21 Temmuz 2021 Çarşamba

Ilgın Attilâ İlhan Barakmuslu Mezarlığı Şiiri

Ilgın Attilâ İlhan Barakmuslu Mezarlığı Şiiri 

Şair, edebiyatçı ve yazar Attila İlhan'ın ( 1925 - 2005 ) Ilgın'ın Barakmuslu Köyü mezarlığı için, Bir Avuç Kıvılcım, kitabının Sayfa 82 - 85 de yer alan, ve dönemin koşullarını anlamak açısından önemli tespitleri olan yazdığı bir Anadolu şiiri:

Barakmuslu Mezarlığı

Kuş uçmaz, kervan geçmez, karanlık tuttu yolları 

Gözün gönlün kararmış sen nasıl gecesin hey gidi 

Buğdaysız, çavdarsız kara ekmeğe benzersin 

Yıldızların, hani yıldızların, çiçeklerin nerdeler 

Kalbin neden durmuş rüzgarı kesilmiş değirmen gibi 

Suya indi çakallar, suya indi söğüt dalları 

Barakmuslu mezarlığı kımıldanır için için 

Barakmuslu mezarlığında seyran seyran ölüler 

Kuş uçmaz, kervan geçmez, karanlık tuttu yolları 

Gözün gönlün kararmış sen nasıl gecesin hey gidi 

Ben ne inim ne cinim, ben bir garip ademim 

Barakmuslu köyünden selamsız oğlu bekir 

Yıkılası hanede sekiz boğaz altıma bakar 

Ben kendimi toprak bilirim, toprak beni baba bilir 

Benim köyümde avrat bile toprak gibi sevilir 

Ben ne inim ne cinim, ben bir garip ademim 

Nideyim bu mezarda babam yok, yalnız anam var 

Dedem yok bu mezarda, fukara ninem yatar 

Söyleyin dağlar-taşlar ben selamsız oğlu bekir 

İki gözüm iki ateş parçası, iki taş parçası iki elim 

Yıkılası hanede sekiz boğaz altıma bakar 

Gece düşer, barakmuslu mezarlığı dirilir 

Barakmuslu mezarlığında seyran seyran ölüler 

Bir giden bir daha dönmez, gitti gider 

Sen harami yusuf, her yaranda bir çiçek açmış 

Sen hasretlik şakir, mapuslarda ölen şakir 

Evladım kadir nasıldı o seni dağda mı vurdular? 

Ya hüsne gelin, yar yoluna serden geçmiş 

Fadimem, sıtmalar girdi kanına fadimem 

Barakmuslu mezarlığı cümlemize mekân oldu 

Barakmuslu mezarlığında koyun koyuna girdiler 

Bir giden bir daha dönmez, gitti gider 

Barakmuslu mezarlığı cümlemize mekân oldu 

İki elim kızıl kanda selamsız oğlu bekirim 

Hem babam hem dedem yad ellerde kurban oldu 

Herkesin kökü toprakta, bir ben köksüz gibiyim 

Şavkın yok, ateşin yok, sen nasıl gecesin hey gidi 

Gözün gönlün kararmış, tadın tuzun kalmamış 

Yıldızların, hani yıldızların, çiçeklerin nerdeler 

Ben ne inim ne cinim, selamsız oğlu bekirim 

Benim babam, benim dedem yad ellerde öldüler 

Bir giden bir daha dönmez, gitti gider 

Neylersin oğlum bekir, bak işte ben dedenim 

Benim mezarım yoktur dardanos şehitleri de 

Kül oldu yirmiüç baharım kıvırcık bir mart günü 

Başımı ayrı gömdüler, gövdemi ayrı gömdüler 

Ya gazi ya şehit diye geldik, şehit olduk 

İki gözümle gördüm topların ölüm tükürdüğünü 

Tövbeler olsun göklerin veremli gibi öksürdüğünü 

Neylersin oğlum bekir, şehitlik alın yazısı 

Nenim dedemin de trablustan geldi künyesi 

Biraderim ismail vurulmuş akar kanları 

Ah şipkanın balkanları, ah şipkanın balkanları 

Ninen köyde uyudu, biz gazada uyuduk 

Kırıldı kanadımız, kaldık çöllerde 

Ya gazi ya şehit diye geldik, şehit olduk 

Ben sakaryada bir kavak ağacıyım, yel eser inlerim 

Sakarya ığranıp gider, ben sakaryayı beklerim 

Selamsız duran çavuş barakmusludan 

Ah başıma gelenler, yapraklarım, gözlerim 

Ben sakaryada bir kavak ağacıyım, yel eser inlerim 

Benim mezarım yoktur, ben üçüncü taburdan 

Bir kahpenin kurşunu geldi, gelip ciğerimi deldi 

"At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır" 

Ben öldüm, selamsız çavuştan bir garip kavak kaldı 

Telli kavak, telli kavak ne uzarsın boyuna 

Suya indi çakallar, suya indi söğüt dalları 

Söğüt yaprağı narin, gözlerim yanıyor gözlerim 

Kuş uçmaz, kervan geçmez, karanlık tuttu yolları 

Ben ne inim, ne cinim siz kimsiniz? kimsiniz? 

Derviş gibi nerden gelip böyle nereye gittiniz? 

Barakmuslu mezarlığı kımıldanır için için 

Benim dedem benim babam yad ellerde öldüler 

Yüreğimi zehir ettin sen nasıl gecesin hey gidi 

Kapkara, gözü yaşlı mezar taşına benzersin 

Yıldızların, hani yıldızların, çiçeklerin nerdeler 

Ben ne inim ne cinim, selamsız oğlu bekirim 

Yad elde ölmek istemem, dedem gibi babam gibi 

İki elim kızıl kanda, sekiz boğaz altıma bakar 

Ağlar mı şipkanın balkanları, ben ağlarım 

Babam duran çavuştan, kavak ağacından dilerim 

Telli kavak, amanın telli kavak derdime bir çare 

Yüreğimde bir yılan çöreklenmiş yatar 

Barakmuslu köyündenim, selamsız oğlu bekirim 

Ben bu köyde doğmuşum, bu köyde ölmek isterim 

Atilla İLHAN

Fotoğrafta, Ilgın, Barakmuslu Mezarlığı civarı görülüyor.
Kaynaklar:
Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder