Ilgın Genel Görünüm |
Zengin kültür birikimi ve geleneksel Konya ananeleri ile Ilgın geçmişten günümüze halk folkloru ile müstesna bir şehrimizdir.
KIYAFETLER
Ilgın'da düğünlerde erkeklerin giydiği özel bir kıyafet yoktur. Genelde takım elbise giyilir. Merkez olarak kadınlar düğünlerde takım elbise giyerler. Kadife, şali, yünlü diye adlandırılan kumaşlardan dikilen şalvar ve işlikten oluşur. Bu elbiseler genelde nişan, kız hamamı, kına gecesi günlerinde giyilir. Köylerimizde de değişik kıyafetlere rastlamak mümkündür.
HALK OYUNLARI
Ilgın'ın kendine has oyunları Konya bölgesinin klasik kaşık oyunlarıdır. Düğünlerde davul zurna, ve ince saz eşliğinde oynanır. Oyunlar genelde karşılıklı iki kişi tarafından tarafından gerçekleştirilir. Oyun havaları Konyalı, Kozan dağı, Aslan Mustafa, Şerif hanım, Çubuk telde bağlama, Mevlana, Kaymakam kızı, Çifte telli, Emmiler, Develi ve son zamanlarda ILGIN'ım türküsüdür.
ILGIN TÜRKÜLERİKAMİLİM
Değirmenin yolu Ilgın'ın düzü
Kamil i vuranın kapansın gözü
Kamilim Kamilim aslan Kamilim
Sana nasıl kıydı düşman kamilim
Değirmenin yolu Ilgın'a karşı
Kamilin başına vurdular taşı
Kamilim, Kamilim aslan Kamilim
Sana nasıl kıydı düşman Kamilim
Tabutun boyu boylu boyunca
Saramadım Kamilim seni doyunca
Kamilim, Kamilim Aslan Kamilim
Sana nasıl kıydı düşman Kamilim
Tabutum altı boyunca çatlak
Beni vuran deyyus bendende alçak
Kamilim, Kamilim aslan Kamilim
Sana nasıl kıydı düşman Kamilim.
FATMA TÜRKÜSÜ
Aman Fatmam neler olacak
Mahkemeler lalik olacak
Yine sözler benim olacak
Gül memeler bana kalacak
Aman fatmam hopla da gel
Mor fistanı topla da gel
Kapıları katıran
Fatma beni batıran
Ben hapiste yatacam
Fatma senin hatıran
Aman Fatmam Hopla da gel
Mor fistanı topla da gel
Kapıları kalındır
Kardeşleri zalımdır
Zalım olsa ne yazar
Fatma benim malımdır
Aman Fatmam hopla da gel
Mor fistanı topla da gel
Aman Fatmam yan yatma
Rakılara su katma
Sen katarsan ben içmem
Ben Fatmam dan vazgeçmem
Aman Fatmam hopla da gel
Mor fistanı topla da gel
Ocak başı höşmerim
Mahalle benim düşmanım
Varamadığımı aramam
Kaçmadığıma pişmanım
Aman fatmam hopla da gel
Mor fistanı topla da gel
Şu Ilgının hanları
Güne karşı camları
Bizim için yapılmış
Hapishane damları
Aman Fatmam hopla da gel
Mor fistanı topla da gel
Patlıcanı dildin mi
Bıçağını sildin mi
İstanbulu gezdirdim
Kıymetimi bildin mi
Aman Fatmam hopla da gel
Mor fistanı topla da gel
Yaylı geliyor yaylı
Bizide bindirse bari
Yarın mahkeme günü
Doğru söylese bari
Aman Fatmam Hopla da gel
Mor fistanı topla da gel
Fatmam suya gidiyor
Saçı talim ediyor
Saçı başını yesin
Fatmam elden gidiyor
Aman Fatmam hopla da gel
Mor fistanı topla da gel
Sarpın sarpın üstüne
Bu sarpının aslı ne
Gidi gibi kurulmuş
Velesbitin üstüne
Aman Fatmam hopla da gel
Mor fistanı topla da gel
MUSTAFA TÜRKÜSÜ
Çarşının ortasında
Al mintan arkasında
Mustafa yı vurmuşlar
Yatsının ortasında
Anne benim ecelim
Taksiratim tecellim
Öldüğümü aramam
İllede benim sevdiğim
Öküzü yayamadım
Uykuyu alamadım
Mustafa yı Kesmişler
Yatsıyı kılamadım
Karşıda cam parlıyor
Makineyi yağlıyor
Ablasıyla ağası
Mendil tutmuş ağlıyor
Mendilimin uçları
Çıkamam yokuşları
Mustafa yı kesmişler
İstanbulun puştları
Çarşıya varamadım
Ehpabları göremedim
Mustafayı kesmişler
Vasiyeti alamadım
ÇEKİN KIR ATIMI
Çekin kır atımı nalbant nallasın
Verin parasını hakkı kalmasın
Sen Sütün kaymağısın gelin aman
Şu Ilgının oynağısın gelin aman
Çekin kır atımı binek taşına
Eller ulaşmaz eğer kaşağına
Sen sütün kaymağısın gelin aman
Şu Ilgının oynağısın gelin aman
Çekin kır atımı verin gemini
Üstüne binenler sürsün demini
Sen sütün kaymağısın gelin aman
Şu Ilgının oynağısın gelin aman
HASTANE
Hastaneye vardım yan basa basa
Ciğerlerim koptu anam kan kusa kusa
Hastaneye vardım soyun dediler
Hastane elbisesini giyin dediler
O zaman boynumu büktüm ağladım
Perişan saçlarımı yoldum ağladım
Beyazdan gömleğim kana boyandı
Ameliyat masasında çok canlar yandı
Söyle doktor söyle ölecekmiyim
Ölmeden yavrularımı görecekmiyim
O zaman boynumu büktüm ağladım
Perişan saçlarımı yoldum ağladım
FAHRİYEM
Kazıkta Silahım asılı kaldı
Gelin Fahriyemin kekili kesili kaldı
Güveyi elbiseleri sandıkta basılı kaldı
Kıyma celalım kıyma canıma
Yeter bitsin bu dünya malına
Kapımızın önü bir dönüm avlu
Avlunun içinde kır atım bağlı
Sineme giren kurşun gavur dağlı
Kıyma Celalım kıyma canıma
Yeter bitsin bu dünya malına
Camiye giderken potinim kaydı
İpek mendilimi örüzgar aldı
Gelin Fahriyemle kavuşmamız ahrete kaldı
Kıyma Celalım kıyma canıma
Yeter bitsin bu dünya malına
ŞARKI
Sarı saçlarında yeller eser
Kara gözlerin dünyadan güzel
Benim güzel melek yüzlüm
Şirin bebeğim tatlı sözlüm
Bitsin artık bu sevdanın sonu
Kara gözlerin neşe dolu
Benim güzel melek yüzlüm
Şirin bebeğim tatlı sözlüm
ILGINIM
Hamam dağı üç köşeli
Etrafı badem döşeli
İnsanları hep neşeli
Ilgınımda Ilgınım canım Ilgınım
Ilgınımız var şehirler içinde
Kaplıcamız var içmeler içinde
Her yerin başka başka biçimde
Ilgınımda Ilgınım canım Ilgınım
Hamamdağı yeşil koyu
Şifalıdır sıcak suyu
İnsanların güzel huyu
Ilgınımda Ilgınım canım Ilgınım
Ilgınımız var şehirler içinde
Kaplıcamız var içmeler içinde
Heryerin başka başka biçimde
Ilgınımda Ilgınım canım Ilgınım
Hamadağı görür gölü
Üzerinde tatil köyü
Memleketim Deliköyü
Ilgınımda Ilgınım canım Ilgınım
Ilgınımız var şehirler içinde
Kaplıcamız var İçmeler içinde
Heryerin başka başka biçimde
Ilgınımda Ilgınım canım Ilgınım
Deliköylü Talip MERCAN
ILGIN BÖLGESİNDE YAYGIN OLAN MANİLER
Minarede ezan var
Has bahçede gezen var
Şu Ilgının içinde
Yüreğimi ezen var
Çorabın ağına bak
Çevirde bağına bak
Ben aklına geldikçe
Hamamın dağına bak
Ilgının terzileri
Dike dike bezdiler
Haydi yarim gidelim
Bizden şüphelendiler
Dünya diyorlar fani
Ölüm geliyor ani
Kimse olamıyor mani
İster zengin, ol ister cani
Pancarın sırasına
Oturdum arsına
Baban seni eversin
Pancarın parasına
Pancarın sırasına
Koyuldum arasına
Ağalar kıyamıyor
Bir sakız parasına
Pencerede su tası
Su tasının ortası
Babam sana kız vermez
Git eşeğin sıpası
Masa üstünde susam
Yarimin adı Hasan
Hasan benim olursa
Ne derdim var ne tasam
Köprünün altı musluk
Erkekler çalar ıslık
Benim yarimi sorarsan
Taze kavrulmuş fıstık
Bahçelerde hıyarlar
İnce ince kıyarlar
Sevmediğim oğlanla
Nikahımı kıyarlar
Yarimin adı Murat
Boynunda mor kravat
Adresini sorarsanız
Ilgın Çarşısı son durak
Mavi çemberi senden
Oyalaması benden
At sevdiğim martini
Fişek parası benden
Pencerede küpeli
Dibini süpürmeli
Sevipte almayanın
Yüzüne tükürmeli
Pencereden bakıyor
Açmış kitap okuyor
Kakülüne mis sürmüş
Yel vurdukça kokuyor
Düşte gör
Hayalde gör, düşte gör
Düşenin dostu olmaz
Hele bir yol düşte gör
Kul eden
Ses geliyor kuleden
O kaş O göz değilmi
Beni sana kul eden
Taneden
Kısmet aldım taneden
Ah ı bülbülden aldım
Yanmayı pervaneden
Ben bu aşka düşeli
Çıkmadım meyhaneden
Felek beni ayırdı
Gözleri Mestaneden
Yaradan
Tabib anlar yaradan
Cümlenin ver muradını
Benimle beraber yaradan
Dertli sinem doludur
Her dert ile yaradan
Tekke kenarı serindir
Girme çaya derindir
Karşıda güzeller var
En güzeli benimdir.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder