Ilgın Balkı Kasabası
Ilgın Balkı Belde Belediyesi |
Balkı belde belediyesi Ilgın'ın 16 km. güneyinde Sultan Dağları eteklerinde, kuzeybatısında Asarlık, Yakıncadağ, batıda Dibekli Tepesi, Deveyokuşu güneyde Bozburun, Yarıkkaya, Kireçen doğuda Irbazan sırtları, güneydoğuda Kayaönü, Kirezliçukur, Gövenli tepeleri arasında geniş bir vadide Battal Deresi etrafında kurulmuş şirin bir orman kasabamızdır. Kasabamızın kuruluş tarihi hakkında kesin bilgiler bulunmamakla birlikte 1584 yılında Osmanlı arşivlerinde 6 000 akçelik vergi kaydına rastlanmıştır. 1960 yılında MTA'dan maden mühendisi Baki CANİK'in araştırmalarında tarihi caminin bulunduğu tepe, Balkı Deresi'nde Navruzlu Burun tepesi ve Gülpınar tepesinde 9. yüzyılda kurşun madeni işlenen üç fırının bulunduğu anlatılmaktadır. Eski cami bu fırınlardan birinin külleri üzerinde, temeline ağaç hatıllar atılarak yapılmıştır. Caminin dikdörtgen, kubbesiz ve toprak damlı, direklerin uzun ve kalın ağaçlardan oluşu Selçuklu mimarî tarzını hatırlatması nedeniyle kasabanın kuruluşunun Selçukluların son döneminde olduğu tahmin edilmektedir. Kürtlük, Ağısmıyıl ve Belören mağarası kasabanın ören yerleridir. Çift sürerken tesadüfen çıkan mezarlarda küpler içerisinde kül ve kemiklerin bulunması, bölgenin İslâmiyet öncesi bir yerleşim yeri olduğuna işaret etmektedir. Gökçeyurtlu eczacı Sabri ASLAN'dan öğrendiğimize göre Gökçeyurt'ta da bulunan Asarlık tepesinin anlamı; “Asurlu papazların günah çıkarttıkları yer” anlamındadır. Kasabamızda bulunan
Asarlık mevkiinde yığma olduğu belli olan Hocaların Höyükte eski dönemlere ait çanak ve çömlek parçalarına rastlanmıştır. Kasabanın doğusunda “Mederese” adlı mevkiide 13. yüzyılda eğitim-öğretim yapılan medresenin temelleri mevcuttur. Baş[Only registered and activated users can see links. ] ve Balkı kasabaları arasında bulunan Adaras mevkiinde Ağalar, Bulcuk ve Saraycıktan gelerek Antalya'ya kadar uzanan tarihi “Tuz yolu” üzerinde Roma döneminde “Adriyanus” adlı bir şehir merkezi vardır. Bu merkezde yolcuların konakladığı bir hanın olduğu, yol ve köprü yapımı sırasında ortaya çıkan işlenmiş taşlardan anlaşılmaktadır. Aynı mevkiinin, Bulcuk ve Gökçeyurt'taki Elmalı'dan geçen İpek Yolu'nun üzerinde olduğu anlatılmaktadır. Bilgilerine başvurduğumuz kasaba eşrafından Hüseyin AYDIN (d. 1914) ve Mehmet YILDIZ, köyü ilk kuranların yörükler olduğunu ve eski caminin çevresinde yedi haneden ibaret olduklarını, çevrenin bataklık, sazlık, balkanlık bir yer olması nedeniyle, “Balkı” adının buradan geldiğini anlattılar. Ayrıca “Konya İl Yıllığı”'nda “balkı” kelimesinin anlamı; “Kırım topraklarında Kara Deniz'e dökülen Don ırmağı çevresindeki çamur çukurlarının adı” olarak geçmektedir. İki katlı, kerpiç yapılı, çoğunluğu kiremit çatılı,
bir kısmı da toprak damlı avlusu olmayan, bazıları birbirine bitişik evlerden oluşan kasabada 450 hanede 2 200 kişi yaşamaktadır. Halkın geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Bazı aileler de pancar işçiliği ve Ilgın Şeker Fabrikası'nda kampanya işçisi olarak çalışmaktadırlar. Dışarıya göçün durduğu kasabamızda Kavak deresi ve Battal deresi etrafında meyve ve sebze üretimi yapılmaktadır. Derez mevkisinde üzüm bağları vardır. Üzümler kurutularak ve pekmez yapılarak aile içinde tüketilir.
20 000 dekar tarım arazisi, 50 000 dekar orman arazisi, 20 000 dekar bağ-bahçe vb. sulanır arazisi olan kasabada; 110 traktör, 1 biçer, 8 minibüs ve 4 kamyon vardır. 27. 12. 1998'de kasaba olan Balkı'nın ilk belediye başkanı Yücel DİLEK'tir. Yöresel deyimlerle Dibekbaşı, Ganelarası, Hanyolu ve Asarlık adlı 4 mahallesinde yaşayan sülâle adlarından bazıları şunlardır: Gücümenler, Gocaoğlanoğulları, İmirzeler, Kedhüdâoğulları, Hasanbaşoğulları, Deveoğulları, Deveciler, Battiler, Karaküpeler, Hacı Musalar, Hocalar, Hatıplar, Hacı Hasanlar, Afıyancılar'dır. Okuma oranı çevre köy ve kasabalara göre oldukça yüksektir. Yardımsever işadadamı müh. Mehmet Ali AK Uşak Şeker Fabrikası müdürü müh. Ali TÜRK SARI bakanlık müfettişi Emre SARI, genel cerrahi uzmanı Dr. Seyit Ali DENİZ, Dr. Mustafa DİLEK, Dr. Aşkın YAŞAR. , Dr. Mümtaz AK, Veteriner Nuri SARIKAYA, Av. Gürsoy BİLGİN, Av. Murat ARI, yüzbaşı
H. Sami UYAR, Mühendisler; Nevzat CANBAL, Ali İhsan ARI, Hüseyin DENİZ, 50 civarında öğretmen, 50'ye yakın emniyet görevlisi ve din görevlisi kasabamızın yetiştirdiği kişilerden bazılarıdır. 10 sınıflı okulu, 12 öğretmen, 2 cami, 1 imam, 1 Kur'an Kursu, belediye binası, belediyenin 4 dükkanı, 1 makam arabası, 1 kamyon, 1 kepçesi vardır. Köy odaları bayramlarda, düğünlerde, “ölü başı” olarak adlandırılan başsağlığı dileklerinde, hacı ve asker uğurlama törenlerinde buluşma yeridir. Hacı Hasanların oda, İmirzelerin oda, İmamların oda, Danaların oda, Hacı Musaların oda, Receplerin oda bunlardan bazılarıdır. Köy odaları sadece kış sohbetlerinin yapıldığı bir yer değildir. Köylülerin birlikte eğlendiği, birlikte acıların paylaşıldığı, toplumsal barışın ve kaynaşmanın sağlandığı yerlerdir. İçme suyu, Kavakderesi mevkiinde Yörükmezarı kaynağından gelmektedir. Kapalı şebekeden evlere dağıtılan su yetersizdir. Ürümbeği (Rumbeyi-Üzümderesi) mekiinden gelen su ise 3 mahalle çeşmesi ile halka dağıtılmaktadır. Ağılönü ve Balkı deresi asfalt kenarına yapılan çeşmeleri ile ilçemizin en güzel piknik yerlerindendir. İçme suyu, kanalizasyon, sağlık ocağı ve personeli, Kavakderesi mevkiine gölet yapılması, derin kuyular açılarak sulu tarıma geçilmesi, kasaba içindeki cadde ve sokakların düzenlenmesi kasabanın önemli sorunlarıdır. Hacet Namazı: Kasabamızda kuraklığın yaşandığı dönemlerde yağmur duasına çıkmak gelenek halindedir. 70 000 tane taş toplanır, duası okunan taşlar çuvallara doldurulur, akarsuyun içine konulur. Komşulardan yağ, un, bulgur, para, koyun vb. toplanır. 3 gün belirli zamanlarda duaya çıkılır. Ceketler ters giyilir, eller ters tutularak dua yapılır. Küsler barıştırılır, helallaşılır. Koyun ve kuzular meleştirilerek emiştirilir. 3. günde duadan sonra kadın-erkek bütün köy halkı, davet edilen komşu köylerle birlikte yemek yenir. Allah'ın rahmeti istenir. Kasabamızda Folklor: Balkı'da düğünlerde söylenen ve çevre köylerde hiç rastlanmayan kasabamıza has “Aleylim” adlı bir türkü vardır. Eskiden gelin kız elinin kınasını sabah namazı çayda yıkar ve çayın kenarına madenî bir para bırakır. Bu sırada “yenge” denilen yöresel kıyafetler giymiş genç kızlar “aleylim” çalar, “cebel” denilen düğüncü delikanlılar tüfek atarak kızlara eşlik ederlerdi.
ALEYLİM
Çıktım iğdenin dalına kırılıverdi yar aman da kırılıverdi,
İğdeyi tutan ellerim yoruluverdi yar aman da yoruluverdi,
Elin oğlu pek zalım imiş darılıverdi yar aman da darılıverdi.
İndim yarin bahçesine taş bulamadım yar aman da taş bulamadım,
Kendime minasıp eş bulamadım can Alim de eş bulamadım,
Yüzükler yaptırdım kaş bulamadım can Alim de kaş bulamadım.
İndim yarin bahçesine ayvalık narlık yar aman da ayvalık narlık,
Ayvayı tutan ellerin görmesin sağlık yar aman da görmesin sağlık,
Konya Ilgın'ın Belde Belediyesi Balkı Kasabası haritası
Konya Ilgın'ın Belde Belediyesi Balkı Kasabası resimleri
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder