9 Nisan 2013 Salı

Ilgın Argıthanı Kasabası

Ilgın'ın Beldeleri
Ilgın Argıthanı Kasabası
Ilgın Argıthanı Belde Belediyesi
Argıthanı belde belediyesi Ilgın'ın en önemli kasabalarındandır. Argıthanı 1202 yılında Anadolu Selçuklu genel kurmayı ve devlet adamlarından Şehsed-din Altun Aba’ nın eski çağlardan beri bir ticaret yolu ve merkezi olan bu şehir de bir kervansaray ve teşkilatını kurması bölgenin ticari ve kültürel yönden önemini artırmıştır. Argıt adlı kasaba bu hanla “Argıthanı” adını almıştır. Anadolu’nun en buhranlı günlerinden olan Moğol istilası dönemlerinde Anadolu Selçuklu devletine elli yıldan fazla hizmet eden Vezir Konyalı Sahip Ata Fahred-Din Ali, bugün Argıthanı Kültür Parkı’nın güneyinde bulunan yere yolcuların emniyeti, yolların gözetlenmesi ve disiplini için bir muzilhane yaptırmıştır. Argıthanı halkı Türkmen ve Yörük tür. Türkmen “Müslüman Türk” demektir. Osmanlı toplumunda Argıt beldesi bir köydür. Anadolu Selçukluları’ndan kalma olan Argıt Köprüsü, gelen – geçen yolcu,asker ve gezginleri adeta büyülemiştir. Mısır seferine 1516 da giden Yavuz Sultan Selim Han, bu köprüden geçmiş,1533 de Irakeyn seferine giden oğlu Kanuni Sultan Süleyman bu köprünün renkli bir resmini yaptırmıştır. Bağdat seferine 1638 yılında giden IV Murat’ da bu köprüden geçmiştir. Anadolu Selçukluları döneminde önemli bir ticaret ve kültür merkezi olan Argıthanı’nda, Osmanlılar döneminde sosyal düzenin bozulması vergi yolsuzlukları, levent ve eşkıya saldırıları sonucunda nüfusu önemli ölçüde azalmıştır. XVI . yy meydana gelen bu bozuklukların önlenmesi, tarım ve üretimin artırılması için bazı vergilerden muaf tutulan bir derbent kuruldu. III . Sultan Ahmet döneminde Damat Nevşehirli İbrahim Paşa’ nın sadrazamlığı döneminde,Konya’ya tabi Argıthanı derbendi hudut namesi (18 Zilkade, ll Ekim 1721)de Konya Valisi Vezir Osman Paşanın huzurunda Ilgın, Doğanhisar ve Akşehir naiplerinin imzalarının bulunduğu, hanlar ve derbentler hususunda mübaşir tayin edilen Dergah-ı Ali kapıcı başlarından Bahri Mehmet Ağa tarafından tespit edilerek İstanbul’a gönderilerek baş muhasebeye kaydedildi. Eşkıya saldırısı , huzur ve emniyet yokluğundan dolayı yerlerini terk eden Konya’daki başı boş halkın belirli bir bölümünden 200-300 kişi Argıthanı’na yerleştirilmek istendi. Yüz hane Akşehir’deki halktan, Ilgın Kasabasından’da otuz, kırk hane başı boş halkdan seçildi. Argıthanına yerleşenler arasında altmış iki hane Eğrigöz, Nadir, Görnes, Absası, Karahöyük, Çakıllar, Milis, Bermende, Akşehir den’de onbeş hane geldi Argıthanın yerlisi iken çevreye göç 
eden altı hane Ilgın’ dan ve diğer yerli halktan yirmialtı hane geldi. Ayrıca Turgut kazasına bağlı Gökçeler köyü halkından Atçekenler de kasabaya yerleşti. İlk dönemde: 1- İskan 2- Türkmen 3- Argıt 4- Aazarı Mahalleleri kuruldu 9 yy. da Karaman eyaleti şu sancaklara ayrılmıştır
1-Hanit (Isparta) 
2-Teken (Antalya) 
3-Alaiye (Alanya) 
4-Burdur 
5-Konya 
6-Niğde 
7-İçel 
Karaman eyaletinin yüz on bir, Konya sancağının yirmi dört kazasından birisi de Argıthanı idi 1284 /1868 
yıllarından itibaren Argıthanı Nahiye Müdürlüğü haline gelmiştir 1317/1901 yılında Argıthanında altı mahalle ve 2404 nüfüs bulunuyordu nahiyede bir hükümet konağı, üç camii ve mescit, bir mektep, iki medrese , yirmi dükkan ve mağaza, yüz tezgah, iki fırın , dört değirmen , dört kahvehane vardı. Argıthanı ’nda 1887 yılından bu yana belediye teşkilatı İbrahim paşadan beri karakol teşkilatı bulunmaktadır. Argıthanı’nda medrese ve eğitim teşkilatı 1720 yılından itibaren hizmete devam etmiştir , Osmanlılar döneminde dört medrese bulunmaktadır Veli Efendi Medresesi Süleyman Efendi Medresesi , Tosun Mehmet Efendi Medresesi , Mestan Efendi Medresesi , Süleyman Efendi Medresesi 1317/1901 Yılında Konya Valisi Mehmet Ferit Paşa Döneminde Hamidiye ibtidaisi daha sonra Şems’ül Maarif Ravza’ i Terakki İbtidaileri ve Rüştiye (orta okulu) açılmıştır. Birinci Cihan Savaşı ve milli mücadeleye önemli derecede destek veren Argıthanı’ ndan yüz kadar asker şehit ve bir kısmı da gazi olmuştur. (CERAN, 1996 ,s.8,9,10) 

2.2) ANADOLU SELÇUKLULARI DÖNEMİNDE ARGITHANI
2.1.1)Türkistan’ da Tasavvuf hareketinin Piri Ahmet Yesevi Hazretleri ve Şahsiyeti 
Argıt ismi Şeyh Süleyman el Buhari’ nin çağatayca Türkçe ve osmanlıca kelimelerin anlamlarını açıklayan lügatinin 19. Sayfasına göre : “Özbek Türkleri’nin bir boyu olarak açıklamaktadır. (ÜÇER-KOMAN’ dan aktaran CERAN, 1996, s.25) 
Argıt Baba, Ahmet yesevi’nin Tasavvuf Düşüncelerini Özbekistan’dan Anadolu’ ya yaymak, Anadolu yu Türkleştirmek ve İslamlaştırmak maksadı ile Anadolu , Konya ve Argıt bölgesine gelen Yesevi şeyhi ve Türk beyidir (CERAN, 1996 ,s. 15) 
Yesevilik , Türkistan’da ortaya çıkan bir tasavvuf sistemidir. Tasavvuf , sistemi ve muhtevası yönüyle Kuran’ a ve Sünnete dayanır. Tasavvufu yaşayanların gayesi sadece Hz. Peygamber’e uymak onun batıni dünyasına mahrem olmaya çalışmak , böylece varlığn sırlarını çözüp , vahdete (birliğe) ermektir (ÖZTÜRK’ten aktaran CERAN, 1996 , s. 15) 
İslam aleminde tasavvufla uğraşan mutasavvufların sutenlerini devam ettirip yaydıkları mekanlar olan tekke ve 
zaviyeler ,(H. III /IX) . Asrın başlarından itibaren gösterir. Tekkeler , sırlı bir duyuş ,düşünüş ve inanış olan 
İslam tasavvuf ceryanına aksiyon veren çeşitli tarikat büyükleri olan şeyhlerin ve onların yerlerini tutan 
halifelerin otoritesinde ebedi mutluluğa ulaşma nefsini temizleme , ahlakı saflaştırma , zahiri (dışı), batını içi 
aydınlatma yolunun takip edildiği kurumlardır (LAMİ’den aktaran CERAN, 1996 ,s.16) 
XII . yy. da Müslüman Türkler arasında Pir-i Türkistan , Türkistan’ ın ulusu “lakabıyla anılan orta Asya Türk 
Tasavvufunun kurucusu olan Hoca Ahmet Yesevi , tesirlerini Orta Asya ve Anadolu’ da devam ettiren büyük türk islam mutasavvıfıdır. II. yy. ikinci yarısında Batı Türkistan da Sayram (Akşehir) kasabasında doğmuştur. Babası Hz. Ali evladından Şeyh İbrahim ,annesi Ayşe Hatun’dur. Babası ölünce henüz 7 yaşındayken Gevher Şehnaz adlı ablası ile birlikte sonradan “Türkistan” adını alan “Yesi”şehrine gelip yerleşti ilk tahsilini devrinin tasavvuf geleneklerine göre tamamlayarak Buhara‘ya göç etti burada döneminin en ileri gelen bilgin ve mutasavvıflarından olan Yusuf Hemedani (ÖI.1140)ye bağlanarak kendisinin üçüncü halifesi oldu (1160) da şeyhinin postuna oturarak onun sistemini devam ettirdi. Daha sonra Yesi şehrine geçerek (1166) da ölümüne kadar tasavvufu bilgileri yaydı. Müslüman Türklerin sade dilleriyle hikmetli özlü Tasavvufu düşüncülerini onların dil ve lehçeleri kolayca aktarabildiği için çevrede büyük bir şöhrete ulaştı .Kendisine binlerce kişi mürşid olarak bağlandı bu yüzden Yesevi Tarikatı bölgede hızla yayıldı. (KÖPRÜLÜ’den aktaran CERAN ,1996, s. 17) Sofi bir şair ve tarikat sahibi bir mürşid, yol gösteren olarak Türk milletinin dini Milli ve kültürel yapısında yüz yıllarca tesiri devam eden Ahmet Yesevi menkıbe ve kerametleri ile Türk-İslam dünyasında büyük bir veli olarak şöhret kazanmıştır (ERASLAN’dan aktaran CERAN , 1996,s.18) 
Yesevilik, ilk Türk tarikatıdır. Ahmet Yesevi’nin ölümünden sonra Harizm, Kıpçak Maveraünnehri, Horasan, Azerbaycan ve Anadolu’da yayılmıştır. (KÖPRÜLÜ’den aktaran CERAN,1996,s.18) 
Takipçileri kendisinin edebi geleneğine bağlı kalarak halk için basit ve tasavvufi şiirler yazdılar. Ellerinde 
sazları ile ekseriyetle hiç medrese tahsili görmeden kendilerini yetiştirdiler. Şehir şehir, tekke tekke gezerek, 
halkın zevkine ve ruhuna önem veren şiirler söylediler. (KÖPRÜLÜ’ den aktaran CERAN, 1996,s. 19) 
2.2.2) Anadolu’da Yesevi Dervişleri ve Argıt Baba 
Argıt Baba Şemsed- Din Altun-Aba’nın 1202 de kervansarayını yaptırmasından önce Anadolu’ ya gelen bir yesevi dervişi ve halifesidir. Anadolu Selçukluları döneminde Konya ve çevresinde gayri Müslimlerin İslamlaşması ve Türkleşmesi için gayret sarfeden, yanında Özbekistan’dan gelen Türkmenlerle bir koloni kuran, çevresindeki araziyi işleyen, tarım ve hayvancılıkla uğraşan bir şeyh ve Türkmen beyi olması kuvvetlidir. Bölgeye adını veren, bugün kalıntıları bulunan tekkesinde Ahmet Yesevi’ nın tasavvufi düşüncesini öğrencilerine ve kendisine tabi olan cemaate anlatan karizmatik şahsiyete sahip bir liderdir. Bu kolonizatör Türk Dervişini , bölgenin emniyeti, düşmanları, yahut saldırılarından korunması, çevrenin imarı, güzelleştirilmesi, tarım ve hayvancılığı geliştirerek, dervişlerin ve cemaatin kendi ellerinin emeğini yemeleri, üretime devlet ekonomisine katkıda bulunmak için faaliyet gösteren Argıt Baba , teke ve zaviyesi eğitici çevre teşkil etmiştir. Bir yandan dini, tasavvufîye beşeri münasebetler yönünden de Argıt Baba ve çevresi, bölgenin İslâmlaşması , Türkleşmesi sürecine önemli derecede katkıda bulunmuş- tur. 
Argıt Baba Ahmet Yesevi’nin Türkistan ve çevresinde üstlendiği İslamlaşma, Türkleşme faaliyeti ve fonksiyonu Konya, Ilgın Argıthanı çevresinde , üstlenen bir tasavvuf şeyhi ve lideridir. Argıt Babanın tekke ve zaviyesi II. asır sonunda günümüze kadar tesir ve fonksiyonunu devam ettirmiştir. Bugün gençlik parkı içinde bulunan, Roma Devletine ait olan ve Argıt Baba mezarlığına getirilen bir lâhit üzerine bilginlerin babası Hattat Hasan Baba 1055-1645 de öldü ibaresi Osmanlıca olarak basılmıştır Hasan Baba Şeyh Velinin oğludur. 1583 yılında Dibekli (Argıt) ve çevresi Babası olan Şeyh Abdullah oğlu Şeyh Veli Babaya bu islamı ve dini 
hizmetlerin devamı için tımar olarak verilmiştir.Bu da Argıt Baba zaviyesinin ilk çağlardan kalma bir Hıristiyan 
manastırı çevresinde kurulduğunu göstermektedir 17 yy ölen Argıt Baba tekke ve zaviyesinin zaviyedarı Hattat Hasan Babanın bu mezarlıkta gömülü olup vücudu çürüyen boş bir Roma mezarına gömüldüğünü üzerindeki yazıdan anlıyoruz. Bu yazılı belge Yesevi halifesinden olan Argıt Baba’nın tasavvufi sisteminin 17 yy da bu çevrede bu tekke ve zaviyede devam ettiğini göstermektedir . 
Argıt Baba tekke ve zaviyesi Argıthanı Doğanhisar yolunun üç buçuk kilometresinde bulunmaktadır bu tekke ve zaviye çevreden gelenler ve çobanlar tarafından tahrip edilmişken Belediye Başkanı Tekin Kavlak zamanında yeniden restore edilmiştir Buradaki camii tekke ve zaviyenin zaviyedarı olan Halep Türkmen’lerinden olan Şeyh Hasan Bilgin tarafından , onun gönderdiği halkın desteği ile 1948 yılında yaptırılmıştır Burada şeyh Hacı Veliyüd-Din Efendinin aş hanesi vardı. Devamlı kazan kaynar gelen geçene yemek verirlerdi.Bu tekke mezarlığında Pir Abdullah Efendinin mezarı vardır bu gün ortalıkta yoktur, ayrıca Hattat Hasan Babaya ait mezarlıkta gençlik mezarına kaldırılmıştır. Argıthanında 1310/1890 yılında ölüp türkmen mezarlığına gömülen Halepli Medrese müderrisi Şeyh Hacı Veliyüd’din Efendi Argıt Baba zaviyesinin son Şeyhi zaviyedarıdır. Bu zaviyenin 125 dönüm vakıf arazisi bulunuyordu. Bu nesil oğlu müderris Abdüsselam efendi Salih Efendi ve Hoca Hasan Bilgin ile son bulmuştur. (CERAN , 1996, s. 21,22) 
2.2.3)Şemsüd-Din Altun-Aba Argıt Kervansarayı ve Vakfı 
Şemsüd-Din Altun Aba II. Kılınç Arslan (1154-1192) ve oğlu Rükned-Din Süleyman Şah dönemlerinin sipah salalarındadan (genel kurmay başkanı)birisidir. İbni Bibiye göre I. Alaeddin Keykubat (1219-1237) dönemini yaşamış sultan oğlu II. Gıyaseddin Keyhüsrev (1237-1246) in Atabekliğini yapmıştır. Onun Tahta geçmesiyle birlikte Sadettin Küppek (Öİ 1238)’in nüfuz ve kışkırtmasıyla öldürülmüştür. (Bibi , Nşr ,Erzi- Luga’ den Aktaran CERAN, 1996, s .225) 
Argıthanı Kervansarayı , Şemsüd-Din Altun Aba tarafından (H598/1202) yılından önce yaptırılmıştır. Kitabesi yoktur.Osmanlılar döneminde tamir ve değişiklik görmüştür . Holü , 16.50x26.00 metre oluşu , 16.50x18.50 metre ölçüsündedir (ÖZERKİN’den aktaran CERAN,1996, s .21) 
Alman sanat tarihçisi Kurt Erdman ,Argıthanı kervansarayı hakkında şunu söylemektedir .“Küçük bir yapı olduğu halde inşası itinalı yapılmıştır. Eski tarz bulunan büyük kapı cephesinde nispetsizlik görülür, yapının önünde bir camii vardır. Camiide ibadet edenler hanı ziyaret etmeden gidemezler. Handan doğuya uzanan yol bir kavis ile köprüye ulaşır. Birçok seyehatçılar buradan geçer. (ERDMAN’dan aktaran CERAN ,1996 , s. 231 ) Şemsüd-din Altun Aba nın Kervansarayı vakdiyesinde “ Hancının maaşı hana gelen fakir yolcuların ısınması hanın aydınlatılması için miktarı bildirilmeyen odun ve bezir yağı alınması” kaydedilmektedir. Bu da fakir yolcuların sığındığı bir barınak olduğunu göstermektedir. Hanın vakıfları arasında Konya Eski Pazar’da eski bir dükkan zikredilmektedir. (TURAN’dan aktaran CERAN,1948, s. 207) 
Görüldüğü gibi kervansaaraylar , kervan ve ticaret yolları üzerinde yaptırılan dinlenme , emniyet ve sığınak 
merkezleridir üç gün parasız yolcuların ve hayvanların kaldıkları ve sığındıkları mekanlar ve kültür merkezleridir. (CERAN , 1996 ,s.24) 
Konya’daki Şemsed-Din Altun Aba Medresesi vakıfları içerisinde Argıthanı kazasında bir değirmen vardı. Bu değirmen bir müddet boş kaldığı için yıkılmıştır. 1248/1832 yılı kasım ayında tamir edilerek kiraya verildi. Kira bedelinin yarısı arpa olarak tesbit edildi. ( AKTEPE’den aktaran CERAN ,1996 , s . 24) 
Argıthanı yeniden kurulurken 2 sefer 1135/1722 tarihinde Azarı veKekeç Köyleri halkı Argıthanı’na göç ettiği için Argıthanı arazisi içinde yazıldı. Hudutlarıyla birlikte baş muhasebeye kaydadildi. Bu topraklar , Argıthanı’nda yerleşen halk tarafından ekilecek ,elde edilen ürünün öşürü (onda bir) sahip ata vakfınınn mütevillesi ve Esbkeşan (Atçeken) mukataasının zabitince müdahale etmemesi hususunda ferman gönderildi. (ERDOĞDU’dan aktaran CERAN ,1996, s.24) 
2.2.4)Şeyh Sadrüd’ Din Konevi ve Vakıflarında Argıthanı 
Şeyh Sadrüd’ Din Muhammet Konevi (H605/1208) Yılında Malatya da doğdu Babası Şeyh Mecdüd –Din İshak , Anadolu Selçuklu sultan ve şehzadelerinin hocası ve diplomatıdır. Şam’da Tahsilini tamamladı ,II. izzed-Din Keykavus döneminde Konya’ya yerleşti. Konyanın itibarlı ,alim ve fazıl zenginlerinden Hace-i Cihan tarafından madden destek , sultanlar , vezirler ,ayandan büyük itibar gördü . 16. Muharrem 673/1274 yılında Konya’ da halkla yürüdü, (CERAN ,1995,s .31) Konya ve çevresinde birçok vakıf eseri bırakarak adını ebedileştirdi bunlar arasında Ilgın’a bağlı Dibekli (Argıthanı) köyü de bulunmaktadır. (ZEKİ’ den aktaran CERAN,1996,s.25) 
2.3) OSMANLILAR DÖNEMİNDE ARGIT 
2.3.1) Kanuni Devrinde Akşehir sancağı , Akşehir Kazası, Dibekli (ARGIT) Köyü 
İst. Başbakanlık Arşivi 40 numaralı mufassal defteri sayfa C.713 deki bilgilere göre :1501yılında Akşehir kazasına bağlı Dibekli köyünün arazisi tımardan bu yılda köyde 29 hane 46 nefer 4 çift 28 yarım çift ,2 bernak , 10 mücerred vardır . Vergiden muaf olan 1 imam , 1 tahsildar bulunmaktadır . Nüfusu 187 dir vergi oranı 1/3,5dir. Köyün buğday ürünü 3717 akçedir vergisi 1062 akçedir köyün vergisi 490 akçedir .Resm-i çift , bennak mücerredlerden alınan vergi 603 akçedir . Bad’ı heva vergisi 235 akçedir . Gerçek geliri 14335 akçedir. Vergi geliri 5041 akçedir. Dibekli köyünün sınırındakı Argıt mezrasında bulunan Akça baba zaviyesinde faaliyet gösteren 1 zavi yedar (zaviye sahibi şeyh) ile 5 nefer dervişi bulunmaktadır . Bu zaviye vergiden muaftır . Gerçek geliri 1225 akçedir. Argıt mezrası dibekli köyü halkı , dışarıdan olanların ziraat yaptığı bir çifliktir . Dibekli köyünün nüfusu 1501 de 187,1521 de 217,1525yılında 218 dir. Köy Argıt baba neslinden şeyh bedreddin şeyh Abdullah’ ın tımarıdır(CEYLAN’dan aktaran CERAN, 1996, s.28) 
2.3.2) III. Sultan Murad dönemi (1583) yılında Akşehir Sancağı Doğanhisar Nahiyesi Argıt Köyü 
(H.991/1538) yılında Argıt köyü , Akşehir Sancağı Doğanhisar Nahiyesine bağlıdır. Bu dönemde Argıt köyünün bir adı da Dibeklidir.Bu köye bağlı birde Argıt mezrası vardır. Ankara Kuyud-u Kadime Arşivinde 333 numaralı gelir giderleri bildiren Akşehir Mufassal Defteri sayfa 8’a da yazılı bilgilere göre Doğanhisar nahiyesine bağlı olan Argıt diye bilinen Dibekli köyü ile Argıt mezrası III.Sultan Murad Han tarafından Şeyh Abdullah oğlu leyh Veli Babaya orduya asker beslemek üzere tımar arazisi olarak verilmiştir. Bu yılda Dibekli Köyünden alınan gelir 5.000 akçe Argıt mezrasından alınan gelir olmak üzere 6500 akçedir . (ERDOĞDU’dan aktaran CERAN, 1996 , s.29) 
2.3.3.)Osmanlı Sultanları Argıt Köprüsünde 
2.3.3.1) Yavuz Sultan Selim Argıt Köprüsünde 
Yavuz S.Selim (922/1516)yılı Mısır’ ı fethe giderken Akşehir üzerinden Argıt, Ilgın yoluyla Konya’ya geçmiştir. Sultan (922/1516) yılı Cumadel ulasının 26. Cuma günü Argıt konağında Karargah kurmuştur .(FERİDUN BEY’den Aktaran CERAN, 1996, s.30) 
2.3.3.2) Kanuni Sultan Süleyman Irakeyn Seferine Giderken Argıt Köprüsünde 
Kanuni S. Süleyman (940/1533)Yılında Irakeyn seferine giderken Akşehir üzerinden Argıt Köprüsünden geçerek Konya’ya Ilgın üzerinden varmıştır . Matrahçı Nasuh Akşehir, Argıthanı köprüsü ve Konya’ya ait renkli resimleriyle yol güzergahı ve muzil noktalarını göstermiştir.(MATRAHÇI NASUH’dan aktaran CERAN, 1996, s. 30) 2.3.3.3) II. Sultan Murat Han Bağdat Seferine giderken Argıt köprüsünde. 
III.S.Murat (1048-1638) yılında Bağdat seferine İstanbul‘dan l5 Mayıs Cumartesi günü başladı.Bu sefer, Üsküdar, İznik, Yenişehir, Pazarcık, Bozüyük, İnönü, Eskişehir, Çifteler, Bolvadin, İshaklı, (çay) Akşehir üzerinden Argıt çayırına indi. (CERAN 1996 ,s.31) 
2.3.3.4) 1832 Yılında Kalavalı Mehmet Ali Paşa Argıthanı’nda 
Kalavalı M.Ali Paşa Kütahya’ya giderken Konya’dan Ladik , Kadınhanı, Ilgın, Argıthanı’na uğramıştır. Argıthanı’nın batısında bulanan düzlükte M. Ali Paşanın ordusu konaklamıştır. Bu yüzden halk arasında bu konaklama yerine “Ali Paşa düzlüğü “ denmiştir. Daha sonra ordu Akşehir,Afyon yoluyla Kütahya’ya ulaşmıştır. (CERAN ,1996 ,s.31) 
2.3.3.5) Clement Huart ‘a göre Argıthanı 
Clement Huart 1897 de Paris’te yayınladığı “Konia la ville des derviches touneurs,souvenirsd’un vayage en Aise Minevre’ adlı eserine göre 1891 de İstanbul,Bursa ,Eskişehir, Afyon üzerinden Konya’ya yaptığı 13 mayıs 1891 de Başladığı seyahatine ait gözlemlerini anlatmakta Anadolu Selçuklu kültür ve medeniyetini tasvir edmektedir. Büyük Argıthanı köyü, Kavak ağaçları ile çevrili bahçeler ve iki gözlü zarif bir köprünün arasında uzanıyordu köprünün üzerindeki Arapça kitabe okunamayacak kadar silinmişti . Mimar eserini pek özene bezen ortaya koyduğu anlaşılıyordu. Bütün uğraşmalarına rağmen Arapça kitabeyi sökemedik Yazık... Belki ileride bu işi yaparak mutlu olacaklardır. Argıthanı Kasabasının evleri kerpiçten yapılmış olup toprakla sıvanmıştır. Terasları kalın direkler üzerindedir. Basit yontulmuş ağaç gövdeleri idi her şey hoş bir tabiilik içinde idi. Argıthanı yem yeşil bahçeleri ile geniş avam ortasında bir vaha gibi duruyordu. (UZEL’den akttaran CERAN, 1996 , s . 30 –31) 
2.4) XVIII ASIRDA ARGITHANI KAZASI 
4.1) Eşkıya Saldırısı Sonucu Argıthanı Halkının Dağılışı Osmanlı devletinden önce orta asyadan gelen bir Yesevi dervişi Şeyhi ve Türkmen beyi olan Argıt Baba’da Argıt Köyünün kurulmasına sebep olmuştur . Daha sonra Şemsüd-Din Altun Aba’nın yaptırdığı handan dolayı bölgenin adı “Argıthanı” olmuştur.(CERAN ,1996,s,.33) Anadolu Selçuklu döneminde kurulan bu kasaba zamanında Osmanlı devleti idaresinde iken nüfus azalması ve dağılma ile karşı karşıya kalmıştır. Bu dağılmaya sebep olan faktörde Osmanlı sosyal yapısında meydana gelen sosyal düzensizliktir . Çoğu zaman savaş dönemlerinde ortaya çıkan bunalımların sebebi büyük bir kesimi vergi sisteminden kaynaklanmaktadır . Harp dönemlerinde ve olağan üstü hallerde halktan idarecilerin türlü bahanelerle aldıkları para ve eşyaları vermeye gücü yetmeyecek kadar zayıf gelirli olan oymaklar bunları ödemekte güçlük çekmiş, kurtuluşu toprağını ve beldesini değiştirmekte bulmuştur. Vergi ödemediği için devlet idarecileri tarafından sıkıştırılıp ayrıca vergi tahsildarından lüzumsuz ayrı paralarda istenmesi neticesinde bu kişilerin istediğini alamaması bu köy ve kasaba halkının isyancı olarak nitelenmesine sebep olmuştur.Bu faktörler , halkı yerleşik hayattan konar, göçer, bir yapıyı özleyerek statüye geçmesine sebep olmuştur. (ORHONLU’ dan aktaran CERAN , 1996s, 31-32) 
2.4.2) XVIII. Asırda Argıthanı’nda İskan Hareketi ve Argıthanı’nın Yeniden Kuruluşu 
Derbenten Köylerin babı-ı ali tarafından çizilen bir hududu vardır . Derbentçiler , belirli hudut içindeki araziyi 
gözetlemek ve beklemekle görevli idiler. Bu yüzden diğer Derbendin sınırına müdahale edemezdi. Bu hudut içinde kalan hanlar, köprüler ve yolları beklemek, seyahat edenleri korumak onların sorumlulukları içinde bulunuyordu . Derbentçi köyler , köy sınırı içindeki yerler ile birlikte civardaki özenli geçit ve yollarda nezaret ediyordu. Yani bunlar için yeniden bir sınır çizmek diye bir problem yoktu . Fakat ıssız yerlerde kurulan han ve derbentlerde bunu teferruatı ile birlikte tespit etmek gerekiyordu . Sınır ihtilaflarının doğurduğu toprak anlaşmazlıkları hükümeti meşgul ederken bu gibi meydana gelecek problemleri önlemek istiyordu. Yeni kurulmuş veya düzen verilmiş müstahkem derbentlerden bazısına ait hudut name bulunmaktadır. 1721 yılında Konya’ya tabi Argıthanı Derbendi hudut namesi (11 ekim 1721 /18 Zilkade 1133 ) de Konya valisi Vezir Osman Paşa’ nın huzurunda Ilgın, Doğanhisar ve Akşehir naiplerinin de imzalarının bulunduğu hanlar ve derbentler hususunda mübaşir tayin edilen Dergah-ı Ali kapıcı başılardan Bahri Mehmet Ağa tarafından tespit edilmiş, bu hududun temyizi gösteren belge ile İstanbul’a gönderilmiş ve baş muhasebeye kaydedilmiştir . 
Konya’da Argıthanı derbentleri 25 Ocak l721 de verilen muaf namede Ziraat yaptıkları arazinin öşürünü toprak sahibine verdikten sonra , 2-3 yıl imdad-ı seferiye ve hazariye (Savas ve Savaş dışı vergi) ve tekalif’i 
örfiye,şaka ve öşür (örfi ve ağır görevler ve öşür) dür. Rutebi (rutbeler) isteğinden muaf tutulmuşlardır. 
(CERAN,1996,s.36) Argıthanı derbenti Sultan III. Ahmet’in saltanat devrinde Damat Nevşehirli İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. Şehirler kurmakta,mamureler İnşa etmekte deha derecesinde bir kudret gösteren İbrahim Paşa bir Eşkıya barınağı haline gelen bu geçitlere bir derbent kurmak için derhal imar ve iskan faaliyetlerine girişmiştir. (KONYALI,l945,s.635) Bu arada eşkıya saldırısı , huzur ve emniyet yokluğundan dolayı yerlerini terk eden Konya şehrindeki başı boş halkın belirli bir miktarını iskanı kararlaştırıldı. 1720 de Akşehir ile Ilgın arasında yeniden imar edilen Argıthanı’na bu şekilde 200-300 hane yerleştirilmek istendi. 100 hane Akşehir’deki halktan Ilgın kasabasındanda 30-40 hane başı boş halktan seçildi.(Maliye defteri tasnifi.1720.s.30). Fakat Argıthanı’na gönderilmesi gereken 200 haneden 2l ARALIK 1721 de 60 hane gelmiştir. (Maliye defteri tasnifi nden aktaran CERAN ,1996,s.39) Argıthanı’na , Harap olan ve halkı dağılmış olan köylerin halkıda getirildi. Turgut kazasına bağlı Gökçeler köyünün halkıda bu şekilde Argıthanı’na yerleştirilmeye devam edildi. Bunlar, Karaman oğulları ve Osmanlı Devletinde her 
Türlü vergiden muaf olan Atçeken’lerdi. Kendileri Ordunun ihtiyacı olan atları yetiştirirlerdi.(Maliye Tasnifi 
Defteri’nden aktaran CERAN, l996 ,s.40) Önceleri Doğanhisar’da haftada bir gün kurulan ve geniş bir bölgenin faydalandıgı pazar cıvarındaki dağda yaşayan yörüklerin asayişi bozmaları sebebiyle Argıthanı’na nakledilmek zorunda kalınmıştır. Bu pazarın buraya nakledilmesinde diğer bir sebepte büyük derbent tesislerini inşa edildiği Argıthanı’nın daha az bir zaman içerisinde şenlenerek büyük bir kasaba olma sının hedeflenmesiydi .(Maliye Tasnifi Defterinden aktaran CERAN, l996,s.42.). Yerleştirilen insanların fazla olması tahsis edilen araziyi yetersiz kılmıştır.Böylece sahipsiz ve kimsenin tasarrufunda olmayan topraklar derbent hudutları içine alınarak ihtiyaç sahiplerine dağıtılmıştır.(Maliye Tasnifi Defteri’nden aktaran CERAN, l996. s.42) Argıthanı’n da yapılması planlanan inşaat diğerlerine göre daha büyüktü. Burada han, mektep,mahkeme, hamam , su yolları inşa ettirildi.20 Kasım 1720 de yaptırılan keşifle 200 kuruşa mal olacağı anlaşıldı. İnşaatın sonunda hemen hemen büyükçe bir kasaba inşa edildi. (ORHONLU’dan aktaran CERAN.1996.s.42 ) 
2.4.3) Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Vakfiyesinde Argıthanı 
Konya ,Ilgın , Argıthanı kasabasında bulunan derbent ve kervansaray mamuresini III. Sultan Ahmet’in Sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa yaptırmıştır. Bir Eşkıya kargahı haline gelen bu geçitde bir köy kurmayı tasarlamış derhal faaliyete geçerek burasını imar ettirmiştir. Bu müessese ile çevrenin asayişini sağlamıştır. (KONYALI,l945,s.634.) Bu vakfiyede Damat Nevşehirli İbrahim Paşa : “Cenabı- hakka hamd,Sultan II. Ahmet Han’ın Devlet ve saltanatının uzun sürmesi ve hayra vesile olması için duada bulunduktan sonra vakfiyeden çok kendi adına yaptırılan parlak güneş gibi ışık saçan camiinin Müslümanların namaz kılmaları,medresesinde islam bilim lerinin öğrenilmesi, çocukların eğitilip faydalı halde yetişmesi, l6 ocaklı handa 2 uzun saf ve geniş bir ahirda yolcu, tacir ve gariplerin kalması , yiyip içmesi , mahkemelerde hukuki işlerinin görülmesi vakfettiği çarşıda ticaret ve alışverişin devamı, yaptırdığı çeşmelerden üslümanların su alması ve yıkanması için hamam gibi dini hayır ve hizmetlerin devamı için Argıt hanına arazi,yaylalar,bağlar,bahçeler ve mezra vakfetmiştir. Bu kurduğu vakıf müessesesinin yaşaması ve 
devamı için vakıf idarecisi (mütevelli) ile vakfa hizmet eden medrese dersi , cami imamı vaizi,hatibi,müezzini , 
Kuran-ı Kerim okuyan hafızı,vakıf katibi,mektep muallimi , kalfası camiye bakan kayyum vakıflarda handa hayır şerbet dağıtıcısı için vakfettiği bu emlak ve araziden elde edilecek gelirlerle günde kaç dirhem, yılda ne kadar kile buğday alacaklarını hesaplayacak vakfiyesini koydurarak bu hizmetlerin devamına vesile olmuştur. 
Argıthanı kasabasına yeniden yaptırdığı hayır eserlerine vakıflar koymuştur. Bu hayır eserleri ve vakıfları ; 
Nevi Mevkii Hududu 
1- Camii Şerif Argıthanı kasabasında Güneyi Ömer oğlu Molla yeni yaptırdığı Musa , Batısı Yol 
2- Medrese Camii şerifin bitişiği Kuzeyi vakfettiği on dükkan on dükkan batısı mahkeme 
3- Mektep Camii şerif cıvarı 
4- Mahkeme dairesi Güneyi Molla Musa evi ,batısı Camii ,Kuzeyi han Cebel oğlu Evi , Güneyi 4 dükkan, Batısı Akar su ,Kuzeyi boş arsa ,Ba tısı çarşı, 
6- 10 boş dükkan Argıthanı kasabası Güneyi cami, batısı çarşı,batı sı mahkeme dairesi,Güneyi cad de , batısı Akarsu , Kuzeyi han batısı çarşı. 
Hayır Müesseseleri ve Vakıflarının : 
NEVİ MEVKİİ HUDUDU 
1-Büyük çeşme Argıt kasabasında Cami ile han arasında 
2-Küçük çeşme Argıt kasabasında Cami ile han arasında 
3-Sıgır pazarı Güney batısı Cadde ve han batısı han ağasının evi 
4-Kahvehane Güney ve batısı Cadde ve han, Kuzeyi , Batısı han ağasının evi 
5-Argıt kasabası arazisi vakıf sahibinin gelirleriyle ova,nehir,çay,dağ,çayır ve yay lalalrıyla birlikte bütün 
gelir ve haklarını vakfettiği arazi. 
6-Bütün gelir haklarıyla vakfettiği bahçeler. 
7-Bağlar 
8-Mezralar (Ekinler) 

Vakıf Hizmetkarı ve Görevi 
Günde aldığı Senede aldığı Görevinin nevi Düşünceler 
Dirhem Buğday kilesi 
10 5 Argıt vakıfları mütevellisi
10 5 Camii şerifi Ar.Vak.Hiz.Şartıyla Dersiamı(Ord.Prf)
10 5 Valze Ar. Vak. Hiz. Şartıyla
10 5 İmama Ar. Vak. Hiz. Şartıyla
10 5 Hatibi Argıt vakıflarına hizmet şartıyla
5 2 Argıt vakıfları şartıyla
5 2 Camii Şerif Müezzini 
5 2 Camii Şerifin devir hanı hafızı
5 2 Mektep Muallimi Vakıf hazırlığı şartıyla
3 1 Vakıflar menemetcisi (şerbetçisi)
3 1 Camii şerif kayyumu
2 1 Han sebil menemetcisi (şerbetçisi)
5 - Camii şerifin aydınlatması ve döşemesi için Vakiye,Karaman Eyaleti Muhafızı Osman Paşa’nın maarifeti,Devlet-i Ali kapıcı başlarından Ömer Ağa Oğlu Hacı Mehmet Bahri Ağa’nın vekaletiyle 1133/1717 yılı 10 zilkadesinde Ilgın Müftüsü tarafından yazılmıştır. Argıt ve Ilgındaki kendi vekili olan Mustafa Efendi tarafından tastik ve tescil edilmiştir.(VAKFİYE DEFTERİ’ den aktaran CERAN,l996, s.45) 
2.4.4) III. Ahmet Döneminde (1139/1729) Yılında Yapılan Ön Asya Haritasında Argıt Topkapı Sarayı Müzesi Yeni kütüphanesinin hazine kitapları kısmında yeni 447 ve Eski 386.36750 numarada kayıtlı bulunan bir harita 150x210 cm genişliğinde olup büyük bir itina ile ipek kumaş üzerine çizilmiştir. Harita İstanbul ile Hindistan arasındaki sahayı yollar ve konaklama merkezlerinin dikkatlice göstermektedir. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğunun o dönemdeki Anadolu Eyalet Teşkilatı Hakkında da bilgi vermektedir. (UNAT ‘tan aktaran CERAN, 1996,s.49) 
2.5.)XIX Asırda Osmanlı Salnamesinde Argıthanı Kazası ve Nahiyesi 
2.5.1)1285-1322 Konya Vilayet Salnamelerinde Argıthanı 
Argıthanı Kazası 1285 / 1868 yılında nahiye merkezi olarak görülmektedir. Bu yıl Ilgın kazasına bağlanmıştır. 
Argıthanı nahiyesi , Zaptiye Memuru Hasan Efendidir.(Konya 1285-1868 salnamesi) 
1300-1884 Yılında Argıthanı Nahiye Müdürü Hasan Efendidir. Bu yıl kasabada 2 Medrese 80 talebe vardır.(Konya 1300/1884 salnamesinden Aktaran ( CERAN 1996..s.57) 
1305/1889 Yıllarında Argıthanı Nahiye Müdürü Ömer bey Naip, Ali efendi hatip Kadri Efendi, Nüfus memuru Ömer Efendi, (Konya 1305/1889 salnamesinde Aktaran (CERAN,1996.s.57) 
1312/1894 yılında Argıthanı nahiye müdürü Mehmet Hilmi Efendi, naip Osman Efendi , Katip Nuri Efendidir. Bu yıl Argıthannında 6 mahalle buraya bağlı şu dört köy vardı. 1.İhsaniye, 2 İlyaslar, 3 Eldeş, 4 Ağalar (Konya 1312/1894 salnamesinden aktaran CERAN .1996 s.97 ) 
1317/1901 Yılında Argıthanı Nahiye Müdürü Şerif Ali Efendi naiplik boş, Katip Ahmet Efendidir. Nahiyenin güncel nüfusu 1404 dür. Nahiyede 1 Hükümet konağı 3 camii ve mescit , 2 mektep, 2 medrese, 20 dükkan ve mağaza , 100 tezgah, 2 fırın , 4 değirmen , 4 kahvehane vardır. 
Yeni usulle eğitim yapan 1 mektep ile 25 talebe eski usulle eğitim yapan 10 mektep 200 kız ve erkek talebe , 2 medrese , 2 müderris 42 medrese talebesi vardır. 
Nahiyede 120 Öküz ,100 manda, 6049 koyun ,33 kıl keçisi,1506 tiftik keçisi,100 at,200 merkep vardır.(Konya 1317/1901 salnamesinden aktaran 125-126 CERAN 1996.s.57) 
(1325/1909 Yılında Argıthanı Nahiye Müdürü Rüştü Efendidir.(1325/1909 yılı Hamidiye Mektebi İmtihan cetvelinden aktaran CERAN ,1996,s.57) 

Daha Büyük Görüntüle Konya Ilgın'ın Belde Belediyesi Argıthanı Kasabası haritası
Konya Ilgın'ın Belde Belediyesi Argıthanı Kasabası resimleri
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları
Hanife ŞENOZAN / Argıthanı Belediyesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder