığını koruyan Kocakavak Mevkii'ndeki Şıh Kuyusu'nun ve Çavuşçu Çayı'ndan eskiden Maden veya Hüyük olarak anılan mevkiie doğru su taşıyan Şıh Irmağı'nın isimlerinden hareketle söz konusu Şıh (veya Şeyh) ailesinin Çavuşçu'nun kurucuları olduğu sonucuna varılabilir.
Ne yazık ki Eski Cami'nin etrafındaki mezarlar yeni ilçe yolunun açılışı esnasında düzlenmiş, mezar taşları da 
korunamamıştır. Eski mezarlıkta çevre/ihata duvarında malzeme olarak kullanılan bir kısmı yarısına kadar toprağa gömülü mezar taşları günümüze intikal etmiş olup fotoğraflanması ve üzerlerindeki Osmanlı Devri Alfabesi'yle yazılmış kayıtların Günümüz Alfabesi'ne dönüştürülmesi Çavuşçugöl tarihinin aydınlatılmasına katkı sağlayabilir. Çavuşçu, Osmanlı Devleti zamanında Ilgın'la birlikte barut imalatında büyük öneme sahip güherçile merkezlerinden birisi olarak hizmet vermiştir. Barut imalatçılarının Çavuşçu'da çalıştıklarına şahit olan görgü tanıkları halen hayattadır. Hayatta olanların anlatımlarından Çavuşçugöl'ün Cumhuriyet'in ilk 50 yılında barut imalatına hizmet etmeyi sürdürdüğü sonucuna varılabilir. İlk adı yöresel ağızla “Çavışcı” olarak telaffuz edilen “Çavuşçu Köy”dur. Bu isim, köyün 1972’de belediyelik olmasından sonra “Çavuşçugöl” olarak değiştirilmiştir. Belediye, 2008 yılında yasa gereğince nüfusu yetersiz kaldığı için kapatılacakken 20 (yirmi) yılın üzerinde bir süredir hizmet verdiği, Çavuşçu Gölü kenarında turistik tesislere sahip olduğu gerekçesiyle kapatılmamıştır.BOA 1846 Tarihli Belge [değiştir]Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. H. Ahmet Özdemir tarafından okunan Başbakanlık Osmanlı Arşivi 1846 tarihli bir belgeye göre 2 çobanı ve 25 vergi mükellefi olduğu tespit edilmiştir. Belgede isimleri geçen hane reislerinin isimleri aşağıda listelenmiştir. Der Karye-i Çavuşcu Tabi Kaza-i Ilgın Konya Eyaleti dahilinde vaki nefs-i Ilgın Kazası kuralarından Çavuşçu Karyesi'nde sakin ahali-i İslam'ın emlak ve arazi ve temettü'atının mikdarını mübeyyin defteridir. (Konya Eyaleti içinde yer alan Ilgın Kazası köylerinden Çavuşçu Köyü'nde oturan müslüman halkın emlak, arazi ve mal varlığını belirtir defterdir.) Ulema beratına sahip ismi belirtilmemiş hasbi bir Muallim-i Sıbyan [Bundan anlaşıldığına göre o tarihte köyde bir Mekteb-i Sıbyan (İlköğretim Okulu) bulunmaktadır.] 
Berat-ı Asli sahibi yine ismi belirtilmemiş hasbi bir Hatib. 
Hacı Ali oğlu Hacı Ömer Efendi. 
Ebu Bekir oğlu Ebu Bekir Efendi. 
Cınav Halil oğlu Mehmed. 
Tatar Süleyman oğlu Hüseyin. 
Sohta Mustafa oğlu Mustafa. 
Murat oğlu Mustafa. 
İbrahim oğlu Hüseyin. 
Memiş oğlu Ahmed. 
Cınav Mehmed'in oğlu Ali. 
İbrahim oğlu Hüseyin. 
Hacı Yatanoğlu Hacı Süleyman. 
Hacı Nasuh oğlu Yusuf. 
Aygırcı oğlu Musa'nın Hacı'nın oğlu Hacı İbrahim. 
Mustafa oğlu Köse Ahmed. 
Hüseyin oğlu İbiş. 
Müteveffa (Ölmüş) Hacı Seyyid'in oğlu Mehmed Emin. 
Mustafa oğlu Abdurrahman. 
Hasan Ağa'nın oğlu Deli Mehmed. 
Çıldır Osman. 
Molla Mustafa'nın oğlu Hasan. 
Kör Mehmed'in oğlu Mustafa. 

Acem Ali oğlu Koca İbiş. 
Tokatlı Deli Mustafa. 
Hüseyin oğlu Ali. 
Receb oğlu Mehmed. 
Ali oğlu Şeyh Süleyman. 
Hasan Bey oğlu Mustafa. 
Mustafa oğlu Yakub. 
Kara Ali oğlu Ali. 
Kel Bekir oğlu Hacı Mustafa. 
İbrahim oğlu Abdurrahman. 
Yunus oğlu Hasan. 
Davud oğlu Ali. 
Acem Ali oğlu Mustafa. 
Civelek oğlu İsa. 
Yunus oğlu Hasan. 
Derviş oğlu Abdurrahman. 
Halil oğlu Mehmed. 
İbrahim oğlu Mustafa. 
Abdurrahman oğlu Musa. 
Nasuh oğlu Mehmed. 
Ali oğlu Deli Halil. 
Bekir oğlu Ömer. 
Süleyman oğlu Abdullah. 
Cır Memiş oğlu Osman. 
Kara Veli oğlu Mustafa. 
Mehmed oğlu Osman. 
Süleyman oğlu Molla Süleyman. 
Osman oğlu Süleyman. 
Topal Ahmed oğlu İsmail. 
Satılmış oğlu Hacı Mehmed. 
Mustafa oğlu Salih. 
Derviş oğlu Kel Kadir. 
Kaçar oğlu Halil. 
Hüseyin oğlu Ali. 
Sarı oğlu Ömer. 
Karaağaçlı Süleyman. 
Davud oğlu Baya Oğlan. 
Hasan Bey oğlu Mustafa. 
Açık Ilıca ve Molla Osman Yaylası [değiştir]Çavuşçu Gölü'nün güney tarafında ve kasabaya 5 km kadar uzaklıkta güneyden kuzeye doğru uzanan alivyum tabakası ile örtülü bir kırık (fay) üzerinde bulunan, halk tarafından da "Açık Ilıca" olarak adlandırılan sıcak su kaynağı (büyük ve küçük ılıca suyu olarak ikiye ayrılır) sazlıklar arasından Çavuşçu Gölü'ne dökülmektedir. Ilıca'nın su sıcaklığı 30 ºC, debisi ise 10,5 lt/sn.dir.
Chput adındaki Avrupalı tarihçinin eserinde Ilgın kaplıcası ile Açık ılıca suyunun aynı membaya tabii olduğu, 
ayrıca Çavuşçu Gölü’nün içindeki ada da aynı suyun mevcut olduğu kayıtlıdır. Açık Ilıca Dağı kenarında halk arasında Açık Ilıca veya Yörükler olarak anılan, Molla Osman adlı bir kimse tarafından (torunları İbicanlar adıyla halen aynı yerleşim biriminde ikamet etmektedir) kurulduğu için resmi kayıtlara Molla Osman Yaylası adıyla tescil edilmiş bir mezraa bulunmaktadır. Günümüzdeki durumu Çoğunluğu iki katlı, kerpiç yapılı, çatılı evlerde yaşayan kasaba halkının geçim kaynağı tarım, hayvancılık ve balık avcılığıdır. Kasaba 28/09/1968 tarihinde 3 mahalleye ayrılmıştır: Yeşilyurt, Şenyurt ve Babaküstü. Çavuşçugöl Su Ürünleri Kooperatifi balıkçılıkla ilgili çalışmaları organize etmektedir. 40.000 dekar arazinin 17.000 dekarında toplulaştırma ve düzleme çalışmaları yapılmıştır. DSİ’nin açtığı 19 adet dalgıç pompa ile de sulu tarım yapılarak şeker pancarı üretilmektedir.
Üç köy boğası bulunan kasabada 600 büyükbaş süt inekçiliği, 400 kadar büyükbaş et üretimi amaçlı besicilik 
yapılmakta ve 500 kadar da küçükbaş hayvan bulunmaktadır. 100 traktör, 2 kamyon, belediyenin 3 otobüsü, 6 saman ve balya makinesi ve 300 telefon abonesi vardır. Okuma oranı yüksek olan kasabada, birinci kademesi 5 derslikli, iki lojmanlı ve iki öğretmenli ilköğretim okulunun ikinci kademesi, kasabanın doğu kısmındaki 4 derslikli ayrı bir binada olup 6 öğretmeni bulunmaktadır. İki câmii, üç din görevlisi ve iki câmi lojmanı vardır. Zaman zaman işler hale gelse de bir türlü düzenli çalıştılamamış, şu anda herhangi bir personeli olmayan bir Sağlık Ocağı mevcuttur. Tarım Kredi Kooperatifi 3, Sulama Kooperatifi 1, PTT 1, MEDAŞ 1 ve Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı 1 personelle hizmet vermektedir. Belediyeye ait Halk Kütüphanesi, fırın, kasap vb. 12 adet dükkân vardır. Ayrıca kasabada 2 demir doğrama atölyesi, 1 selektör binası, 1 petrol istasyonu ve 1 un değirmeni bulunmaktadır. Toprak Mahsulleri Ofis binası, tren istasyonu, pancar kantarı ve belediye çocuk parkı da vardır. Ne yazık ki TMO, TCDD istasyonu ve pancar kantarı artık faal değildir. Çarşamba günleri kasaba pazarı kurulur. Doç. Dr. H. Ahmet ÖZDEMİR[3], Dr. Alaaddin TEKİN, Mühendis Muttalip GÖKTAŞ,Polis Memuru Hasan DUMAN, Avukat Semra ŞAHİN, Selâhattin ŞAHİN, 30 civarında öğretmen ve 25’e yakın da emniyet görevlisi köyün yetiştirdiği kişilerden bazılarıdır. Kasabanın beşte ikisi (2/5) İzmir/Gümüşpala’da yaşamaktadır. Enerji Bakanlığı tarafından Kurugöl mevkiinde 2.700 kalorili kömürden, akışkan yataklı bir termik santralin kurulması için yurdışı yatırım ortaklığına gidilmişse de yatırım ne yazık ki gerçekleştirilememiştir. Kasabanın Şarampoltepe mevkiinde yeni bir kömür yatağı bulunmuş, Ciner Grubu'na ihale edilmiş fakat henüz işletmeye açılmamıştır. Ömer Şen, Mustafa Metin ve Ahmet Kadıcı’nın Belediye Başkanlıkları döneminde yürüttüğü erozyona karşı ağaçlandırma çalışmalarının başarıya ulaşması belki kasabayı Türkiye'nin en az yağış alan yerlerinden birisi olmaktan çıkarır. Özellikle Dr. Vefa TANIR'ın Bakanlığı döneminde Ilgın Çavuşçugöl arasında ağaçlandırma çalışmalarına hız verilmiştir. Ağaçlandırma çalışmaları, kasaba içindeki yollarda ve Çavuşçugöl civarında devam ettirilmektedir. Kanalizasyon çalışmaları, kilitli taş döşemesi, kaldırımlar, çevre düzenlemesi, mahalle yollarının asfaltlanması ve kantar yapımı çalışmaları devam etmektedir. Dumanlar, Kelhacılar, Hocalar, Kamalar, Kürtler, Mavuşlar, Calalar, Cüceler köyde bulunan bazı aile adlarıdır.
Deprem riski Kasaba 1. bölge deprem kuşağı üzerinde bulunmaktad‎r. İki fay hatt‎ı mevcuttur. 1. fay hatt‎ı Çiğil tarafnıdan gelip Kaplıca Dağı eteklerinden güneye Çavuşçugöl Kasabası'na doğru uzanmaktad‎r. 2. fay hattı ise Sivri ve Tekne Dağlarının eteklerini takip ederek yine Çavuşçugöl Kasabası‎ ve Haremi Linyit İşletmeleri'ne uzanmaktad‎r. Ilgın-Argıthanı ve Çavuşçugöl çevresinde 1921-1946 yılları arasında büyüklüğü 5.2-5.5 arasında değişen üç deprem meydana gelmiştir. Kay‎ıtlara göre 1943 y‎ıl‎ında meydana gelen depremde kasabada hasar tespit edilmi‏ştir. Uzmanlar, 1946 yılından günümüze bu büyüklüğe varan herhangi bir depremin olmamasının bu kesimdeki riski artırdığını belirtmektedirler. Çorum, Sungurlu, Çavuşçu Köyü ile bağlantısı Çavuşçugöl'e ilk yerleşenlerden kalabalık bir grubun sivrisinek ve sıtma salgını yüzünden yerleşim birimini terk ederek Misafirli Köyü-Dereköyü üzerinden taşınarak Çorum ili Sungurlu İlçesi civarına yerleştikleri ve Çavuşçuköy'ü kurdukları henüz kesinliği kanıtlanmamış bilgilerdendir. Bu bilgileri her iki yerleşim birimindeki ortak mevki ve yer isimleri (Karakayalar, Aldıvermezler... vb.) desteklemekte ve doğru 
olma ihtimalini güçlendirmektedir. Çavuşçugöl Kasabası'nda 1950-60'lı yıllarda Çorumlu Musalar (Çiçek) olarak anılan bir ailenin varlığı da dikkat çekicidir. Çiçek soyadını taşıyan aile üyeleri hala Ilgın Çavuşçugöl 
Kasabası'nda yaşamaktadırlar. 2000'li yıllarda Çavuşçugöllülerin girişimiyle karşılıklı ziyaretler yapılmış fakat 
olay çok erken tarihlerde ve kayıt dışı olarak (kayıtlarda varsa da tespit edilememiştir) gerçekleştiğinden her iki yerleşim biriminin yaşlıları da olayı tam çözememişlerdir. Konu araştırmacıların ilgisini beklemektedir.
Edinilen son bilgilere göre, Çavuşçugöl'den Çavuşçuköy'e göç olayı şöyle meydana gelmiştir. 1600'lü yıllarda 
yaşanan su baskını sebebiyle sıkıntıya düşen Tekkeş'in Mehmed Ilgın, Çavuşçugöl'den göç edip Sungurlu Çavuşçu Köyü mevkiine yerleşmiş ve yöreyi zamanla Çavuşçu Köyü olarak anılan bir yerleşim birimi haline getirmiştir. Tekkeşinler Cumhuriyet Dönemi'nde Soyadı Kanunu çıkınca Çavuşçulu soyadını alarak doğdukları toprakları isimlerine tescil ettirmişlerdir. Tekkeşlerin memleket sevdası içlerini öylesine bürümüştür ki arazilerine Konya, Ilgın, Çavuşçugöl'deki mevki isimlerini vermişlerdir: Karakaya, Tilkiini, Kocakoru, Hüyüklü, Han Yolu (Argıthanı Yolu'na Çavuşçugöllüler Han Yolu derler.)...
KÜRÜKLER SÜLALESİ Çorum ili Sungurlu İlçesi Çavuşçu Köyü'nde KERİKLER olarak bilinen ve aslen yörük oldukları söylenen bir aile vardır. Keriklerin Çavuşcu Köyü'nün doğusunda bulunan Yörüklü Köyü'nden ayrılarak mı yoksa direkt (Ilgın Çavuşçuköy'den?) Çorum, Sungurlu, Çavuşcu Köyü'ne mi geldikleri kesin bilinmemektedir. Bu aile mensupları GÜNDÜR soyadını almışlardır.
(KERİKLER olarak anılan aile KÜRÜKLER olabilir mi? Zira Çavuşçugöl Kasabası'nda Kürükler adıyla anılan geniş bir aile kütlesi vardır. Kürüklerin Çavuşçugöl'e, yakın zamana kadar Akşehir'e, günümüzde Tuzlukçu'ya bağlı Kundullu Köyü'nden geldikleri ailenin yaşlılarınca ifade edilmektedir. Kundullu Köyü ismini Turgutlulardan Kundul Bey'den almaktadır. Kundulluluların bu köye yakındaki Turgut Kasabası'ndan geldikleri söylenmektedir. Kundullu Köyü'nde Kürük Deresi isminde kurumuş bir su yatağı bulunmaktadır. Kürüklerin Kundullu Köyü'nde Aşık Mustafalar adıyla tanındıkları söylenmektedir.)
Söylenceler Çavuşçugöl'le ilgili söylenceler şöylece özetlenebilir. Bir zamanlar Eski Cami'de ilk safta namaz kılan çoğu seferberlik bakıyesi yaşlılarla, Cumhuriyet'in ilk yıllarında çeşitli memuriyetlerle ilçeye taşınmış ve az çok okur yazar olan tecrübeli kimseler anlatırlardı. Çavuşçu adı manevi bir görev üstlenmiş olan ve bu sayede manen "çavuş" mertebesine erişmiş bulunan veli zattan gelirmiş. Hatta bu zatın Çavuşçu'ya hakim tepelerden birisindeki basit mezarında tek başına yatan ve Çavuşçulularca "Dede" olarak anılan kimse olduğu da söylenirdi. Bazı şifahi bilgilerde bu zatın adı "Halid" olarak geçmektedir. Bazıları ise tepede yatan "Dede" nin Dereköy-Misafirli Köyü-Çavuşçu-Argıthan-Akşehir güzergahının "gözcüsü" olduğunu, yıllar yılı bu görevi sürdürdüğünü, vefat edince de görev mahalline defnedildiğini yine şifahen naklederlerdi. Son rivayete göre Sarayaltı mevkii olarak bilinen yer, söz konusu yol üstündeki kervan-sarayın "saray"ından ad almaktadır. 
Son dönemlerde Çavuşçugöllüler arasında bir göç hikâyesidir dolaşmaya başladı. Söz konusu rivayetin Çavuşçu'dan bir grubun bazılarına göre sel baskını, bazılarına göre sıtma ve sivrisinek salgını sebebiyle Çorum'a göç etmesiyle bağlantısını kurmak -şimdilik- mümkün gözükmektedir. Bir grup köy sakini yeni yavrulamış bir köpeğin yavrularını yukarılara, tepelik bölgelere taşımak için büyük çaba harcadığını görürler. Köpeğin bu davranışını yaklaşan bir felakete yorarak kendileri de yüksek yerlere tırmanırlar. Gerçekten bir süre sonra köyü sel basar. Elbette acaba ahali köyü tamamen boşaltmış mıydı, boşaltmayanlar olmuş muydu, boşaltmayanlara ne olmuştu gibi soruların cevabı yoktur. 
Bir başka söylence de Açık Ilıca'yla alakalıdır. Güya Açık Ilıca'da pek çok kez hamam yapma girişiminde bulunulmuş ama gündüzleri inşa edilen yapı geceleyin yıkılı yıkılıverince bu işten vaz geçilmiştir. 
Uyuz Çeşmesi Şu anda Çavuşçu Gölü'nün suları içinde kalan fakat zaman zaman göl suyunun çekilmesiyle ortaya çıkan bir kır çeşmesi, halk arasında "Uyuz Çeşmesi" adıyla anılır. Halen hayatta olan köy sakinlerinden bazılarının anlattığına göre geçmiş dönemlerde bu çeşmenin suyuyla banyo yapan uyuz hastaları iyileşirlermiş. Onun için çeşme "Uyuz Çeşmesi" olarak adlandırılmıştır.
Çavuşçugöl Kömür Ocağı [değiştir]Çavuşçugöl Kömür Ocağı'ndan elde edilecek kömür teshin (evlerde ısınma) amaçlı yakıt olarak kullanılamayacak kalitedir. Çünkü teshin amaçlı satılabilecek kömürlerin kalori, kükürt, nem, kül ve boyut bakımından taşıması gereken değerler Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından çıkartılıp yürürlüğe giren Yönetmelik ve Genelgeler ile Mahalli Çevre Kurulu tarafından yerleşim yerlerinin kirlilik derecelerine göre tespit edilmektedir. Sondajlardan alınan numunelerin analizlerine göre üretilecek kömür, bu değerlerin bir kısmını sağlamadığından şu an için teshine kömür satışı mümkün gözükmemektedir. Ancak Ilgın Linyit İşletmeleri Müdürlüğü, resmi web sitesinde üretimden sonra yapılacak analiz ve zenginleştirme imkânlarının araştırılmasından sonra yeni bir değerlendirme yapılabileceğine yer vermektedir.
İşletme, Gölyaka (Haremi) kömürü ile Çavuşçugöl kömürünün bazı değerler açısından benzerlik gösterdiğini, kalori ve Kükürt içeriği bakımından da önemli farklılık içerdiğini ilan etmiştir. Buna göre Çavuşçugöl'den çıkarılacak kömürün kalorisi 2.000-3.500 kcal/kg; yanıcı kükürtü 2,5-7,5 arasındadır. Tüvenan (Orijinal) Çavuşçugöl kömürünün en belirgin özelliği, nem oranının yüksekliğidir. Kömür rutubetini yitirdikçe, kalorisi önemli ölçüde yükselmektedir. 
Konya Ilgın'ın Belde Belediyesi Çavuşçugöl Kasabası haritası
Konya Ilgın'ın Belde Belediyesi Çavuşçugöl Kasabası resimleri
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder